Son dakikada bir değişiklik olmazsa CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce… Adayını en son belirleyen parti CHP oldu. Aslında bu bir CHP klasiği olarak şaşırtıcı değil. Diğer partilere nazaran CHP’de parti içi dengeler, en az ülkedeki dengeler kadar önemli… 

CHP’nin duyacağımız adayı Muharrem İnce olacaksa, neden o? Aslında ilk beklenen Kılıçdaroğlu’nun aday olmasıydı. Malum sürpriz seçimin, baskın seçimin karşısında ilk olarak başka aday bulmaya zaman kalmayacağı endişesiyle Kılıçdaroğlu’nun ismi ön plana çıktı. Ancak uzun zamandır O’nun aday olmak istemediği bilinen bir gerçekti. Parti içerisinde İlhan Kesici en güçlü adaylardan biri olarak ön plana çıkmaktaydı. ANAP kökenli geçmişi, 1994 yerel seçimlerinde İstanbul’da Tayyip Erdoğan ile başa baş bir yarış sergilemesi hatırlanması gereken bilgiler… 

2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Eklemettin İhsanoğlu’nun parti örgütüne ve tabanına rağmen aday gösterilmesi, partide ciddi bir travma yaratmıştı. Partili, parti dışında bir aday istemiyordu. Bu nedenle gönülsüz de olsa ANAP kökenli bir CHP’liye oy vermek CHP seçmenini çok rahatsız etmezdi. Benzer bir durum Abdüllatif Şener için de geçerli. O, Ak Parti ile yollarını erken ayıran biri olarak, CHP seçmeninden çok sempati görmese de İhsanoğlu’nun gördüğü tepkiyi şüphesiz görmezdi. Kesici ve Şener’in CHP seçmeni şevkle, heyecanla sandığa götürmeye yetmeyeceğini tahmin etmek zor değil. Oysa Erdoğan’ın ilk turda seçimi kazanmasını önlemenin en kritik noktası, Ak Parti/Erdoğan karşıtı seçmeni yoğun bir şekilde sandığa götürmek olmalı… Seçmenin bir şeylerin değişeceğine inanması, bu inançla sandığa gitmesiyle % 90’lara yaklaşacak bir katılım seçimi ikinci tura bırakabilir. Aslında bu 2014 CB seçimlerinde bile olabilirdi. Örneğin MHP’nin Meral Akşener, CHP’nin Hikmet Çetin/Yılmaz Büyükerşen gibi isimlerle çıkması, bu parti seçmenlerin sandığa gidiş oranını muhtemelen yükseltebilir ve seçim ikinci tura kalabilirdi. Katılımın düşük olması, Erdoğan’ın ilk turda kazanmasının önünü açtı. Muhtemelen bu seçimde, partilerin kendi tabanlarından adaylarla seçime katılması ve seçim güvenliğine dair endişelerin ortadan kalkması, katılım oranını yukarıya çekebilir. Bu da, seçimin ikinci tura kalmasının önünü açabilir. Büyük ihtimalle muhalefet, 2014’ten bu konuda ders çıkardı, deneyim kazandı. 

2018 CB seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun gönlünden geçen ismin Büyükerşen olduğunu düşünüyorum. Ancak Eskişehir’de Belediye Meclisi’nde CHP’nin azınlıkta olması, Büyükerşen’in aday olması durumunda Belediye Başkanlığının muhtemelen AKP’ye geçecek olması, Büyükerşen’in sağlık ve yaşının miting yapmaya elverip vermeyeceğine dair endişeler kararını etkilemiş olmalı. Bunun birlikte başka faktörler de Muharrem İnce’nin tercih edilmesine yol açmış olsa gerektir. Yukarıda değindiğim üzere parti içi dengeler, İnce’yi ön plana çıkarmış gibi görünüyor. İnce, Kılıçdaroğlu’nun partideki en büyük rakibi. İki kere karşısına genel başkan adayı olarak çıktı ve tüm engellemelere rağmen hatırı sayılır miktarda oy aldı. 2018 seçimlerinde olası bir başarısızlık karşısında, İnce değil de başka biri aday olarak gösterilmiş olsaydı, İnce’nin genel başkanlık için bayrak açmasına yol açardı ve kendisini durdurmak da herhalde mümkün olmazdı. Dolayısıyla İnce’nin aday yapılmasıyla birlikte Kılıçdaroğlu, gelecekteki bir gelişme için önlem almış oldu. Seçim kaybedilecekse, İnce ile birlikte kaybedilecektir. Bu durumda İnce’nin söyleyecek, Kılıçdaroğlu’na bayrak açacak bir şeyi de olamaz. 

İnce’nin kazanma şansı var mı? Elbette var! İyi bir hatip, seçmeni heyecanlandıracak, rakiplerini zorlayacak biri olduğu rahatlıkla söylenebilir. CHP’nin çıkarabileceği en iyi adaylardan biri… Üstelik Erdoğan’la rahatlıkla polemik yapabilecek biri de… Benzer bir karizmatik güç, Akşener’de de var. Erdoğan karşıtı seçmen karar vermekte zorlanacak… İnce’yi mi, Akşener’i mi seçecek? 

Ak Parti ve Erdoğan, önümüzdeki günlerde en çok hangisine yüklenecek? Bunu izleyip göreceğiz. Eğer CHP’nin adayı İnce ise, geçmişte hakkında basına yansıyan bir takım iddiaların ısıtılıp tekrar gündeme getirilmesi olası… Bunların ne kadar işe yarayacağı ya da ne kadar ciddi olduğuna elbette seçmen karar verecek. Ama bizi gergin, heyecanlı ve renkli günlerin beklediği şüphesiz… Eğer İnce, ciddi ölçüde yıpratılmazsa seçimden ikinci çıkabilir. Aksi takdirde, ibre Akşener’e döner gibi görünüyor. İkinci tura kalması durumunda gerilimin daha da yükselmesi, muhalefet cephesindeki dayanışma eğilimlerini de izlemek gerekecek. Sonuç ne olursa olsun, adil, demokratik ve seviyeli bir yarışın olmasını diliyorum. 

Benim açımdan üzerinde durulması gereken bir nokta da muhalefet cephesindeki adayların, parlamenter demokrasiye dönüş için bir program ortaya koyup koymayacakları… Bu ne kadar ayakları yere basan somut bir içerik taşıyacak? Bu, üzerinde çalışılması gereken en önemli konu… Sağ-sol ayrımından önce, ülkedeki demokratik restorasyon açısından önceliğin burada olması kilit bir önem taşımakta… Sonuç olarak gösterilen aday kadar, ortaya konan ilkeler de önemli…