Yıllardır söylediğimiz, ülkelerin eskimiş yönetim modellerinin yeni ve farklı bir anlayışa bürünmesi gerektiği yaklaşımına kulaklarını tıkayanların son zamanlardaki bir haber üzerinden pür dikkat olmaya başladıklarını görmek şaşırtıcıdır. Oysa biz Amerika’daki haberden çok önceden beri söylemeye devam ediyorduk. “Konumuz Alexandria Ocasio-Cortez… ABD’nin tarihteki en genç kongre üyesi, aktivist ve bir fenomen. Söyledikleri, yaptıkları ve duruşuyla hemen her gün ülke ve dünya gündeminde yer buluyor.” Bir Amerikalının söyledikleri aslında bizim son 7 -8 yıldır söylediklerimizin aynısıdır. Sesimiz Türkiye’den çıkınca ne yazık ki, farklı fikirlere karşı duyulan ön yargılar yüzünden söylediklerimiz anlaşılmamasına karşın, bayan Cortez’in bugün söylemeye başladıkları çok daha çabuk yankı bulabiliyor. Üzülmüyorum, çünkü aklın yolu birdir deyişi bir kez daha ispatlanmış oldu ve sanıyorum ki, yıllardır söylediklerimizin bir şekilde dış basın tarafından da takip edildiğini ve bu anlamda birbirinden etkilenme yoluyla bu yeni fikirlerin ortaya çıktığını görmek mutluluk veriyor. Tespitlerimi, özellikle Merhaba Etik/Aforizmalar kitabımda 2017 yılında ele aldığımı yineliyorum.

 

Hazır, konumuz buyken, bayan Cortez’in söylediklerini internet üzerinden takip etmenizi önerirken, kendi görüşlerimizi bir kere daha burada açıklamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu kez belki ülkemizde de duyarlılık artmaya başlar umuduyla. İşte, sizlerle son 7-8 yıl içinde paylaştıklarım:

 

“Değişen dünyada değişmeyen insanların varlığı yüzünden, ne yazık ki büyük sıkıntıların yaşandığına tanık oluyoruz. Özellikle yönetim modellerinin eskimişliği ve modası geçmiş ve hep aynı söylemlerle hareket edilmesi yanlıştır. Kirlenmiş ve geçerliliğini yitirmiş siyaset ve politikaların yerini mutlaka yeni yönetim modelleri almalıdır. Önerim odur ki, çoğunlukçu sistemlerden doğruluğu savunan sistemlere bir geçiş olmalıdır. Futbol takımı tutar gibi siyasetçilerin ve partilerinin savunulması yüzünden doğru ve yanlışlar arasındaki ayrımların yapılması güçleşmektedir. Artık anlayışlar değişmeli, etik ve ahlaka dayalı, doğruluğu esas alan yönetim sistemleri üzerinde yoğunlaşılmalıdır.

 

Ülkeler vergi sistemlerini gözden geçirmeli, çevre ve doğa dostu ürünlerin maliyetleri düşürülmeli, toplumların üzerinde giderek fazlalaşan vergiler azaltılmalı, yönetimler hesap verebilir olmalı ve bireylerden alınan vergi gelirleri sorumsuzca harcanmamalı, huzurun ve sakinliğin tercih edilmesi sayesinde kargaşa ve kaosların önüne geçilmelidir.

 

Sadece insana odaklı değil, diğer canlıları ve doğayı koruyan  bir yaşam sistemi benimsenmeli, eziyet, acı ve ıstırabın yaşamın içinde azaltılması için sevgi ve saygıyı önemseyen yaklaşımlar benimsenmeli, bunların yaşam boyu bir eğitim içinde bireylere aşılanması sağlanmalıdır.

 

Aile kurumunu sağlamlaştırmak için imtihanlı evlilik okullarının devletler tarafından kurulması, sevgi ve saygının bilgi ile bütünleştirilmesine çalışılmalıdır.

 

Şehirler araçlardan arındırılmalı, toplu taşıma, bisiklet ve motosiklet kullanımı özendirilmeli, tüm yöneticiler makam araçlarından inerek toplum içine karışmalı,  bilime ve doğruya, öğretene verilen değer artırılmalı, yaşamın içindeki yalan, iki yüzlülük gibi unsurların yerini doğruluk almalıdır.

 

Hukuk devleti anlayışı yerine, daha çok etik, yeteri kadar hukuk anlayışı ile hareket edilmeli, ülkeler hukuki anayasalarından önce etik anayasalarını hazırlama yoluna gitmelidir.

 

Siyasetçi olmayanın, siyasetin içinden gelmeyenin yönetici olamayacağı yönündeki ön yargı ortadan kalkmalı, gerekirse toplumlar bu tip kişilerin yönetici olması yönündeki taleplerini istekle ve ısrarla tekrarlamalıdır. Adam ve akraba kayırma, niteliksiz, ehliyet ve liyakati zayıf kişileri yönetim kademelerine getirme hevesinden vazgeçilmelidir.

 

Yaşamın temel kavramları olan sağlıklı olma hakkı gereği, bireysel sağlık hakkı ücretsiz hale getirilmeli, kullanım ve tüketim suyu dışında içme suyunun ücretsiz bir hale getirecek formüller üzerinde çalışılmalı, hayvansal gıda tüketimini azaltarak, beslenmenin bitkisel kaynaklara yönelmenin yolları araştırılmalıdır. Bencil, duyarsız, merhametsiz yaşam tarzları terk edilmeli, insan olma yolunda aşama kaydetmek için akıl, vicdan ve gönül bağlantısının kuvvetlendirilmesine çalışılmalıdır.”

 

Daha söylediğimiz çok şey vardı bu son 7-8 yıl içerisinde ve bugün sizlere bazılarını özetlemeye çalıştık.

 

Güzel bir dünya ve çevre oluşturmak adına tekrarladığımız bu önerilerimizi Her Şeye Rağmen Etik aktivasyonu (2011) ile tekrarlamaya devam ediyoruz. Umarız ki, bayan Cortez’in Amerika’dan söylediklerini kısa sürede duyanlar, uzun süredir ülkemizden söylediklerimize kulak tıkamazlar.

 

Amerika’daki bu sesten çok önce ses vermiştik. İstiyorum ki, etik ve ahlaki olan sistemleri önce ülkemiz başarsın, örnek olsun, öncü olsun. Bunun için çaba göstermeye, istenildiği takdirde sorumluluk üstlenmeye ve çalışmaya devam edeceğim.

 

Yakın bir gelecekte toplumlar etik ve ahlaki ön planda tutan yeni yönetim anlayışları ile yönetilecek, eskimiş siyaset ve politikalar etkinliklerini kaybedecektir. Bunu unutmayınız…

 

Sevgi ve saygıyla…