CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün açıklaması şöyle:

“17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk operasyonlarında adı geçen bakan ve yakınlarının, bu kişilerin birçok fotoğrafta dip dibe bulundukları iş dünyasının bazı temsilcilerinin hakkında çıkan iddialara her geçen gün bir yenisi eklenmektedir.

 Demokratik ve hesap veren, şeffaf devletlerde, temiz siyaset izlenen ülkelerde bu kadar ağır iddiaların ardından gerekli istifalar zaman yitirmeden verilir. Yaşanan kriz, devlet içinde devlet aramadan önce, dünyada bizi garip duruma düşüren komplo teorileri üretmeden önce, toplumun vergilerinin ve kazancının hangi kasalarda ve kutularda saklandığının hesabını verme krizidir.

Bağımsız ve tarafsız yargı için çalışmasını beklediğimiz savcıların, adli kolluğun önünü tıkayacak biçimde yönetmelikler çıkarmak, emniyet mensuplarının görev yerlerini muğlak nedenlerle değiştirmek, gazetecilerin Emniyete girişini engelleyip buraya ‘özel tim’ mensuplarını yerleştirmek, medyayı, sivil toplumu ve haber alma hakkını savunan yurttaşları tehdit etmek, yaşatılan rezaletin belgesidir. Adil yargılama ve süreç hakkında hesap vermek, hükümetin gündeminden düşmüştür. Tüm bunlar yaşandıktan sonra istifa etmek çok da anlamlı değildir. Önemli olan, adalet önünde hesap vermektir!

Bugüne kadar bir paralel devlet vardı ise, neredeydiniz? Yolsuzluk iddiaları katlanırken, verdiğimiz onlarca araştırma önergesine, açıkladığımız belgelere neden sırtınızı çevirdiniz?

Hukuku tümüyle çiğneyerek yolsuzluk iddialarının üstünü örtmek isteyenler, yolsuzluğun hesabını vermeyi bırakmış, yolsuzluğu açığa çıkaranlarla mücadeleye başlamıştır. Bakanları, milletvekillerinden eleştiriler alan Başbakan, demokrasiyi sadece seçim sanma hatasını sürdürmektedir. Şeffaf ve hesap veren devlette, Başbakan’ın baskıcı ve yolsuzluklara kapı aralayan anlayışında yer yoktur.”

“Hepiniz Oradaydınız, Operasyonu Biliyordunuz”

“Bugün istifa eden Sayın Erdoğan Bayraktar’ın sözleri, bundan sonraki adalet ve yolsuzluka mücadele süreci için açıkça önem taşımaktadır. Bayraktar, kendisine Başbakan tarafından yapılan dayatmalara açıkça isyan etmiştir ve ‘bir yolsuzluk varsa senden habersiz, bilgisiz yapılmadı’ demiştir. Bakan Bayraktar’ın bu sözleri, operasyonun da hükümet tarafından açıkça bilindiğinin kanıtıdır. ‘Operasyondan haberimiz yoktu’ diyenlerin karşısına önce kendi telefon görüşmeleri çıktı. Şimdi de Erdoğan Bayraktar, dosyadaki imar yolsuzluğu adımlarının çoğunu Başbakan’ın bizzat bildiğini söylemektedir.

Hükümet kimseye daha fazla yalan söylemesin; önce ‘kutular, paralar, hatta para sayma makineleri dışarıdan getirilmiş’ dediler, kendi bakanları oğullarının girişimciliğini anlatarak bunları yalanladı. Sonra işi uluslararası komploya bağlamayı denediler, ama paraları evlere kimin koyduğunu açıklayamadılar, dünyaya rezil oldular. Suçu kapatmaya çalıştıkça, yoksulluğu ve yolsuzluğu büyüttüler.”

“Hesap Verin, Hesap!”

“ ‘Korku siyasetini bitirdiği’ni iddia edenler, sabah Karadeniz’de tüfeklerle poz verdi, sonra her gittikleri yerde anlamsız bir ‘itibar suikastı’ndan bahsetti. Akşam ise bir bakan istifa etmek yerine, iddialar karşısında ‘kafama sıkarım’ dedi, bazı partililer kefen giydi.

‘Ekonomik ve siyasi suikastler’den bahseden, ‘vatan hainliği’ni ağzından düşürmeyen AKP kadroları, Türkiyemize özellikle son 9 günde yaşattığı büyük kayıpların, bankalarda yarattıkları zararların hesabını derhal vermelidir.”

 “Devlette Temizlik Yapılmalı”

 “Yetimin, yoksulun hakkını yiyen bu yolsuz kalmış iktidarın hiç vakit yitirmeden istifası gerekmektedir. Milletvekilliğinden de istifa kararı alan Erdoğan Bayraktar’ın Başbakan hakkındaki imar yolsuzluğu iddiası üzerine savcılar derhal harekete geçmeli, soruşturma dosyasındaki olası iddialar, bu açıklama dikkate alınarak daha ayrıntılı incelenmelidir.  

Ülkemiz, farklı siyasi güçlerin itişmesi ve hesaplaşması uğruna ekonomik ve politik uçuruma itilemez. Hukuk devleti tüm kurum ve kurullarıyla bağımsız yargının, medyanın ve toplumumuza hesap veren devlete en yakın zamanda kavuşacaktır. Başbakan, çözüm yolu arıyorsa, Gezi direnişinin demokrasi, özgürlük talep eden, adil ve şeffaf bir devleti isteyen toplumumuzun çağrısına asıl bugün  kulak vermelidir.

Devlet içinde gerçekten bir temizliğe ihtiyacı olduğu doğrudur ve bu arınma süreci öncelikle hukuk önünde, Yüce Divan’da gerçekleşecektir. Başbakan bir dakika daha o onurlu koltuğu meşgul etmemeli, hükümet derhal istifa etmelidir. Başbakan’a bundan sonraki yaşamında ve Yüce Divan hazırlıklarında kolaylıklar dilerim. İşi çok zor..!”