EGE MECLİSİ - Her yıl olduğu gibi bu yıl da, İzmir Barosu, TOBAV ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi’nin birlikte düzenlediği anma gecesi Fuar İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlendi.O’nun kaleminden akan sözcükler, şiirler, TOBAV Mandolin Orkestrası’nın çaldığı parçalar ile Av. Alper Taner’in neyiyle eşlik ettiği İzmir Barosu üyeleri Av. Can Özarpacı ve Av. Gülay Serin’in söylediği parçalarla Uğur Mumcu’nun anıldığı gece, salonun hep birlikte İzmir Marşı’nı söylemesiyle son buldu.

Faili Meçhuller Vicdanlarımızda Birer Yara

Gecede bir konuşma yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, aradan geçen on yıllara rağmen Uğur Mumcu’nun ve diğer demokrasi şehitlerimizi katleden ne kiralık tetikçilere ulaşılabildiğini ne de saldırının arkasındaki sis perdesinin ortaya çıkarılabildiğini belirterek, bu cinayetlerde zamanaşımının söz konusu olamayacağını söyledi. Av. Aydın Özcan, “tüm siyasi iktidarlardan aydınlarımızın katillerinin bulunarak hesap sorulmasını bekliyoruz” dedi.

Uğur Mumcu’nun çok değerli bir gazeteci, bir araştırmacı ve aynı zamanda çok değerli bir hukukçu, olduğunu söyleyen Av. Aydın Özcan, “Uğur Mumcu bugün yaşasaydı inanıyorum ki 15 Temmuz darbe girişimi olmayacaktı. Bu acıları Türk milleti olarak belki de yaşamayacaktık” dedi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, “bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır o milli egemenliktir. Yalnız bir kuvvet vardır o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir” sözlerini hatırlatan Özcan “bugünkü siyasetçiler ise ülkeyi Kanun hükmünde kararnamelerle, OHAL’le yönetmek istiyorlar” dedi. Bu anlayışı bir hukukçu olarak kabul etmesinin mümkün olmadığını söyleyen Av. Aydın Özcan “Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, ifade ve iletişim özgürlüğünün mutlaka hayata geçirilmesi gerekir” dedi. Tüm milletvekillerini ettikleri anda sahip çıkmaya çağıran Özcan, “TBMM’nin yapması gereken yasama faaliyetini KHK’larla siyasi irade yapmaya çalışıyor” dedi.

Av. Aydın Özcan sözlerine şöyle devam etti: “Bu da yetmiyor, anayasa değişikliği ile kuvvetler ayrılığından kuvvetler birliğine bir adım atılmak isteniyor. Sağlıklı bir demokrasiden bahsedilebilmesi için, sağlıklı bir hukuk devletinden bahsedilebilmesi için yürütme, yargı ve yasama organının birbirinden bağımsız olması gerekir. Amerika’da da başkanlık sistemi var ama orada başkan bağımsız senatoya karşı ve bağımsız yargıya karşı sorumlu. Türkiye’de ise yapılmak istenen anayasa değişikliğine bakıyoruz mevcut Hakim Savcılar Yüksek Kurulu’nun 12 üyesinin beşini cumhurbaşkanı geri kalanını ise TBMM atayacak. Zaten yeni anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanı siyasi parti başkanı oluyor ve onun belirleyeceği kişiler milletvekili oluyor. Bu durumda onun belirlediği kişiler Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini belirliyor. Bu ne demek oluyor? HSYK tamamen yürütmenin güdümüne giriyor. Biz hukukçular olarak sürekli diyoruz ki, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’ndan Adalet Bakanı ve müsteşarının derhal çıkarılması gerekir. O da yetmez, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun bir bütçesi olmalı diyoruz. Bunlar hiç dikkate alınmadığı gibi mevcut anayasa değişikliği ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu tamamen ele geçiriliyor.Mevcut anayasa değişikliğinde Anayasa Mahkemesinin üye sayısı 15’e indiriliyor,12’sini direk Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak belirliyor. Bu durumda yargının bağımsızlığından söz edebilir miyiz?

Meclis ayağına geldiğimizde ise mevcut Anayasa’da Cumhurbaşkanı makamında bulunan kişi hakkında soruşturma açılabilesi için 25 milletvekili gerekirken, yeni anayasada 301 milletvekilinin el kaldırması veya imza atması gerekecek.

Yani yürütme organı neredeyse hem yasama denetiminden muaf hem de yargı denetiminden muaf tutuluyor.

Hukuk devletinden bahsedebilmemiz için, demokrasiden bahsedebilmemiz için kuvvetler ayrılığı ilkesinin olması gerekir 

Uğur Mumcu da bu değerler için mücadele etti. Uğur Mumcu da Atatürk ilke ve devrimleri için mücadele etti. Uğur Mumcu da laiklik için mücadele etti. Bu ülkenin Mustafa Kemal Atatürk yolundan ayrılmaması için mücadele etti. Bizler de bu mücadeleyi yapacağız. Biz İzmir Barosu olarak bu mücadeleyi vermeye çalışıyoruz. Kurtuluşun Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yolunda ilerlediğimiz takdirde olacağını biliyoruz.

Fethi Sekin Unutulmadı

Ülkemiz maalesef son dönemde birçok terör eylemiyle karşı karşıya kaldı. En son İzmir’de yaşadık. Sayın Fethi Sekin’i büyük saygıyla anmak istiyorum. Eğer o olmasaydı belki şimdiye kadar yapılan en büyük eylem İzmir’de gerçekleşecekti. Bizler birlik beraberlik içerisinde, ülkenin üniter yapısına, demokrasimize, cumhuriyet değerlerine hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. Bize bu yolda mücadele etmeyi Uğur Mumcu gibi aydınlarımız gösterdi. Onların yolundayız ve Uğur Mumcu başta olmak üzere bütün aydınlarımızı kesinlikle unutmayacağız unutturmayacağız.

Ben de bu salonda haykırıyorum hiç baskı hiçbir yıldırma bizi yolumuzdan döndüremeyecek. Bizim yolumuz Mustafa Kemal Atatürk yoludur. Uğurlar olsun, ışıklar içinde yatsın.”

 O Şarapnel Parçaları Ülkenin Birlik ve Beraberlik Ruhuna Saplandı

İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan’ın ardından konuşan TOBAV İzmir Şubesi Başkanı Hale Gökalpsezer ise 1993’te Karlı sokakta patlayan bombanın, sadece Uğur Mumcu’yu değil Türkiye Cumhuriyeti’nin her değerini parçaladığını belirterek, “o şarapnel parçaları; ülkenin üniter yapısına, birlik ve beraberlik ruhuna, dürüst gazeteciliğe ve toplumun haber alma hakkına, Kuva-i Milliye ruhuna, temiz politikasına saplandı” dedi. Gökalpsezer, “toplumda ortak dil ve kültürü oluşturan erkleri korkutan, insanları birleştirip özgür kılan sanattır” diyerek, tek çarenin sanata evet demek olduğunu söyledi

Uğur Mumcu Bu Ülkenin Kutup Yıldızıdır

Son olarak konuşan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Gönül Kaya, Uğur Mumcu gibi aydınların bu ülkenin, bu toplumun kutup yıldızları olduğunu belirterek “tıpkı 20. yüzyılda ezilen ulusların kutup yıldızı Mustafa Kemal Atatürk gibi” dedi.  “Uğur Mumcu demek örgütlenme demek, Uğur Mumcu demek direnç demek, umut demek” diyen Kaya sözlerini, “bu karanlığa bizi mahkum eden zincirlere karşı çıkmalıyız. Uğur Mumcu, onun çizgisi, onun düşünceleri bize yine rehber olacaktır. Hepinizi Uğur Mumcu gibi Mustafa Kemal Atatürk gibi bu mücadelede ön saflarda olmaya davet ediyorum” şeklinde tamamladı.