İzmir’de görülen FETÖ davasında, üzerine atılı olan suçlara ilişkin 6 saat boyunca savunma yapan ve darbeyi hissettiğini söyleyen Ege Ordu Komutanlığı Kurmay Başkan Yardımcısı olan Tuğgeneral Hakan Eser, Tümgeneral Memduh Hakbilen’in, darbecilerin gönderdiği emirler için, “Bunlar benim için muteber” dediğini anlattı. 

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, 152’si tutuklu 270 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde devam etti. Duruşma Ege Ordu Komutanlığı Kurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Hakan Eser’in ifadesi ile başladı. 6 saat boyunca ayrıntılı ifade veren Eser, darbe gecesi suçu olmamasına rağmen kendisiyle eskiden problemi olan kişilerin haksızlığına uğradığını ve Tümgeneral Memduh Hakbilen’in, ordu komutanını 15 Temmuz günü Edremit’e göndermeyi planladığını söyledi. Eser, Memduh Hakbilen’in ayrıca darbecilerin gönderdiği emirler için, “Bunlar benim için muteber” dediğini dile getirdi.

 

“Herşeye tanığım”

FETÖ/PDY’nin darbe teşebbüsünden sonra hazırlanan bin 300 sayfalık iddianameli duruşmada, Ege Ordu Komutanlığı Kurmay başkan Yardımcısı Tuğgeneral Hakan Eser’in ifadesi alındı. Uzun bir savunma yapacağı sözleriyle ifadesine başlayan Hakan Eser, ilk olarak meslek yaşamını ayrıntılı şekilde anlattı. Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ile geçmişte ABD’de görev yaptıklarını ancak mesafeli bir ilişkilerinin bulunduğunu ifade eden Hakan Eser, “Karargaha en erken giren ve en son çıkan kişiyim, bu nedenle de her şeye tanığım. Benim görevim Kurmay Başkan Memduh Hakbilen’e yardım etmekti. Bana bağlı 4 başkanlık vardı. Memduh Hakbilen, yetkisi olmamasına rağmen komutan yardımcısı gibi davranırdı. Benim, Ankara’da yapılan darbe planlamasından haberim yok. O bayram tatilinde çocuğumun tedavisiyle ilgilendim ve tatil öncesinde de kayınvalidemi kaybettim” dedi.

 

Darbe gecesi ordu komutanını Edremit’e göndereceklermiş

Hakan Eser, kedisi gibi tutuklu yargılanan Memduh Hakbilen’e dair de önemli bilgi verdi. 12 Temmuz günü izine çıkan Hakbilen’in kendisine görevi devrettiği sırada yaptıkları toplantıyı anlatan Hakan Eser, “Bu toplantıda yaklaşan YAŞ’tan konuştuk. Bu sırada Memduh Hakbilen, Edremit’teki Tugay Komutanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü’nün de terfi için listede bulunduğunu söyledi. Ardından YAŞ’a katılacak olan Orgeneral Abdullah Recep’in olumlu düşünmesi için onu 15 Temmuz günü Edremit’e göndermeyi planladığını anlattı. Bizim yanımızdan çıktı ve ordu komutanının yanına gitti. Yaklaşık 5 dakika sonra geldi ve komutanın 15 Temmuz akşamı Edremit’e gitmeyi kabul ettiğini söylediğini söyledi. Kendisi de izine çıktı” dedi.

 

Darbe olduğu sırada kitap yazıyormuş

Darbe gecesini de ifadesinde ayrıntılı olarak anlatan Tuğgeneral Hakan Eser, şunları söyledi: 

“Benim kitap çalışmam vardı. Bilgisayar üzerinde evde bu çalışmalarımı yaptığım sırada, saat 22.00 sıralarında ordu nöbetçi subayı beni askeri hattan arayıp önemli bir olumsuzluk olmadığını söyledi. Bu telefonun kapanmasından kısa süre sonra yine askeri hattan arandım. Bu telefonun gelmesi normal değildi, bir olumsuzluk olduğunu hissettim. Nöbetçi subay bu kez, Kara Kuvvetleri Komutanlığından Yıldırım Harekat mesajının geldiğini söyledi. Bu mesajlar savaş gibi önemli durumlarda gelirdi. Hemen okumasını istedim. İlk okumasından ne olduğunu anlamadım. İkinci kez okuttum. Bir birliğin Ankara’ya naklinden bahsediliyordu. Ben de terör olaylarından dolayı olabileceğini düşündüm. Bu sırada oğlum yanıma geldi ve Ankara’da uçakların alçaktan uçtuğunu internette bulunduğunu söyledi. Sonra televizyonu açtığımda, köprüdeki askerleri gördüm. Ben bu görüntülerden, darbe belirtisini anladım. Emir komuta zinciri içerisinde darbe olduğunu düşündüm. İki tane tabancam ile kitaplarımı, yanıma alıp karargaha gitmek içini aracı bekledim. Sonra da karargaha gittim.”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan derdest edildi denildi

Karargaha geldiği sırada burada aralarında sivil ve üniforma giymiş askerleri gördüğünü söyleyen Hakan Eser, “Bu kişiler nereden çıktı diye düşündüm. Başlarında Albay Oksal Çelik vardı. Ne oluyor diye sordum. Bu sırada bana Kuvvet Komutanlığından gelen üç mesaj iletildi. Bu kağıtları elime alıp odama çıktım. O gruptaki kişilerde benimle odama geldi. Onların bu şekilde gelmelerinden rahatsız oldum. Tepkimi hareketlerimle gösterince de, bir bölümü çıktı. Bu sırada Oksal Albay bana askeri darbenin olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da derdest edildiğini söyledi” dedi. 

Bu arada ordu komutanlığından gelen mesajları incelediğini de aktaran Hakan Eser, “Emirlerde karargahta kordinatör atanması isteniyordu. Bu emirlerde isimleri geçen askerleri görünce bu darbenin emir komuta zinciri içerisinde yapıldığından şüphelendim. Artık emirlere tereddütle yaklaşmaya başladım. Birileri darbe yapıyordu ama kimin yaptığı belli değildi. Darbenin lideri kim fikrim yoktu. Cuntanın darbe yaptığını anladım ama ordu komutanının safını da bilmiyordum. Aramaya da cesaret edemedim” ifadelerini kullandı.

Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep’in, darbe gecesi karargaha geliş anlarını da anlatan Hakan Sever, komutanın tam teçhizatlı korumalarla hızla içeriye girdiğini söyledi. Hakan Sever, ifadesine şöyle devam etti:

“Ordu komutanının olaydan 15 gün sonra verdiği ifadesinden dolayı üzüldüm. Yapılanlar çarpıtıldı. Güya sıkı yönetimden gelen emirleri eline tutuşturmaya çalışmışım. Öyle bir şey yaşanmadı.”

 

Kumpas mağdurları arasında 'whatsapp grubu'

Geçmişte Balyoz, Ergenekon ve askeri casusluk gibi davalardan yargılanıp beraat eden askerlerin darbe girişiminden sonra kendi aralarında whatsapp grubu kurup, silahlı olarak birliklere gittiği bilgisini de veren Hakan Eser, Memduh Hakbilen’in geldiğini sonradan öğrendiğini belirterek, “Ordu komutanının odasına gittiğim zaman Memduh Hakbilen’e emir veriyordu. O gittikten sonra bana , ‘Birinci ordu komutanı Ümit Dündar, televizyonda açıklama yapmış, bende çıksam mı?’ diye sordu. Ben de iyi olur yanıtını verdim. ‘Bir beyanat hazırlayayım’ dedi. Sonra da televizyona çıkıp konuştuğunu duydum. Komutanlıkta Memduh Hakbilen’in yaptığı toplantıya da ordu komutanı Orgeneral Abdullah Recep’in müdahale ettiğini söyleyen Hakan Eser, “Bu saatte toplantıya gerek yok dedi ve herkesi odasına gönderdi. Bir süre sonra ordu komutanı bana Memduh Hakbilen’i görevden aldığını, beni tekrar kurmay başkanı yaptığını söyledi. Memduh Hakbilen, odasında gözaltına alındı. Sinirli şekilde odasına geldi. Bana elindeki kağıdı uzattı. Kara Kuvvetleri Komutanlığından gelen bir yazıydı. Orada yazılanlar için ‘Bu emir benim için muteber’ dedi. Mesaj yazılı kağıdı bana uzattı, ‘Senin insafına kalmış’ dedi. Yazıda en son gönderilen emirlerin yerine getirilmesi isteniyordu ve uymayanların cezalandırılacağı yazıyordu. Yazıda tehdit vardı. Masamın üzerine bırakıp gittim. O saatte bu tehdit anlamsızdı” dedi. 

Hakan Eser, durumun sakinleşmesinden sonra Orgeneral Abdullah Recep’in sık sık harekat merkezine gelip gelişmeleri takip ettiğini, bu sırada yanına gelen emir subayının Memduh Hakbilen’in odasında telefonda görüştüğünü söylemesi üzerine ise tamamen tecrit edilmesi talimatı verdiğini anlattı.

 

Okan Bato’nun talimatıyla gözaltına alınmış

Gözaltına alınması sürecini de anlatan Hakan Eser, “Ben saat 22.45’ten, ertesi gün saat 12.30’a kadar karargahı terk etmedim. İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato aramış, ismimin sıkı yönetim listesinde bulunduğunu söylemiş, gözaltına alınmamı istemiş. Bende derdimi savcılıkta anlatırım diye itiraz etmedim. Şimdi insan düşünüyor, ne yaptım diye. İddianamedeki suçlamalar beni yaraladı. İddianame elime gelince sarsıldım. Bunlar yaşandı mı diye kendi kendime düşündüm. İnsan amirlerine fütursuzca iftira atmaz” dedi. 

Hakan Eser, Memduh Hakbilen’in sıkı yönetim komutanı olduğuna dair söylemde bulunduğuna ya da emir verdiğine dair konuşmalara tanık olmadığını da ifade etti.

 

“Balyoz’da yargılanmadığım için FETÖ’cü oldum”

Hakan Eser, yaklaşık 6 saat süren savunmasının sonunda da, Balyoz gibi davalardan yargılanmadığı için kendisine FETÖ’cü denildiğini iddia edip, “Ben darbe gecesi, ne Ankara ne de başka bir ilden kimseyle görüşmem olmadı. Darbeyi yönetme iddiasını reddediyorum. 'ByLock' denen şeyi cezaevine girdikten sonra gazeteden öğrendim. Whatsaap’ı bile bilmem. Somut delil olacak şeylerin hiçbirisi yok. Peki o zaman niye ben alınıyorum. FETÖ savar isimli bir site, darbe teşebbüsünden üç ay önce ismimi vermiş. Bildiklerimizi açıklamamız istenmiş, üstü kapalı tehditte bulundu. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da benim FETÖ’cü olduğumu ima etmiş. Ayrıca, askeri şurada emekli edilecek kişiler olduğu söylentisi sızdırıldı. Bunu birileri böyle sızdırdı ki olumsuz motive sağlansın. Bununu içini bu kişiler darbeye katılmış olabilirler. Balyoz’da dokunulmayan bizlere için FETÖ’cüdür diye yazıldı” dedi.

 

“Darbeyi hissettim”

Darbeyi dış basından çıkan yazılardan daha önceden hissettiğini de ileri süren Hakan Eser, Orgeneral Abdullah Recep ile Memduh Hakbilen’i nedene aramadığını yönündeki sorulara da, şöyle yanıt verdi:

“Memduh Hakbilen, üstüm de olsa, o an orada değildi. O da benim gibi televizyondan öğrendi. Benim yaptığımdan başka yapacağı bir şey yoktu. Ege Ordu Komutanıyla aramızda mesafe vardı. Benim karargaha gelmemle onunu gelmesi arasında 14 dakika var. Karargaha gittim, direk kapıda bekleyen kişilerle odama çıktım. Onları odamdan kovdum. Bu sırada İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya aradı, sonra da mesajı elime aldım bu anlarda da zaten ordu komutanı geldi.”

 

120 sanık avukatı istifa etti

Öte yandan FETÖ'den yargılanan sanıklar için atanan avukatlardan istifa edenlerin sayısının 120 olduğu öğrenildi.(İHA)