Milliyet gazetesi yazarı Tolga Şardan, Türkiye'nin ABD'yi nasıl ikan ettiğine dair tüm ayrıntıları bugün köşesine taşıdı.

İşte Şardan'ın o yazısı:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak için bugün ABD’ye gidiyor. 

BM’nin 71. dönem çalışmalarında ana başlıklar ‘Suriye ve mülteci’ sorunu olarak gözükse de Erdoğan’ın ajandasında 15 Temmuz’da yaşananlar ve FETÖ konusu mutlaka yer alacaktır. 

15 Temmuz’un ardından Gülen’in iadesi için ABD ile başlatılan süreçte ikili ilişkiler önemli bir noktaya geldi. 

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın geçen ay Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında Washington’dan gelen uzman heyet, FETÖ konusunda Ankara’dan önemli bilgiler elde ederek döndü. 

Adalet ve Dışişleri Bakanlığı uzmanlarından oluşan 7 kişilik heyetin Ankara’ya gelmesi tesadüf değildi. 

Zira, bu heyetin Ankara’ya gelmesini Türkiye’nin ABD’yi ‘ikna süreci’ sağladı.  

Peki, bu ikna süreci nasıl gerçekleşti?

ABD’den Gülen olayını takip eden Adalet Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin ‘ikna edilmesi’nde, 8 Ağustos’ta ABD’ye giden 4 kişilik bir uzman ekibin anlattıkları ve verdikleri bilgiler önemli rol oynadı. 

14.5 milyar lira uçtu

Biraz daha geriye gidelim.

Hükümetin, Gülen cemaatinin bürokrasiden tasfiyesine karar vermesinin ardından başlayan süreçte, Emniyet Genel Müdürlüğü, cemaatle ilgili çok önemli bir çalışma başlattı. 

Çalışmada, ‘Cemaatin, 17-25 Aralık’tan önceki mal varlığı ve nakit parasının, 17-25 Aralık’tan sonra ne olduğu’ sorusunun yanıtı aranmaya başlandı. 

Özellikle Cemaat’in nakit para akışının mercek altına alındığı finans kaynaklarıyla ilgili çalışmanın merkezini Bank Asya oluşturdu. 

KOM’da oluşturulan özel bir çalışma grubu tüm mesaisini Bank Asya üzerine yoğunlaştırdı. 

Bank Asya’nın kayıtlarındaki ilk incelemelerde, 17-25 Aralık öncesinde Bank Asya’daki nakit para miktarının 18.4 milyar TL, sonrasında ise 3.9 milyar TL olduğu tespit edildi. Yani, 14.5 milyar liranın 17-25 Aralık sürecinde bankadan nakit olarak kaçırıldığı görüldü. 

Bu tespitin ardından, “14.5 milyar lira nereye gitti?” sorusunun peşine düşüldü. 

Bank Asya’ya Mayıs 2015’te el konulmasıyla birlikte hesap hareketlerinin detaylı biçimde incelenmesiyle sorunun yanıtı bulundu.  

Aynı zamanda, Merkez Bankası’nın kayıtları üzerinden yapılan araştırmalarda ‘dünya üzerinde hiç görülmeyen’ ve ‘ilk kez Gülen cemaatince kullanılan’ bir yöntemle ‘Türkiye’de toplanan himmetlerin ülkeler arası para transferleri gerçekleştirilerek ABD’ye ulaştırıldığı’ günışığına çıkarıldı. 

Bugün FBI’ın bile çözmekte zorlandığı para transferi hilesi yapılırken, Türkiye’de cemaat yapısı içinde faaliyet yürüten firmaların kullanıldığı anlaşıldı. Bu yöntemde, Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların, aynı veya benzer isimlerle ABD’de de kuruluşunun olduğu görüldü. 

Kredi borçları himmetle kapatıldı

Türkiye’de ticari faaliyetler yürüten cemaat yapısı içindeki firmalar, süreç içinde Bank Asya’dan milyonlarca liralık kredi kullanarak paraları hesaplarına geçirdi. Krediyi alan firmaların, parayı ‘yasal’ biçimde ABD’deki uzantıları olan kurum veya kuruluşlara aktardığı anlaşıldı. 

Bank Asya’dan yüksek miktarlarda kredi kullanan cemaat firmalarının bankaya olan borçları ise yurtiçinde toplanan himmetlerle kapatıldı. 

Böylece, FETÖ’nün Türkiye’de topladığı himmetler, kara para aklamasının değişik bir yöntemiyle Bank Asya’dan kullanılan krediler yurtdışına transferiyle ABD güvenlik birimlerinin dikkatini çekmeden FETÖ liderine ulaştırılmış oldu.  

FETÖ’nün, bu sistemle ABD’nin değişik eyaletlerinde faaliyet gösteren 150 dolayındaki kuruma para gönderildiği belirlendi.

Bu çalışmalar sırasında, gerek ifadelerle, gerekse elde edilen bağış kayıt ve belgeleriyle kara para aklama sistemi deşifre edildi. 

Para transferlerinin önemli adreslerinden birisi de aynı zamanda Bank Asya’da hesabı bulunan Kaynak Holding’in bünyesindeki firmalar olduğu görüldü. Holding bünyesindeki firmalar aracılığıyla ABD’deki cemaat kuruluşlarına yüklü miktarda paraların transfer edildiği görüldü.

Özel ekip ABD’de

KOM Dairesi, ABD’ye ulaştırılan paraların ‘kara para’ ya da ‘şüpheli havale’ olarak ABD’nin el koymasını önlemek amacıyla kullanılan yönteme ait kayıtları, ikili güvenlik işbirliği çerçevesinde ABD makamlarına ulaştırdı. 

FETÖ’nün kullandığı sistemin ortaya çıkarılmasının ardından, ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Türkiye ziyaretinden önce 4 kişilik özel bir ekip, 8 Ağustos’ta ABD’ye gitti. Ekipte, Kaynak Holding ve Bank Asya soruşturmalarını yürüten İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun ile soruşturmada görevli Savcı Hüseyin Önelge ile KOM Dairesi’nden iki uzman yer aldı. 

Türk heyeti, 8-11 Ağustos arasında Washington’daki temaslarında Adalet Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yetkilileri ile görüşerek ayrıntılı bilgilendirme yaptı. Heyet; temasları sırasında, Türkiye’den ABD’ye yapılan şüpheli para transferlerinin belgeleri ve delillerinin yanısıra 15 Temmuz günü Türkiye’de yaşanan başarısız darbe girişiminin görüntüleri ve akabinde yürütülen adli soruşturmalarda gelinen noktayı özetleyen bilgileri sundu. 

Bu bilgilendirme sonrasında ve Biden Türkiye’ye gelmeden önce ABD’nin ilgili makamları, şüpheli para transferlerini gerekçe göstererek Gülen’in liderliğindeki yapıyla ilgili ‘kara para soruşturması’na yöneldi. 

Ardından Biden’den önce Ankara’ya gelen ABD Adalet Bakanlığı yetkililerine, yine benzer biçimde önemli bilgilendirmeler yapıldı. Halen, Türkiye ile ABD arasındaki bilgi alışverişi devam ediyor. 

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM), 2015’in yaz aylarında cemaatin finans kaynaklarına yönelik başlattığı çalışmalarda, önümüzdeki dönemde belki de Gülen’in Türkiye’ye iadesini sağlayacak bilgi ve belgelere ulaştı. 

Türkiye’nin çalışmalarına karşın ABD, Gülen’i iade eder mi, etmez mi, henüz belli değil. 

Ancak, belli olan durum; cemaatin ABD’deki şüpheli para trafiği işlerine karışması ve bununla bağlantılı kara para soruşturması yürütülüyor olması. (vatan)