Bugünkü İngiliz gazetelerinde, Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'un IŞİD'den kurtarılmasına yönelik operasyonla ilgili çok sayıda haber ve yorum var. Times'a göre ise Musul'daki IŞİD militanları 150 otomobil 250 insansız hava aracına bomba yerleştirdi ve bir tank taburunu yok edebilecek mühimmata sahip.

Financial Times'ın iç sayfalarındaki haberin başlığı, "IŞİD'in ölüm tuzakları, Musul'u özgürleştirecek güçleri tehdit ediyor".

Gazete, IŞİD militanlarının kent çevresinde çok sayıda tünel kazdıklarının düşünüldüğünü ve bu tünelleri kullanarak geri çekildiklerini bildiriyor.

Financial Times'ın Musul yakınlarındaki muhabiri Erika Solomon, militanların şehrin etrafına çok sayıda mayın döşediklerine dikkat çekiyor.

Erika Solomon'ın vurguladığı bir diğer nokta da, daha önce Felluce, Ramadi ve Tikrit'te Irak ordusu ile karşı karşıya gelen IŞİD'in savaşçılarının tecrübeli gerillalar olmaları.

Financial Times'a konuşan, halen Erbil'de sürgündeki Musul Belediye Meclisi üyesi Ali Khdeir, halkın kendilerine kentin tüm bölgelerinde tüneller olduğu bilgisini verdiklerini söylemiş.

Musul Belediye Meclisi'nin güvenlik birimi yetkilisi Muhammed El Bayati'yi endişelendiren ise IŞİD'in, Musul çevresindeki köylerde yaşayan halka kent merkezine hareket etmeleri emri vermesi.

Bunu kabul etmeyenlerin vurularak öldürüleceklerini vurgulayan El Bayati eklemiş: "İşte bizim en büyük korkumuz da bu. IŞİD'liler insanlarımızı canlı kalkanlar olarak kullanıyor.

"'IŞİD lideri El Bağdadi Musul'dan ayrıldı'

Times'ın iç sayfalarındaki haberin başlığı ise "Müttefikler patlayan insansız hava araçlarıyla yüzleşecek".

Haber, gazetenin diplomasi muhabiri Catherine Philip ile Bağdat'taki muhabiri Ammar Shamary'nin imzalarını taşıyor.

Times'a göre Musul'daki IŞİD militanları 150 otomobil ile 250 insansız hava aracına bomba yerleştirdi ve bir tank taburunu yok edebilecek mühimmata sahip.

Gazeteye konuşan Irak hükümetinin istihbarat danışmanı Hişam El Haşimi, yapılan hazırlıkların IŞİD'in Musul'da sert bir direniş göstereceğine işaret ettiğini belirtiyor.

El Haşimi'ye göre kentte 4500-5000 civarında savaşçı var. Bunların 700'ü yabancı.Eski Irak Dışişleri ve Maliye Bakanı Hoşyar Zebari ise daha önce Musul'da olan IŞİD lideri Ebu Bekir El Bağdadi'nin iki askeri yetkiliyle birlikte Suriye sınırındaki Baaj bölgesine gitmek üzere yola çıktığına inandığını söylemiş.

Zebari'ye göre Musul'da savaşan IŞİD militanlarına ise Saddam Hüseyin döneminde Irak ordusunda özel kuvvetler yetkilisi olan Mohsen Abdulkarimoglu komuta ediyor.

'Musul'a yürüyen orduların yönetim planı da olmalı'

Times'ın köşe yazarlarından Roger Boyes da, IŞİD'in stratejilerinin oluşmasında eski Baas Partisi yetkililerinin önemli rol oynadığını vurguluyor.

Roger Boyes'ın bugünkü yazısının başlığı, "Eğer IŞİD'in bittiğini düşünüyorsanız, yeniden düşünün".

Yazıdan bazı satırlar şöyle: "Irak ordusu, Kürtler ve Şii milisler Musul'u ele geçirmek ve çeşitli bölgelere ayırmak içi yarışacak. Irak Başbakanı Haydar El İbadi, Musul düştüğünde, Kürtlerin ve Şii milislerin kente girmelerine izin vermeyeceğini söylüyor. Haydar El İbadi, Kürtlerin gündeminde bağımsız bir devlet kurmanın olduğu görüşünde ve kaygılı. Musullular da, Şii milislerin kendilerini IŞİD'in işbirlikçisi olarak görmelerinden ve katledilmekten korkuyor...

"IŞİD'in yapması gereken bu koalisyonun çökmesini beklemek ve bu hantal ittifak bünyesindeki gerginlikleri mümkün olduğunca artırmak...Eğer IŞİD, aylarca direnebilir ve Musul operasyona çıkmaza girerse kendisini zafer kazanmış taraf olarak görecektir...

"Bu nedenle Musul'a yürüyen orduların bir fetih planının yanı sıra bir de yönetim planı olmalı. Irak ordusu bünyesindeki reformları sürdürmeli ve üst düzey kadrolarında daha fazla Sünni bulundurmalı...

"Umarız operasyon bir katliama ya da kapsamlı bir mezhep savaşına yol açmaz. Batı kendisini IŞİD'in Orta Doğu'da her yerde gerilediğine inandırdı ancak istihbarat camiası aynı görüşte değil. IŞİD'in kısa sürede ortadan kaldırılacağına inanmak da, olmayacak duaya amin demekle eşdeğer."

'Musulluları korkutucu ve belirsiz bir gelecek bekliyor'

Independent'ın tecrübeli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn de i gazetesindeki haberinde, Musul'un IŞİD'den geri alınması halinde kentin yönetiminin son 13 yılda beşinci kez el değiştireceğine dikkat çekiyor.

Bu dönemde ilk olarak Nisan 2003'te peşmerge güçlerinin Musul'a girdiğini, kentin yağmalandığını, Sünni Araplar ile Kürtler arasındaki gerginliğin arttığını hatırlatmış Cockburn. Daha sonra sırasıyla ABD'nin, Irak'ın ve IŞİD'in kentte kontrolü sağladığını da eklemiş.

Irak hükümetinin Musul'da hiçbir zaman sevilmediğini, IŞİD'in sadece birkaç bin savaşçıyla iki yıl önce kenti ele geçirdiğini hatırlatan Cockburn, yazısını şöyle noktalıyor: "Bağdat'ta mezhep savaşının çıktığı 2006 ve 2007 yıllarında Sünniler, Amerikalı diplomatların "korku adaları" olarak nitelendirdikleri bölgelere itilmişti. Şimdi Irak'ın kalanında da aynı şey görülüyor. Diğer Iraklılar Sünnileri IŞİD'le işbirliği yapan kesim olarak görebilir ve intikam peşinde koşabilir." Irak liderlerinden uzlaşma yanlısı ne kadar fazla açıklama yapılırsa yapılsın, ülkede etnik ve mezhepsel nefrete dayalı düşmanlıklar hala derin şekilde hissediliyor. Musul halkını da bu nedenle korkutucu ve belirsiz bir gelecek bekliyor."

'IŞİD panik içinde'

Guardian'da ise gazetenin Musul yakınlarındaki muhabiri Martin Chulov'un kent çevresinden kaçanlarla görüşmeleri sonrası gönderdiği bir haber var.

Haberin başlığı, "Durum korkunç. IŞİD panik içinde ve bu onları her zamankinden iğrenç yapıyor".

Musullular yaşadıklarını anlatıyor

Guardian muhabirine bunları söyleyen kişi ise Musul'dan yaklaşık 10 kilometre uzaktaki bir köyden kaçan Abu Layla.

Abu Layla, iki eşi ve dört kızı ile birlikte, Musul'dan yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki bir kasabada peşmerge güçleri tarafından oluşturulan bir kontrol noktasında tutulan 200 kadar kişiden biri.

Guardian'daki haberde ise kontrol noktasında sıkı güvenlik önlemlerinin alındığına ve IŞİD üyelerinin büyük oranda mülteciler arasında saklanıp kaçmaya çalışacaklarının sanıldığı belirtiliyor.

Kontrol noktasındakilerin daha sonra götürüldükleri Dibaga Mülteci Kampı'nın yetkilileri ise bu durumun farkında.

Yetkililerden biri Guardian'a şunları söylemiş: "Bu IŞİD'lilerden çok gördük. Elleri havada, bir kamyondan iniyorlar ve 'Ben IŞİD'deydim' diyorlar. Öyle ki, biri bana onu ömür boyu hapse atabileceğimizi, güvende olduğu sürece bunun umrunda olmayacağını söyledi. Zira Irak ordusunun eline geçse öldürülür." (BBC Türkçe)