MELİS APAYDIN İDE / EGE MECLİSİ - Kemeraltı’na yolunuz düştüğünde Başdurak Camii şadırvanında bulunan Meşhur Kemeraltı Turşucusu’na uğramadan dönmeyin. Dedeleri Yusuf Ziya Bey ve babaları Tahsin Bey'den işi devralan Ziya-Kemal Ülgüt kardeşlerle rengarenk turşu kavanozlarının arasında işin püf noktalarını konuştuk.

 


Bu işe nasıl başladınız?

Ziya-Kemal Ülgüt: Turşuculuk bizde aileden gelir. Üçüncü kuşağız. Çocukluğumuz bu dükkanda geçti. 1972’den beri her gün sayısız kişiye turşu ve turşu suyu satıyoruz.

 Kaç çeşit turşunuz var?

Ziya-Kemal Ülgüt: Salatalık, lahana ve biber, taze fındık, şeftali, ayva, kiraz, muşmula, erik, çağla... Aklınıza hangi sebze ve meyve geliyorsa onun turşusunu yapıyoruz. 100'ü aşkın turşu çeşidimiz var.

Peki işin sırrı ne?

Ziya-Kemal Ülgüt: Bir işi aynı lezzette tutarsan iş gider. Ürettiğin mahsul iyi olacak, onu iyi işleyeceksin. İlk günkü lezzeti bozmayacaksın. Geri kalanı meslek sırrı.
 

 

Her mevsim satışlar aynı mı?

Ziya-Kemal Ülgüt: Müşterilerimiz yazın bardakla turşu suyu içer, kışın kilo ile turşu alır. Müdavimlerimiz var. İzmir dışından bile gelirler. Çünkü turşu faydalıdır. Kansere bile iyi geldiği söylenir. Ben mutlaka günde bir bardak içiyorum.

Üretimi nerede yapıyorsunuz?

Ziya-Kemal Ülgüt: Bursa Orhangazi’de üretip getiriyoruz. Annem, eşim, çocuklar yazın orada kalıyor. Mahsul özel ekiliyor. Kendimiz satacağımız kadar yapıyoruz, toptan vermiyoruz. Turşu her yerde oluyor. Markette de turşu var ama lezzet aynı değil. Buraya gelirler kuyruk bekler bardakla turşu suyu içerler bunun zevki ayrıdır.