Belki de her gün üzerinden geçtiğiniz yada adres verirken kullandığımız bulvarların isimlerinin nereden geldiğini hiç merak ettiniz mi?
İşte İzmir'in en önemli caddelerinin isimlerinin hikayeleri.

TALATPAŞA BULVARI
İzmir'in merkezindeki en önemli bulvarların başında gelen Talatpaşa Bulvarı'na adını veren Mehmed Talat Bey, 1 Eylül 1874'te bugün Bulgaristan sınırları içinde bulunan Kırcaali'de doğdu. Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kurucusu ve İttihat ve Terakki Partisi'nin Enver ve Cemal Paşalarla birlikte kurucularındandır. “Üç Paşalar” olarak anılan 1908 ve sonrasındaki dönemde Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesinde rol oynamıştır. Bugün soykırım tartışmalarına konu olan 1915 Ermeni Tehciri’nin bir numaralı sorumlusu Talat Paşa'dır. 1917'de başbakanlık yapan Talat Paşa, savaşın kaybedilmesinin ardından Almanya'ya kaçmış, burada ise Taşnak üyesi bir Ermeni tarafından 1915'in intikamının alınması amacı ışığında vurularak öldürülmüştür.

FEVZİ PAŞA BULVARI
Konak Pier önünden Basmane garına dek uzanan bulvar, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli kurmaylarından Fevzi Çakmak'ın adını taşıyor. 12 Ocak 1876'da İstanbul'da doğan Fevzi Paşa, Atatürk'ün Bandırma gemisiyle Samsun'a hareket etmesine bir gün kalana dek Osmanlı'nın genelkurmay başkanıydı. Atatürk Anadolu'da kongreler düzenlerken o bakandı. Bakanlığı sırasında Atatürk'e inanmaya başladı ve içten içe Anadolu'ya siyah sevkıyatını kolaylaştırıcı bir tutum izledi. İstanbul'un işgal edilmesinin ardından bizzat giderek milli mücadeleye katılmaya karar verdi ve Ankara'da Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Sakarya Savaşı'nı Atatürk ile birlikte yönettiler. Birlikte gece gündüz çalışarak Büyük Taarruz'un askeri planlarını hazırladılar. Zaferin ardından iki0 meydan savaşı idare etmiş olmasından hareketle Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesiyle “Mareşal” rütbesine yükseldi. Zaferden sonra 23 yıl genelkurmay başkanlığı yaptı. 1946'da DP listesinden bağımsız aday olarak milletvekili oldu. Osman Bölükbaşı ile Millet Partisi'nin kurdu. 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti.

ŞAİR EŞREF BULVARI
Montrö Meydanı'ndan Alsancak Garı'na dek uzanan ve İzmir'in en uzun ve hareketli arterlerinden olan bulvara ismi verilen Şair Eşref, meşrutiyet döneminin en önemli hiciv ustalarından biridir. Asıl ismi Mehmet Eşref olan şairin hem annesinin, hem babasının nüktedan, hoş sohbet ve şiir yazan insanlar olduğu rivayet edilir. Kırkağaç Gelenbe'de 1847'de dünyaya gelen Şair Eşref, uzun yıllar kaymakamlıklarda memur olarak çalıştı ve devlet içindeki yolsuzluklara yakından şahit oldu. Gördes'de kaymakam olarak görev yaptığı sırada gördüğü yolsuzlukları şiirleriyle hicvetmesi ve gizli bir cemiyet kurduğu yolunda yapılan suçlamalardan dolayı bir yıl hapse mahkum edildi. Cezasının ardından İzmir'de gözetimde tutuldu. 1903'te Mısır'a kaçtı. Meşrutiyet ilan edildikten sonra yurda döndü. İzmir'de Edeb Yahu, İstanbul'da Musavver Eşref isimli mizah dergisinde başyazarlık yaptı. Kimi kaynaklara göre 1910, kimilerine göre 1912 yılının 22 Mayıs günü hayatını kaybetti.

ALİ ÇETİNKAYA BULVARI
Gündoğdu Meydanı'ndan içeri doğru uzanan ve Talatpaşa ile Şair Eşref Bulvarları'nı keserek Kahramanlar'a kadar devam eden bulvar, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Ali Çetinkaya'nın adını taşır. 1878'de Afyon'da doğan Ali Çetinkaya, İzmir'in işgalinden sonra Kurtuluş Savaşı'nın askeri anlamda “ilk kurşununu atan” kişi olarak kabul edilir. İzmir’in işgalinden az önce, Ayvalık'taki 172. Alay Komutanlığı'na getirildi. 29 Mayıs 1919 tarihinde Ayvalık'ı işgal eden Yunan ordusuna karşı ilk direnişi başlattı ve halkın da katılımını sağlayarak, Ayvalık Cephesi'ni oluşturdu. Kurtuluş'tan sonra Bayındırlık Bakanlığı ile Ankara İstiklal Mahkemesi başkanlığını yapmış ve İzmir suikastı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası gibi önemli davalara bakmıştır. Ayvalık'taki Cunda Adası, resmi kayıtlarda Alibey Adası olarak geçer. 21 Şubat 1949 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetmiştir.

VASIF ÇINAR BULVARI
Yangın öncesi haritalarında “Galazzio” caddesi olarak geçen ve DEÜ Rektörlüğü'nden Lozan Meydanı'na dek uzanan bulvar, günümüzde İzmirli gazeteci Vasıf Çınar'ın ismini taşıyor. 1896'da Kandiye'de doğan Vasıf Bey, İzmir İdadisi'nde okudu. İzmir Özel Şark Mektebi İdadisi'nde yöneticilik ve tarih öğretmenliği yaptı. Burada spor yapmaya teşvik ettiği gençlerle Altay Spor Kulübü’nün kurulmasına önayak oldu. Yunan işgali döneminde Balıkesir'de bulundu ve burada milli mücadeleye destek veren “İzmir’e Doğru” gazetesini yayınladı. Milli mücadele basınında seçkin bir yeri olan İzmir'e Doğru gazetesinin imtiyaz sahipliğini yapan Vasıf Bey, burada ateşli makaleler yazdı. Kurtuluştan sonra iki kez Milli Eğitim Bakanlığı yaptı ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun uygulayıcısı oldu. Prag, Paris ve Moskova Büyükelçiliği görevlerinde bulundu. Moskova'da görevli olduğu sırada, 2 Haziran 1935'te hayatını kaybetti.

DR. REFİK SAYDAM BULVARI
Basmane 9 Eylül Meydanı ile Montrö meydanını birbirine bağlayan ve bir yanı fuara, diğer yanı Basmane çukuruna bakan cadde, Türkiye'nin dördüncü başbakanı olan Dr. Refik Saydam'ın adını taşıyor. 1905'te Askeri Tıbbiye'den Tabip Yüzbaşı rütbesiyle mezun olan Saydam, Balkan Savaşı'nda cephede kolera hastalığını önleyici çalışmalar yaptı. Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşı'nda Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşı'nda da kullanıldı. Erzurum ve Sivas kongrelerine katılmasının ardından 1920'de Doğubeyazıt milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 30 Ekim 1923 tarihinde 1. İsmet Paşa Hükümeti'nde Sağlık Bakanı oldu. İçişleri Bakanlığı, CHP Genel Sekreterliği ve 15 yıl Kızılay Başkanlığı yaptı. 1939-1942 yılları arasında Başbakanlık yaptı.

DR. MUSTAFA ENVER BEY CADDESİ
İzmir'in en canlı, en renkli caddelerinden biri de kentin unutulmaz hekimlerinden Dr. Mustafa Enver'in adını taşıyor. İkinci Kordon'da Talatpaşa Bulvarı'nın başladığı Orduevi önünden başlayıp Şair Eşref Bulvarı'nı keserek fuara yaslanan ve Kahramanlar'a dek ulaşan cadde, İzmirlilerin telaffuzuyla “Mustaabey” caddesidir. İzmir'in ilk Türk doktorlarından olan Mustafa Enver aslen Birgili'dir. 1877'de Gureba-i Müslimin Hastanesi'nde cerrah olarak çalışmaya başlamış ve bu hastanede başhekimlik yapmıştır. 1929 yılına dek görev yapan Mustafa Enver Bey'in yaşamı boyunca 100 bin ameliyat yaptığı rivayet edilir.

ŞEHİT NEVRES BULVARI
Cumhuriyet Meydanı'na çıkan beş cadde vardır. Bunlar içinde meydanı Montrö'ye bağlayan bulvar, Şehit Nevres Bulvarı adını taşır. Şehit Nevres, Kurtuluş Savaşı'nın ilk kurşununu sıktığı öngörülen Gazeteci Hasan Tahsin'den başkası değildir. Hasan Tahsin bir istihbarat ajanı, sosyalist, Avdetî ve gazeteci olan Osman Nevres'in takma adıdır. 1888'de Selanik'te doğduğu bilinmektedir. Atatürk'ün de okuduğu Şemsi Efendi Okulu'nda gitmiştir. İttihat ve Terakki tarafından burslu olarak Paris Sorbonne Üniversitesi'nde siyasal bilimler öğrenimi görmüştür. İttihat ve Terakki'nin gizli örgütü olan Teşkilat-ı Mahsusa'da görev yapan Nevres, İngiliz istihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirilmiş ve bu kardeşlere Bükreş'te bir tünelde suikast düzenlemiştir. Bir süre cezaevinde kaldıktan sonra 1918'de İzmir'e yerleşerek “Hatıra” isimli bir şirket kurar ve “Hukuk-u Beşer” (İnsan Hakları) gazetesini yayımlar. Gazetedeki yazılarında “Hasan Tahsin” lakabını kullanır. Nevres'in işgal günü Yunan askerlerine kurşun sıktıktan sonra öldürüldüğü rivayet edilmektedir ve mezarının nerede olduğu bilinmez.

MÜRSEL PAŞA BULVARI
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Mürsel Bakü'nün, yani Mürsel Paşa'nın ismi, Basmane 9 Eylül Meydanı'ndan Hilal'e uzanan bulvarda yaşıyor. Mürsel Paşa, 1881'de Erzurum'da doğdu. I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda önemli görevler üstlendi, Bakü ve İzmir'in düşman işgalinden kurtulmasında rol oynadı. 9 Eylül 1922 sabahı, 1. Süvari Tümeni'nin komutanı olarak general rütbesine sahip olup İzmir'e ilk giren Türk paşasıdır. Cumhuriyet döneminde Şeyh Said İsyanı'nın bastırılmasında görev aldı. 23 Ağustos 1938 tarihinde askerlikten emekli oldu ve 7'nci dönem Kocaeli milletvekilliği yaptı. 1945 yılında İstanbul'da vefat etti.

HALİL RIFAT PAŞA BULVARI
İzmir'e en büyük imar hizmeti veren valilerden biri de Halil Rıfat Paşa'dır. II. Abdülhamit döneminde çağdaş bir devlet adamı olarak İzmir valiliği görevinde bulunmuş ve 1878'de yaşanan 93 Harbi sırasında Balkanlardan kaçarak İzmir'e gelen göçmenlerin iskan edilmesi için Değirmentepe sırtlarını iskana açmıştır. Bu semt, bugün Halil Rıfat Paşa adıyla bilinen semttir. Aynı semtin içinden geçen ve Küçükyalı'dan Varyant'a kadar uzanan cadde de Halil Rıfat Paşa Caddesi adıyla bilinir.