İZBAN’daki grev başlamadan bir gece önce, İZBAN Yönetim Kurulu toplantısına katıldığını söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “Verilen zam oranı yüzde 10 civarındaydı. Sayın Valimiz ‘2 puan daha verin’ diye öneride bulundu. Biz de ‘12 olsun’ dedik. Ancak içimden ‘TCDD de kabul ederse, öyle bir rakam söyleyelim ki, yarın sabah bu grev olmasın’ diye geçirdim. Yüzde 15 zam oranı da bu şekilde önerdim. Bakanlıkla da mutabık kaldık. Samimi söylüyorum; o gece evime sevinerek gittim. ‘Hiçbir kurumun vermediği yüzde 8 enflasyon artı yüzde 7 iyileştirme veriyoruz’ diye..  Ama bu teklifimize rağmen sabah grev başladı.”

İZBAN grevi nedeniyle vatandaşların gösterdiği sabıra teşekkür eden Başkan Kocaoğlu, “TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa çalıştırdığı, yerel yönetim ile merkezi hükümetin gerçekleştirdiği Türkiye’nin ilk ve en büyük projesine hepimizin sahip çıkması lazım. Umarım en kısa sürede işçi kardeşlerimiz işlerine döner” diye konuştu.

Bakan’la da mutabık kaldık

Mehmet Karabel’in İZBAN grevi ile ilgili sorusunu yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, İZBAN çalışanlarını, sendikayı ve tüm İzmirliler’i yerel yönetim ve hükümetin birlikte hayata geçirdiği Türkiye’nin en büyük raylı sistem projesine sahip çıkmaya çağırdı.

İZBAN grevi öncesi yaşanan süreci aktaran Başkan Kocaoğlu, şu bilgileri paylaştı:

“İZBAN’ı TCDD, onun bağlı olduğu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile birlikte yönetiyoruz. Şirkette 4’ü Büyükşehir, 4’ü de TCDD’den olmak üzere 8 yönetim kurulu üyesi bulunuyor. Her sene yönetim kurulu başkanı değişiyor. Bu yıl yönetim kurulu başkanlığı TCDD’deki bir arkadaşımızda. Biz toplu sözleşme sürecine başından beri müdahale etmedik. İZBAN A.Ş. Yönetim Kurulu bu çalışmayı yürüttü. Pazartesi akşamı yönetim kurulu, grev öncesinde bir kez daha toplandı. Hatta müsteşar yardımcılığına atanan Selçuk Sert ile birlikte ben de bu toplantıya katıldım. Verilen zam oranı yüzde 10 civarındaydı. Sayın Valimiz ‘2 puan daha verin’ diye öneride bulundu. Biz de ‘12 olsun’ dedik. Ancak ben belediyeden İZBAN toplantısına giderken, içimden ‘TCDD de kabul ederse, biz öyle bir rakam s&ou ml;yleyelim ki, yarın sabah bu grev olmasın’ diye geçirdim. Yüzde 15 zam oranı da bu şekilde önerdim. Bunun üzerine Selçuk Bey ‘bu çok iyi olur’ dedi. Bu sırada da Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı aradı. Sayın Bakan Ahmet Aslan Bey de yanındaymış. ‘Mutabıkız’ dediler. Avukat arkadaş sendikayla görüşmek üzere buluşma kararı aldı. Ben de ayrıldım evime gittim.  Ama bu teklifimize rağmen sabah grev başladı.”

Mesele yüzde 1.5 meselesi değil!

Devletin memur ve işçi maaşlarına yaptığı zam oranının en fazla yüzde 8 olduğunu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ise yaptığı sözleşmelerde en fazla yüzde 9.5 zam verdiğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu, “Yani mesele yüzde 1.5 meselesi değil!” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz yüzde 15 ile bu işi toparlamak istedik. İZBAN yeni kurulmuş bir şirkettir. Yeni işe başladılar. Belirli bir ücretten başlıyorlar. Zaman içinde ücretleri belirli bir noktaya geliyor. Yani bunun için bir süreç yaşanması gerekiyor. Samimi söylüyorum; o gece evime sevinerek gittim. ‘Yüzde 8 enflasyon artı yüzde 7 iyileştirme veriyoruz’ diye..  İZBAN’daki sendikacı arkadaşlar İzmir Metrosu’ndaki maaşları örnek gösteriyor. Ancak İzmir Metrosu 18 yıldır çalışıyor. İzmir Metrosu çalışanlarının aldığı ücrete bir toplu sözleşmede gelmek de mümkün değil. Sendikayla yönetim kurulu anlaşır, Yüksek Hakem Kurulu’na giderse grev biter. Biz ne işçimizi, ne sendikayı mağdur etmek ne de İzmirli hemşehrilerimizin ulaşım sıkıntısı çekmesini istiyoruz. Ancak yaşamın bir tarafında grev v ar. Bu tür olaylarla karşılaşmak var. Grev konusu gündeme geldiğinde, üç gün önceden İZULAŞ, ESHOT, İzmir Metro ve İZDENİZ şirketlerimizle birlikte gerekli önlemleri aldık. Aksayan yerlerimiz olmadı mı? Oldu. Vatandaşlarımız sıkıntı çekmedi mi? Çekti. Ancak İZBAN’ın taşıdığı yolcuyu göğüsledik. Bu çok büyük bir başarı. Kimse yolda kalmadı. Otobüsleri rahatlatmak amacıyla sabah vatandaşlarımızdan yola biraz daha erken çıkmaları tavsiyemi yineliyorum. TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa çalıştırdığı, yerel yönetim ile merkezi hükümetin gerçekleştirdiği Türkiye’nin ilk ve en büyük projesine hepimizin sahip çıkması lazım. Biz bunu başardık. Sendikada, İZBAN’da çalışan arkadaşlarımız da, hemşehrilerimiz de böyle bir olay olduğu zaman bize tolerans göstermeli ve bu yükü hep be raber taşımalıyız. Ben İzmirli hemşehrilerimize grev nedeniyle gösterdiği sabırdan dolayı teşekkür ediyorum. Umarım en kısa sürede huzura kavuşuruz. İşçi kardeşlerimiz de işlerine dönerler ”.

Grevin sonlanmasını bekliyoruz

Karabel’in grevin ne zaman biteceği ile sorusuna da Başkan Kocaoğlu, “Biz vereceğimizi verdik. Sendika kabul etmedi, greve gitti. Buna ben tek başına karar veremem. Ortağımla görüşeceğim. Bana sorarsanız açık kapı yok. Ne verdiğimizi açık beyan söylüyorum. Sendikanın yüzde 15’i kabul edip diğer konuları görüşerek toplu sözleşmeyi sonuca bağlaması ve grevi sürdürmemesi gerekir. Bu hem sendika, hem çalışan arkadaşlarımız hem de İzmirli vatandaşlarımızın lehine olacaktır” yanıtını verdi.

5 yıldır süren dava

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 397 yılla yargılandığı “Büyükşehir Davası”nda gelinen son durumun da gündeme geldiği programda davanın bir an önce tamamlanması temennisinde bulunan Başkan Kocaoğlu, “Davamız 27 Şubat 2017’ye ertelendi. Böylelikle 5 yılı doldurmuş oluyor. Davayı soruşturan, yürüten hakim, savcı, emniyet mensupları terör örgütüne üyelikten açığa alındı. En son duruşmamıza giren mahkeme başkanı duruyor; geriye kalan iki hakim, savcı da değişti. 27 Şubat’ta biter, bitmez. Mahkemenin vereceği karardır. İnşallah tamamlanır” diye konuştu. Mehmet Karabel’in “Dava bitmezse ne yapacaksınız? Çete 2’yi mi yazacaksınız?” sorusuna da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “5 senedir ne yaptıysam onu yapacağım. Bekleyeceğim. Çete 2’yi emekli olunca yazarım&rdq uo; yanıtını verdi.

Üzüntü duydum

Programda “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne FETÖ operasyonu” başlığı ile basında yer alan haberler ile ilgili de açıklama yapan Başkan Kocaoğlu, 26 bin çalışanı bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ByLock kullanan 15 kişinin ulusal medyada sansasyon yaratacak şekilde verilmesinden kurum adına üzüntü ve endişe duyduğunu dile getirdi. Başkan Kocaoğlu, “Keşke İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yaptığımız her güzel iş, bütün ulusal kanallarda ana haberin ikinci üçüncü gündem maddesi olsa, sürekli alt yazı geçse” dedi.

9 Eylül günü İzmir Valiliği’nden, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerinde çalışanlar arasından, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock’u kullandığı tespit edilen 24 kişilik bir liste aldıklarını açıklayan Başkan Aziz Kocaoğlu, “ Üzerlerinde kırmızı, turuncu ve mavi kodlama bulunan bu isimlerle ilgili olarak hemen Teftiş Kurullarını görevlendirdik.   Bu isimlerden 3’ü mükerrer yazılmış. 5’i emekli olmuş ve 1’i  de istifa etmiş. Emniyet Müdürlüğü ile yaptığımız  şifai görüşme sonucunda açığa aldığımız personel sayısı  15” bilgisini verdi.  

Yatırımımızı ikiye katladık

Binali Yıldırım’ın başbakanlığının gündeme geldiği günlerde Başkan Kocaoğlu’nun “Gönlümden Binali Bey geçiyor” sözünü hatırlatan Karabel, “Binali Yıldırım’ın başbakan olmasının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara ile ilişkileri hızlandı. Yıllardır bekleyen Körfez ÇED’i onaylandı.  Sizin duruşunuz mu değişti yoksa Binali Yıldırım ile ilgili söylediğiniz bu söz mü etkili oldu?” diye sordu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu soruyu şöyle yanıtladı:

“İçimden gelmeseydi bunu söylemezdim. AKP, Başbakanını seçiyor. AKP’den bir Allah’ın kulu “Binali Bey’i istiyorum” demiyor, diyemiyor. Biz Binali Bey ile 12 yıldır çalışıyoruz. Sayın Başbakanımızı çok iyi tanıyor, anlıyorum. Onun da beni anladığını, tanıdığını çok iyi biliyorum. İzmir’in birikmiş sorunları vardı. Ben de defalarca kendisiyle konuşmuştum. Bir kamu kurumu olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin planlarının, metro yatırımlarının Hazine’den, Yüksek Planlama Kurumu’ndan geçirilmesi, tahsislerin yapılması gibi rutin isteklerimiz vardı. Binali Bey sağ olsun talimat verdi. ‘Başkanın işlerini hızlandıralım’ dedi. Bu talimat üzerine de bütün bakanlar, bürokratlar gittiğimiz zaman taleplerimizi değerlendirmeye, çözmeye çalışıyorlar. Benim derdim kenti kalkındırma k, çevreyi koruyarak güzel bir kent yaratmak, arkamdan hoş bir seda bırakmak.. Bakın 2004 – 2009 sürecinde 1 milyar 950 milyon liralık yatırım yapmışız. 2009 – 2014 döneminde bu rakam 4.5 milyar liraya çıkmış. Üçüncü dönemizde şu ana kadar ise  4  milyar 935 milyon liralık yatırım gerçekleştirdik. Yani dönem sonunda 8 milyar lirayı bulacağız. Yani yatırım kapasitemizi büyük oranda artırmışız. Türkiye’de tarım yüzde 2.1 büyürken, İzmir’de 5.5 oranında büyümüş”.

Adaymışım gibi çalışıyorum

Başkan Kocaoğlu, “Erken seçim olur mu?”, “Bir dahaki seçimde aday olacak mısınız?” sorularına da içtenlik yanıt verdi. Parlamentoda çoğunluğu bulunun partilerin ülkeyi iki yıl sonra yeniden seçime götüreceğini düşünmediğini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı, aday olup olmamasının önemli olmadığını, ‘yarın seçim varmış gibi’ çalışmaya devam ettiğini belirterek, “Benim adaylığımı koymamam, Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimleri almasını güçleştirmez. İzmir’de 4 milyon insan var. Birikimli ne cevherler var. Yeter ki, İzmirliler’in ‘benim içime sindi’ diyebileceği, güvenilir bir arkadaş olsun. İzmirli hemşehrilerimiz bana 3 dönem bu görevi vermiş. Kentte bir çok projeyi hayata geçirmiş, belirli potansiyele ulaşmışız. Hızl ı bir şekilde eksikliklerimizi de tamamlamak istiyorum. Ben aday olacakmışım gibi çalışıp seçime altı ay kala bunun iç huzuru ile karar vermek istiyorum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu kentte görev yapmış olmak, zaten benim her zaman minnet ve şükran duyacağım, onur duyacağım bir görevdir” dedi.