MELİS APAYDIN İDE / EGE MECLİSİ - Kemeraltı Kuyumcular Çarşısı neredeyse bir asırdır evlenenlerin, hediye almak isteyenlerin, mücevher meraklılarının uğrak noktası… Emektar çarşıya yıllarını veren ustaların sayısı ise bir elin parmaklarını geçmiyor. Gidenlerin büyük kısmı ya ekonomik krizlere dayanamamış ya da farklı semtlere taşınmış. Çarşıya girdiğimizde hemen herkesin ‘buranın hikayesi ondan dinlenir’ dediği usta İbrahim Mama, yenilerin dürüst çalışmamasından şikayetçi…
 


Ne kadardır bu çarşıdasınız?

İ.Mama: 50 yıldan beri Kuyumcular Çarşısı’ndayım. İmalattan, toptan satışa kadar her türlü işi yapıyorum. Eskiden beri çarşıda olan 10 kişi ya varız ya yokuz. Geri kalanlar hep yeni. Yıllardır bu çarşıya binlerce insan geldi. Çok insan evlendirdik, çok insanın mutluluğuna şahitlik ettik. Şimdi evlenenlerin torunları geliyor.

Mesleğe nasıl başladınız?

İ.Mama: Mesleğe çok küçükken ustamın yanında başladım. Aslında babam kasaptı. Bir dönem ekonomik krizde mesleği bırakıp babama yardım ettim. Oradan tekrar dönünce çarşıdaki adım ‘Kasap İbo’ olarak kaldı. 12 yaşından beri mesleğin içindeyim. Eskiden meslek çıraklıktan başlardı. Dürüstlüğe dayanırdı. Çok güzeldi.
 


Peki, şimdi?

İ.Mama: Şimdi iş üçkağıtçılığa dayanmaya başladı. Yeni yetmelerin hepsi menfeatları doğrultusunda hareket ediyor. Üç kuruşa seni satıyor, başka bir yerden alışveriş yapıyor. Eskiden bizim burada usül, aynı Osmanlı usulüydü. Mesela müşteri benden bilezik isterdi ben de yoksa yandaki komşuma yönlendirirdim. Şimdi öyle bir şey yok. Dostluk kalmadı. Biz kendi aramızda hala o saygıyı sevgiyi koruyoruz. Ben hala ustamı gördüğümde elini öperim.

Meslek olarak kuyumculuğun dününü ve bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

İ.Mama: Kadınlar var olduğu sürece bizim meslek bitmez. Altın iner çıkar. Krizler gelir geçer ama bu meslek hep ayakta kalır. Batıp gitmemenin tek anahtarı dürüstlük. Bir müşteri bir kez size güvenirse yıllarca hep sizden alışveriş yapar.