Yakında yapacağımız bir gezi nedeniyle Şanlıurfarfa belediyesini arayarak dünya gündemine oturmuş ve belki de  İNSANLIK TARİHİNİN yeniden yazılmasına neden olacak dünyanın İLK mabedi sayılan Göbeklitepe’nin açık olup olmadığını sordum. 

Bilmiyorlarmış. Sanki Göbeklitepe’yi hiç duymamış gibiler, değilse de olağanüstü ilgisizler. Aradığım çeşitli birimlerden aynı yanıt.  

Koskoca Kültür Müdürlüğünü aradım. ‘Bize bilgi verilmedi’’ dediler.

Senin adın sözümona ‘Kültür’!’ Dünyanın en en eski  ve en değerli tarihinin üzerinde oturuyorsun! İnşası Milattan önce 13000 yılına uzanmakta. En eski diye bilinenMısır piramitlerinden 7500 yıl daha eski yani. Yok böyle bir hazine! Dünyada tek!

Sana bilgi verilmediyse sen kendin bilgi alsan?  Allahaşkına biraz okusan? Toprağından tarih fışkırıyor. Dünyanın gözü sende. Biraz öğrensen? 

Akın akın gelecekler bir gün, bir şekilde. Belki yolda rastlarlar sana da, sorarlar nerede Göbeklitepe? ? 

Hele de belediye çalışanıysan; dil bilmesen de gururla gösterirsin parmağınla. 

‘’Nah şu yönde’’ diye. … 

Göbeklitepe ülkemizde tesadüfen ayaklarımıza gelmiş bir nimettir. Sana olması da çocuklarına, torunlarına bir gelecektir. Çorbaya bir tutam tuz atsan, insanlığa bir katkıdır. Senin bilgin ülkeye kazançtır. Ne olurdu be vatandaş biraz okusan, kendini aşsan? 

Gölgen bile senden büyük.  Sen bir nebze duyarlılık taşımayı öğrenmedin mi? 

Dünyanın gündemine oturmuş bir tarihi hazinenin ‘kapısının’ ziyaretçiye açık olup olmadığını bilmeyen bir belediye… 

Başkana bağlanmak istedim. Ropörtaj yapacağım. Öyle kolay mı ona ulaşmak randevu alabilmek? Bir haftadır ses yok. Memleketimizde Belediye Başkanları dünyanın en büyük devletlerin başkanlarından bile forsludur. 

Bana valiliği aramamı söylediler. Valilikte de çeşitli birimler ‘bilgi sahibi değiliz’’ diye yanıt verdiler.

Sonunda bir bilene ulaştım ve kapalı olduğunu öğrendim. 

Göbeklitepe hakkında bazı ilginç bulgular: 

Yıllardır tarih derslerinde öğretilen "göçebe toplulukların tarımı öğrenerek yerleşik hayata geçtiği" tezini de çürütüyor. ‘Tarım’  yerleşik hayatı getirmemiş, dini mabetlerin etrafında kalma arzusu sonucunda yerleşik hayat tarımı getirmiştir. 

Ayrıca yerleşik hayata geçişi temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde rastlanmıştır.

 Bulgular taş devri insanlarının bira içtiğini de gösteriyor. Kazılarda şu ana kadar en büyüğü 160 litrelik kapasiteye sahip kireç taşına oyulmuş, altı bira varili bulundu. Klaus Schmidt,  bulgular ışığında, insanoğlunun ekmek için değil, bira uğruna tarıma başladığına, bunun da ilk kez Urfa’da gerçekleştiğine kanaat getirmiş.