Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen muhtarlar buluşmasında konuştu. Erdoğan, 'Biz Avrupa'da misafir değil, ev sahibiyiz' dedi.AB'ye seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "650 yılı aşkın süredir Avrupa'da varız ve var olmaya devam edeceğiz. Bizi oradan kovmaya Avrupa devletlerinin gücü yetmez.Ülkemize karşı anlamsız husumeti bir tarafa bırakırlarsa AB'ye tam üye olmaya hazırız. Vize serbestisi, mülteci yardımı, fasılların açılması konusunda adımlar atılırsa biz de iyi niyetimizi göstereceğiz. Bize ne verirseniz, o kadar alırsınız. Artık o dönem bitti. Tek taraflı adım atma dönemi bitti. Ne kadar ekmek o kadar köfte " dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen  "30. Muhtarlar Toplantısı"nda Amasya, Ankara, Antalya, Bitlis, Denizli, Edirne,  Eskişehir, Gümüşhane, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Muğla, Muş ve Nevşehir'den gelen  muhtarlara hitap etti. AB'ye seslenen ve "Bizim AB'nin peşinden koşacak sabrımız ve takatımız kalmadı. Avrupa kendi üzerine düşenleri yaparsa biz de verdiğimiz her sözün arkasında dururuz, yoksa kendi bilirler" diyen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle: 

Biliyorsunuz ülkemiz siyasetinde maalesef millete hakaret etmeye marifet sayan anlayış. Geçtiğimiz günlerde bir parti lideri konuşuyor. Neymiş, millet onlara destek vermiyormuş. Milletle ilgili ağzından tek bir hayır söz çıkmayanlara millet neden destek versin. Hem hareket edeceksin, hem destek bekleyeceksin, bu sağlıklı bir ruh hali değildir. Geçmişte cumhuriyet adına cumhuru Ankara Meydanı'na sokmayanlar, seçime girmeden iktidar olma peşindeler.  Ah Aşık Veysel Ankara'ya sokmadılar, niye tipini beğenmediler. Seçim demek millete gitmek demektir. Bunların böyle bir derdi yok. Artık bunlar bizim muhatabımız değil. Bizim muhatabımız milletmizin kendisidir. 

BİZİ AVRUPA'DAN KOVMAYA GÜÇLERİ YETMEZ

Türkiye’yi Doğulu  bir ülke olarak tanımlarsanız yine doğru söylersiniz ama aynı şekilde eksik ifade  etmiş olursunuz. Türkiye’yi bir Karadeniz ülkesi, bir Akdeniz ülkesi olarak  tanımladığınızda da benzer bir durum söz konusudur. Gerçekten de tüm tanımların  doğru ama eksik olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz.Avrupa Birliği kendi değerleriyle çelişme, kendini var eden  kriterleri inkar etme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın Türkiye  aynı zamanda bir Avrupa ülkesidir. Daha eskilere, İslamiyet’le şereflendiğimiz o  günlere 400’lü, 500’lü, 600’lü, 700'lü yıllarda, Avrupa’da kurulmuş olan Türk  devletlerine kadar gitmiyorum, ecdadımız Osmanlı’nın 1350’li yıllarda Avrupa  kıtasına geçişinden itibaren ele alarak söylüyorum, 650 yılı aşkın süredir  kesintisiz bir şekilde Avrupa’da devletimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle  varız, var olmaya devam edeceğiz. Bugün de Trakya’daki şehirlerimizi  Balkanlar’daki Evladı Fatihan soydaşlarımızı, dindaşlarımızı bir kenara  koyuyorum, Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Almanya’da  milyonlarca, Fransa’da, Belçika’da, Hollanda’da, Kuzey Avrupa ülkelerinde 100  binlerce vatandaşımız geleceklerini oralarda kurmuş durumdalar. Dolayısıyla bizi  Avrupa’dan dışlamaya ne Avrupa Birliği kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının  pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez.  Biz Avrupa’da misafir değil ev sahibiyiz. Avrupa Birliği ve bazı Avrupa  ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar, güncel siyasi çatışmalardır.

AB VERDİĞİ SÖZLERİ TUTARSA...

Bazı Avrupa ülkeleriyle yaşadığımız sıkıntılar güncel siyasi çatışmalardır. Biz rahmetli Cemil Meriç'in muradını paylaşıyoruz. Hedefimiz kök mazide olan atiyi kurmaktır. Bunun için diğer tüm müktesabatımızla Batı'dan en üst düzeyde istifade etme yollarını arayacağız. Ülkemize karşı anlamsız husumeti bir tarafa bırakırlarsa AB'ye tam üye olmaya hazırız. Vize serbestisi, mülteci yardımı, fasılların açılması konusunda adımlar atılırsa biz de iyi niyetimizi göstereceğiz. AB ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı adımları attığında biz de iyi niyetimizi göstereceğiz. Artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Artık ne kadar ekmek o kadar köfte. Bize ne verirseniz bizden o kadarını alırsınız. AB'nin peşinden koşmaya niyetimiz yok. 53 yıl oyalandık. Avrupa kendi üzerine düşenleri yaparsa biz verdiğimiz her sözün arkasındayız. Aksi takdirde kendileri bilirler.

RUSYA,ÇİN VE İRAN  İLE İLİŞTKİLER

Türkiye'nin Batı olan bağı güçlü de Doğu ile olan bağı zayıf mı? Tam tersine. Biz Rusya ile, İran ile, Çin'le, Japonya'ya siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz en ileri seviyede tutmak istiyoruz. Bu ilişkilerimizi birbirine alternatif görmüyoruz. Tam tersine birbirini bütünleyen ilişkiler olarak görüyoruz.

Karadeniz ve Akdeniz'in dört bir tarafındaki ülkeler kapı bir değilse de, denizimiz bir komşumuzdur. Geniş coğrafyada yaşayıp da kendi kaderini Türkiye'den ayrı düşünen pek az insana rastlarsınız. Bölgede yaşanan çatışmalar, savaşlar, zulümler asla halkların tercihi değildir. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da kanı dökülen her insanın acısını kendi yüreğimizde hissediyoruz. Bir yandan DEAŞ'ın, diğer yandan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Geçmişte Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak bugün de bu ülkelerdeki baskılara asla rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş bize tarihin mirasıdır. 

15 TEMMUZ MESAJI

Türkiye doğuyu ve batıyı, güneyi ve kuzeyi kucaklayarak kendisine yeni bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. 15 Temmuz Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndan beri gördüğü en alçak saldırı girişimi olarak tarihe geçmiştir. 15 Temmuz hem bir darbe girişimi, hem işgal girişimi, hem de terör saldırısıydı. Suçlarını bildikleri için kaçtılar, suçsuzsanız niye kaçtınız? Bu insanları bu ülkeler bağırlarını basıyorlarsa hepsi de suç ortağıdır. Bunu da böyle ilan ediyorum. Verin diyeceğiz, vermeyeceksiniz. Hukukta buna yardım, yataklık denir. Bunlar yardım yataklık yapıyor, besliyorlar. Yardım çadırları kurduruyorlar, teröristlerin resimlerini sergiliyorlar. Ben senin neyine güveneceğim? Bir taraftan 79 milyonluk ülke ve meşru yönetimi diğer tarafta darbe girişiminden istismara karışmış terör örgütleri var. Mütefik dediğimiz ülkeler tercihini terör örgütünden yana kullanıyorlar. 

SURİYE VE IRAK'TA YAŞANANLAR

Türkiye'nin Suriye ve Irak politikalarının Batı'yı rahatsız etmesi, bunların egemenlik hakkına dayanmıyor. Suriye'nin Irak'ın geleceği bunların umrunda değil. Petrol var mı, var, onun için oradalar. Hemen yanı başımızda DEAŞ, PYD/YPG gibi terör örgütlerinin cirit attığı yerler oluşmasına izin veremeyiz. Fırat Kalkanı'nın hedefi de herhangi bir ülke veya kişi değil sadece terör örgütleridir. Kimsenin şüphesi olmasın, kimse de başka yere çekmesin. Türkiye tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir. Batı dünyasından bu yönde engellemelerle karşılaşıyoruz.

ALMAN FİRMASINA SERT SÖZLER

Bir takım firmalar askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar.Kötü komşu evsahibi yapar derler. Biz 14 yıldır kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı sağlayacak sistemi kuruyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale Destanımızı okunuz mu? Artık Haçlı zihniyeti tarih oldu. Yoksa böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Böyle bir şey içindeyseniz yanlış bir şey. Bu ülke NATO üyesidir. NATO üyesine karşı böyle bir adımı nasıl atarız diye bir sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi test edip bir defa doğru yola girin. Biz ciddi bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. 

FETÖ İLE MÜCADELE

FETÖ ve PKK ile mücadele çerçevesinde kamuda, STK'lar, işdünyasında ciddi bir temizlik yürütülüyor. FETÖ ile irtibatlı kişiler ihraç ediliyor, açığa alınıyor. Bunlara en küçük müsamahamız yoktur, olmayacaktır. Sıfatı, konumu, geçmişi ne olursa olsun böyle bir ihanetin içine giren kimse hesabını millete verecektir. Darbe komisyonunda birileri bir şeyler söylüyor. Bu olay 40 yıllık olaydır. Bu son 10-14 yıl önce girmediler. Bunları askeri liseden al, harp okuluna kadar kaç yılda general seviyesine geliyorsun. Kalkar nasıl son 10-14 yıla sığdırmaya çalışırsınız? Yoksa bu iktidara fatura mı kesmeye çalışıyorsunuz? Bu askeri liselerden FETÖ mensuplarını sizler yetiştirdiniz, bunları görmediniz, görmezden geldiniz. Bu oyunun içinde sizler de oldunuz.

Biz askeri liselerin kaldırılıp, tüm sivil liselerden Milli Savunma Üniversitesi'ne herkes girebilecek. Bütün Anadolu çocuğu gelsin, girsin, buralarda okuyabilsin. Burası o zaman nasıl güçlü olacak göreceksiniz. Buraya FETÖ giremeyecektir. Ordumuzun safları çok daha güçlü hale gelecektir. Bu mücadeleyi hukuk kuralları içinde yürütüyoruz. Kamudan ihraç edilen, tutuklanan, gözaltına alınan herkesle ilgili işlemler hukuki boyutta yapılmıştır. 

O ormanlarda gizlenen teğmenler, astsubaylar yakalandığı zaman, bunları yakalayanlar orada öldürebilirdi, öldürmediler. Getirdiler hukuka teslim ettiler. Bu bizim hukuka ne kadar bağlı olduğumuzu gösteriyor. Beni, ailemi öldürmeye gelenler için verdiğimiz talimat hukuka teslim edeceksiniz. Şayet kendileri ile ilgili bu adımlar atmak için yeterli delil olmayanlara hakları iade ediliyor. 

Kasım ayında şu olacak, bu olacak, bir sürü dedikodu yaydılar. Ne oldu kasım ayı bitti. Bunların tüm hayatları gibi bu dönemleri de yalan üstüne kurulu. Bundan sonra da aynı şeyleri yapacaklar. Aralık ayı içinde yeni yalanlar ortalığa salacaklardır. Türk milleti bunların defterini dürmüştür. Sağda solda kalan artıkları da zaman içinde etkisiz hale getirilecektir. 

PKK'YA OPERASYON

PKK'nın da sonu görülmüştür. Güvenlik güçlerimiz her yerde bugüne kadar yapılmamış operasyonu yapıyorlar. Şehitlerimiz oluyor, ama bedelini de çok ağır ödüyorlar. Hedef bunların kökünü kazıyana kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım. Kürtlerin adına ortalıkta gezdiğini savunan bu uzantılara da prim vermeyelim. Bunların benim Kürt kardeşlerimle ilgili en ufak hassasiyeti yok. Bunca zaman oralarda görev yaptılar. Sokak aralarını belediyenin iş makineleriyle kazmaktan başka ne yaptılar? Bunları devletin güvenlik güçleri buralara girmesin diye kazdılar. Barajların yapılmasına engel olmak istediler. 

14 sene önce neredeydik, şimdi neredeyiz? Terör örgütünün milletimizi korkutmak için sindirdiği elemanlar milletimiz tarafından tekme tokat geri çevriliyor. Benim vatandaşım 'Kepenk indir' denildiği zaman gereken cevabı vermelidir. Güvenlik güçlerimiz de yanlarında olacaklar. Bunlar hain, bunlara gereken dersi hep beraber vereceğiz. Önce biz dokunulmazlık istemiyoruz dediler. Dokunulmazlık kalkınca, Avrupa'ya bizi şikayet ettiler. Dokunulmazlıklar kalksın diyordunuz şimdi niye ağlıyorsunuz? Bunların suç dosyaları çok kabarık. Bizim arkamızda PKK var, PYD, YPG var dediler. Bunları söylediler, fatura önlerine çıkınca da farklı şekilde çalım atmaya kalktılar. Ya adam gibi yaşayacağız, ya adam gibi öleceğiz. Bu anlayışla her türlü zilleti, boyunduruğu reddediyoruz. 

DOLARDAKİ DALGALANMA 

Terör örgütlerinin ağababaları bu iş böyle olmuyor, bu sefer belaltından vurmaya başladılar. Ekonomimizin maruz kaldığı saldırıları bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu millet darbenin ertesi günü 2,5 milyar dolarını bozdurup ekonomisine destek olmuş millettir. Bugün de dövizi silah gibi kullanarak Türkiye'yi dize getireceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz.2008'de 'Teğet geçecek' demiştim. Türkiye 2010 yılından itibaren tüm dünyayı kendisine hayran bırakan büyüme sürecine girdi. Savunma sanayisinde nasıl kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundaysak, bu yönde de tedbirlerimizi hayata geçireceğiz. Vergiydi, SGK'ydı yapılandırılmaya gidildi, 100-112 milyarın üzerinde taksitlendirme yapıldı. 3 yıl içinde de bu rakamı borçlu kardeşlerimiz ödemiş olacaklar. Kamu sözleşmelerinde dövizten TL'ye geçiş bunun ilk adımıdır. Bundan sonra bir süre böyle gideceğiz. Türkiye'nin istikameti sağlamdır. 2023 hedeflerimize ulaştığımızda kendimizden çok daha emin bir şekilde geleceğe bakacağız.(CNN Türk)