Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Cumhuriyeti kuran, ardı sıra tüm devrimleri gerçekleştiren, ülkeyi karanlıklardan aydınlığa çıkaran ve cumhuriyetle yaşıt CHP’de olanları yazılı ve görsel medyada izlemek, CHP’ye çıkar ve makam hırsı ile bağlı olmadan, gönül veren gerçek CHP’lileri kahretmektedir.

Aileden CHP’li olarak ben de bu kahrolanlar içindeyim.
Ülke, her gün tekrar eski karanlıklara yaklaşmakta olduğu bir dönemde, CHP iç çekişmelerle birbirini yıpratıp halk gözünde itibar kaybederken, iktidar bundan çok güzel yararlanmaktadır.
Yurtseverlikte egoların, hırsların yeri yoktur. CHP üyelik kartını taşıyan veya sempatizanı, seçmeni olan herkes için hedefin;
Daha çok demokrasi, 
Daha çok birey hak ve özgürlükleri, 
Daha çok ekonomik bağımsızlık, 
Daha çok emeğe saygı,
Daha çok aydınlık,
Daha çok eşitlik,
Daha çok güç sağlayacak birliktelik,
Daha çok antiemperyalizm,
Olması gerekirken, ne yazık ki;
Partide ayrışmayı körükleyecek, yönetim ve muhalifler tanımlamaları, partiyi yıpratmaktadır.
Neden, birbirimizi sevmiyoruz?
Neden, ben olmazsam her yapılan kötüdür diyoruz?
Neden, kurultaylarda yapılan demokratik seçimler sonrasında parti yönetimine gelenlerin arkasında yer almıyoruz?
Neden hep kurultaylar ve hizipler partisi görüntüsünü veriyoruz? 
Neden? Neden? Neden?...
Ego ve hırsla, ben olmazsam parti de yoktur tavırlarıyla, iktidar olmak, eserimiz olan laik cumhuriyete ve diğer devrimlere sahip çıkmak olası mı?
Olasıdır diyenler beri gelsin.
Yıllardır milletvekili seçilip parti yönetiminde bulunanlar, seçilmediği andan itibaren nasıl oluyor da partide muhalif yakıştırmasını içlerine sindirebiliyorlar? 
Anlamakta güçlük çekiyorum.
Cumhuriyet döneminin köklü partisi CHP’nin bir program ve tüzüğü vardır. 
Bu program ve tüzükte parti politikasıyla bağdaşmayan eksiklikleri elbirliği ile gidermek varken, bu kavga niye?
Hep birlikte lider sultasını kaldırmak amacıyla, tüzüğümüzde ön seçimleri üyelerin katılımı ile zorunlu hale getirmek, genel başkanın, merkez yönetim kurulu üyelerini seçme yetkisine kısıtlama getirmek, daha demokratik olan çarşaf liste ile seçimlere gitmek varken, neden biat (bir kişinin egemenliği) kültürüne arka çıkıyoruz.
Her CHP’linin birlikte düzeltilecek bu program ve tüzüğe göre hareket etmesi gerekirken, a’nın adamı, b’nin adamı, yönetim ve muhalifleri görüntüsünü vermek kadar yanlış olan ve iktidar partisinin ekmeğine yağ süren ve partiyi yıpratan bir şey olabilir mi?
Ne yazık ki partimde bunlar oluyor. 
CHP, bu iç çekişmelerle kan kaybederken, atı alan Üsküdar’ı geçmek üzere.
Cumhuriyetin, dolayısıyla CHP’nin tüm temel değerlerinin yok edilmek istendiğini görmek için sadece Milli Eğitim Bakanlığında yapılanlara bakmak yeterli.
Bu nedenle;
Herkesi sağduyuya ve özveriye davet etmek istiyorum.
Partide görev almayı, milletvekili olmayı, bir nöbet değişimi olarak görmek ve yönetime gelenlere muhalif olmak yerine, ikinci bir demokratik seçime kadar onların arkasında yer almak ve partiye olumlu katkı sağlamak, bence en yararlı ve onurlu davranış olarak görülmelidir.
Ayak oyunlarıyla insan harcamak, düzen partileri gibi lider sultasını kabullenmek, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri göz göre göre yok edilirken, kişisel çıkarlarımız için partiyi bölerek iktidar adayı iddiasını zayıflatmak CHP’li olmakla bağdaşıyor mu?
Bence bağdaşıyor diyenler CHP’li olamazlar.