"Cumhuriyetimiz ve Parlamenter Sistem İçin Halk Buluşması” mitinginin Ankara Valiliği tarafından yasaklanması üzerine Anıtkabir’e yürüme kararı alan Birleşik Kamu-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Anıtkabir Tandoğan kapısı önünde toplanıp, Başkanlık Sistemine karşı ortak açıklama yaptılar.

 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu  Genel Başkanı Hasan Kütük,  Genel Sekreter Mücahit Dede, Genel Örgütlenme Sekreteri Barış Düdü, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreteri Engin Çoğal, Eğitim-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı Cengiz Gülebay, Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız ve MYK üyeleri ile ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, ADD Genel Sekreteri Öner Tanık, ÇYDD Genel Başkanı Aysel Çelikel ve  Tüm Yerel Sen İzmir Şubeleri ,CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl,  Chp Milletvekilleri Ahmet Akın, Mustafa Balbay  Ünal Demirtaş,  Ankara Bağımsız Milletvekili  Aylin Nazlı Aka ile birlikte Anıtkabir kapısı önünde basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçildi.

 

"ÜLKEDE TEK ADAM YÖNETİMİ VE TEK SES İSTENMEKTEDİR"


Bileşenler adına ortak basın açıklamasını gerçekleştiren ADD Genel Sekreteri Öner Tanık,  “Başkanlık sistemi Türkiye’yi bölünmeye götürür. Başkanlık sistemi adı altında önümüze konan tuzağa karşı halkımızı uyarmayı görev biliyoruz” dedi.

 

Üç Demokratik Kitle Örgütü’nün ortak açıklaması şu şekilde:

 

“Cumhuriyetimiz ve Parlamenter Sistem İçin Halk Buluşması Mitingi günler öncesinde duyurulmuştu ve gerekli izin başvuruları yapılmıştı. Başkanlığa neden hayır diyoruz mitingine, Ankara Valiliği tarafından, kabul edilebilir gerekçe gösterilmeksizin izin verilmemektedir. Mitingin yasaklanmasının gerekçesi olamaz.  Bugün bir miting yapılacağına ilişkin yasal başvuru, 9 Kasım 2016 tarihinde yapılmıştı. Ancak bu başvurundan tam 22 gün sonra yapılan bir tebligat ile valilik tarafından mitinge izin verilmemiştir.

 

Anayasa ve bu yolla getirilmek istenen başkanlık sistemi halka kurulan bir tuzaktır. Çünkü hedef rejim değişikliğidir. Cumhuriyetin, başta Meclis sistemi olmak üzere, tüm kurucu ilkelerini, çağdaş, laik-demokratik, ulusal üniter yapısını ortadan kaldırıp hilafet özlemli bir tek adam yönetimi getirmektedir.Türkiye Cumhuriyeti çağdaş, laik, demokratik bir hukuk devletidir. Kuvvetler ayrılığına dayalı Parlamenter Sistemle yani Meclis sistemiyle yönetilmektedir.

 

Bu sistemde var olan “kuvvetler” arası denge mekanizmaları, demokrasinin işlemesini kolaylaştıran unsurlardır. Oysa getirilmek istenen başkanlık sistemi ile yasama, yürütme ve yargı gücünün tek kişi elinde toplanması amaçlanıyor.

 

Bu sistemde hem Meclis hem de milletvekilleri göstermelik, işlevsiz kalacaklar, 96 yıllık Meclis sistemi hukuken var gözükse de, fiilen son bulacaktır.

 

Oysa bu Meclis “Gazi Meclistir”; kurtuluş Savaşı’nı yöneten Mustafa Kamel’le büyük zafer kazanan, egemenliğin kaynağını ilahi olmaktan çıkarıp kayıtsız şartsız millete devreden saltanatı, hilafeti kaldıran Sevr’i yırtıp, Lozan’ı imzalayan Cumhuriyeti ilan eden Meclis’tir.

 

Başkanlık sistemi 93 yıllık laik-demokratik Cumhuriyetin kurucu ilkeleriyle birlikte son bulması demektir.İnsan haklarına dayalı demokratik, laik, Cumhuriyetimiz tehlikededir.Tek adam, tek ses yönetim şekli, Cumhuriyete seçenek olamaz.

 

Başkanlık sistemin Türkiye’yi bölünmeye götürür.

 

Tüm bu nedenlerle başkanlık sistemi adı altında önümüz konan tuzağa karşı halkımızı uyarmayı görev biliyoruz.

 

Halkımıza, örgütlenme ve dayanışma içinde demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanalım çağrısını yineliyoruz.”