EGE MECLİSİ -İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, hafka sonu yapılacak genel kurul öncesi Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırım ve Türk-İş'e bağlı sendikaların temsilcileriyle bir araya geldi. Türk-İş'in Alsancak'taki binasında gerçekleşen toplantıda konuşan Özcan, İzmir Barosu yönetim kurulunun yaptığı çalışmalardan söz etti. "Göreve geldiğimizde, İzmir Barosu'nun sivil toplum örgütleriyle köprüleri atmıştı" diyen Özcan sözlerine şöyle devam etti:

"Sivil toplum örgütlerinin temsilcileri 'bize 2 aya randevu veriyorlardı ve geldiğimizde yöneticileri bulamıyorduk, siz bize 2 haftaya randevu veriyorsunuz' diyorlar. Cumhuriyetten yana taraf olan, üniter yapıya sahip çıkan, hukukun üstünlüğünü savunan, basın özgürlüğünü savunan, sivil toplum kuruluşlarıyla kucaklaşan bir baro yarattık. Anıt Kabir'e ziyarete gittiğimizde İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, 'Nihayet anıt kabir yolunu bilen bir yönetim İzmir Barosu'na geldi' dedi. Toplantılarda bir araya geldiğimiz baro başkanları 'Daha önce neden İzmir'de meydanı bu kadar boş bıraktınız?' diyorlar."
Amaçlarının ülkenin birlik beraberlik içerisinde yaşamasının sağlanması olduğunu belirten Özcan, "15 Temmuz gibi bir darbe girişimini yaşadık. Türkiye gerçekten büyük bir badire atlattı. Sadece FETÖ örgütü değil maalesef, dış düşmanların da aynen 100 yıl önceki gibi Sevr'i canlandırmak için fırsat kolladığını açık şekilde gördük. Onun için de son derece uyanık olup Sevr'i 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk nasıl yırtıp attıysa, bizim de onun izinden gidip bu oyunlara gelmeyeceğimizi göstermemiz lazım. Bana göre ülkenin en büyük ihtiyacı olan şey ideal bir hukuk devleti. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerin tam uygulandığı, uluslararası ceza hukuku ilkelerinin uygulandığı, delilsiz suç olmayan yaratılmayan bir ülkenin ortaya çıkması gerek. Bu olağan üstü hal ve kanun hükmünde kararnamelerin de bir an önce sonlandırılması ve torba yasaların da tarih olması gerektiği bir döneme geçmemiz lazım. Eğer bu ideal hukuk devletini yaratabilirsek bir çok sorunu belki doğmadan bertaraf edeceğiz. Bunu yapabilmemiz için de son derece aydın ve uyanık olmamız lazım" diye konuştu.

Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırım, "Bizim başka ülkemiz yok söylemini herkes dile getiriyor. Herkes geleceğinden endişeli kaygılı. Bu ülkede huzur yok. 3 buçuk milyon Suriyeli mülteci var. Afganistanlıları sayarsan 5 milyon. Bu insanların can güvenliği yok. Bu ülkenin her köşesinde her gün bombalar patlıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir kısmı Suriye'de bir kısmı Irak'ta. 15 Temmuz darbe kalkışması ile ilgili Amerika sessiz kalında maalesef dünya da sessiz kalmak durumunda kaldı. Kendimizi ifade etmekte güçlük çektik. Ekonomi ile ilgili dalgalanmalar var. Türkiye'de büyük bir boşluk var. Ama ben Türk milleti olarak, bir ağabey gelsin bir abla gelsin bizi kurtarsın mantığının da çok yaygın olduğunu düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri, akademiler, barolar, sendikalar onun için çok önemli. Herkes kendini ifade edemiyor. Türkiye'de sürekli değişen yasalar ve kanunları anlamak için de iyi bir hukukçu olmak gerekiyor. O yüzden baroların çok önemli meslek örgütleri olduğunu düşünüyorum ben. Halkı bilgilendirmede bu ülkenin yönetimine katkı koymada daha aktif rol alabileceğini düşünüyorum" diye konuştu.(Dha)