AK Parti hükümetleri döneminde gerçekleştirilen demokratik hamlelerle Türkiye demokrasisinin geliştiğini öne süren AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, şunları söyledi: 

"Bazı HDP'li milletvekillerin antidemokratik yollarla tutuklandığı öne sürülüyor. Önce, bir hususu kesin bir biçimde dile getirmek zorundayız. Duvarında 'Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir' yazan bu yüce meclisin çatısı altında her görüş dile getirilebilir, her farklılık ve dünya görüşü bu çatı altında kendisine yer bulmaktadır ve bulacaktır. Fakat bu farklılıkların hepsi Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti merkez alınarak düşünülmek ve ifade edilmek zorundadır. Halkın oylarıyla seçilen ve bu yüce çatı altında görev yapmaya hak kazanmış hiçbir milletvekili, milletvekili olmanın tanıdığı hak ve imtiyazları demokrasinin altını oyacak, demokratik yöntemleri itibarsızlaştıracak şekilde kullanamaz. Bazı HDP'li milletvekillerinin demokratik yolları kullanarak elde ettikleri konumlarını yasa dışı ve antidemokratik eylemlerle sürdürme hatasına düştüklerini de bu süreç içerisinde hep birlikte gördük. Bu yapılanları hiçbir hukuk devleti hoş görmez ve bugün de Türkiye'de gerçekleşen durum budur. Siz hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısını, adaletini tanımayacaksınız, 'Ben ifadeye gitmem' diyeceksiniz, ondan sonra da gelinen süreç içerisinde gözaltına alındıktan sonra 'Ben milletvekiliyim, bana dokunmayın, bana bir şey yapmayın' diyeceksiniz. Yok öyle bir yağma. Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir çadır devleti değildir, bin yıllık devlet geleneği olan bir devlettir."

"HESAP VERECEKSİNİZ" 

 

HDP'lilerin gözaltına alınma sürecinin ardından vatandaşlara sokağa çıkma çağrısı yaptığını ancak bu çağrının vatandaşlar tarafından kabul görmediğini ileri süren Kaya, "Bakın, ben sizin sıkıntınızı biliyorum, sizin sıkıntınız belli. Gözaltına alınma süreçlerinden sonra çağrılar yaptınız. Bölge halkına, ülkemizin diğer yerlerinde yaşayan Kürtlere çağrılar yaptınız. 'Meydanlara çıkın' dediniz, 'Direnin' dediniz, 'Tepki gösterin' dediniz; 1 kişi dahi çıkmadı. Size oy verenler de sizi iyi biliyor. Kürtler artık size neden destek vermiyor biliyor musunuz? Çünkü artık sizin gerçek yüzünüzü gördüler. 1 Kasım'dan beri, şu meclis içerisinde, ben bir HDP'li milletvekilinin, bölge halkı içerisinden, orada yaşayan vatandaşların sorunlarına ilişkin, bölge halkının sorunlarına ilişkin, şu kürsüden, bir ilçe için 'Van'ın şu ilçesinde şöyle şöyle bir şey var. Bakanlıktan bir köprü istiyoruz, bir yol istiyoruz...' Böyle bir talebini görmedim. PKK'ya karşı hükümetimizin, devletimizin ve polisimizin, güvenlik güçlerimizin o sürdürdüğü şanlı mücadeleyi engellemek için ne yapabiliriz; burada bunların yollarını aradınız. Bunun hesabını vereceksiniz" dedi. 

 

"FETÖ, PKK VE DAEŞ TEK MERKEZDEN YÖNETİLİYOR" 

15 Temmuz sonrasında, Milli Güvenlik Kurulu'nun önerisiyle Bakanlar Kurulu tarafından OHAL ilan edildiğini ve MHP'nin desteğiyle de bu kararın TBMM'de onaylandığını hatırlatan Kaya, OHAL'deki amacın, hem FETÖ'yle hem PKK'yla hem DAEŞ'le daha etkin mücadele edilmesinin sağlanması olduğunu vurguladı. Bu amaçla hem hükümetin hem de devletin diğer kurumlarının yoğun bir biçimde çalışmalarına devam ettiğini belirten Kaya, 15 Temmuz'daki süreçten sonra FETÖ ile PKK'nın ve DAEŞ'in birbirlerine ne kadar net bir biçimde iç içe girdiklerini ve tek merkezden yönetildiklerini gördüklerini söyledi. 

"KÜRTLERİN YAKALARINDAN DÜŞÜN ARTIK

Kaya sözlerini şöyle tamamladı:

"Belirttiğim gibi, Kürtler artık sizin gerçek yüzünüzü gördüler. Kürtlerin artık sizden tek bir isteği var, o da yakalarından düşmeniz. Selahattin Demirtaş, 'Ben hiçbir şey yapmadım' diyor, 6-8 Ekim olaylarını hiçbirimiz unutmadık. Sırtını terör örgütü PYD'ye, YPG'ye dayayanları unutmadık. Ankara'daki bombalı saldırıyı gerçekleştiren teröristin cenazesine giden milletvekilini unutmadık. Bunların bir bedeli var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir ve yargısı bağımsızdır. Yargı organlarımız bugün gereğini yapmaktadır. Şunu net şekilde bilin ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman yenilmeyecek ve Türk Milleti de hiçbir zaman eğilmeyecektir."