Ege Üniversitesi ve İzmir Ticaret Borsası işbirliği ile ‘Türk Tarımının Global Entegrasyonu ve Tarım 4.0’ protokolü İzmir Ticaret Borsası Meclis Salonunda imzalandı. Törene Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin yanı sıra İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, İİBF Dekanı Prof Dr. Engin Berber, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EİB Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, AK Parti ve CHP milletvekilleri ve İTB üyeleri katıldı.

“Amelenin çocuğu olarak gördüm”

Türkiye’nin son 50 yılda tarımdan sanayiye, tarımsal nüfustan kentsel yerleşime doğru dünyada en hızlı şekilde tarım alanında değişiklik yaşayan ülkelerden biri olduğunu belirten Zeybekci, “Ben tarım tarlasında her şeyi bir amelenin çocuğu olarak gördüm. Tırpanla ekin biçmeyi gördüm ve yaptım. Harmanda buğdayı yapmayı ve rüzgarda savurmayı gördüm. Harman işleme makinesi, biçerdöveri gördüm. Tarımdan pamuğa tüm alanlarda bunları gördük. Yeni nesil şanslı, çünkü eski usullerle tarım yapmayı görmedi” diye konuştu.

 

“Teknoloji ve bilim tarımda kullanılmak zorunda”

Tarımda 4.0’ın geliştiğine işaret eden Zeybekci, “Tarım bu dönemde dünyada entegre haline gelmeye başladı. İTB alan olarak sadece çevresini değil, şimdi Ege’yi, Türkiye’yi hatta Akdeniz Havzasını dikkate almaya başladı. Teknolojik olarak dünya başka noktaya gidiyor. Dünya standartlarında üretmek zorundayız, bunları en hızlı şekilde tüketiciye ulaştırmak zorundayız. Bunu da tüm bu sistemi de en iyi yapanlardan olmak zorundayız. Çünkü çok yoğun rekabet var. Artık teknoloji ve bilim tüm imkanları ile tarımda kullanılmak zorunda. Tüm alanlarda tarım en karlı, en verimli tarımı gözetmek zorunda. Kimse ilerde şunu demeyecek; ‘Biz bu sene tarlamızda şunu ekelim.’ Bu bilimin tarımda kullanılması ile sona erecek. Artık Söke Ovasında güneşin gördüğü hangi yamaçta ne ekilmesi gerektiğini bilim insanları karar verecek. 4.0 dediğimiz teknoloji sulamadan işlemeye, droneların (insansız hava araçları) verdiği bilgiye göre ilaçlama yapılması gibi sistemler devreye girecek belki” ifadelerini kullandı.

 

“Gümrük Birliği Anlaşmasını güncelledik”

Avrupa Birliği ile 1995 yılında imzalanıp, 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği anlaşmasının egemen bir ülkenin imzalaması gerektiğine dikkat çeken Bakan Zeybekci, “21 yıldır AB ile Gümrük Birliği Anlaşması ile muhatabız. Bunu çok eleştirdik. 21 yıldan beri egemen bir ülkenin imzalamaması gereken bir anlaşma diye görüyoruz. Ama o günün şartları ile değerlendirmek lazım. 1995’te imzalandı, o gün bize ‘Türkiye nasılsa 2000 yılına kadar AB’ye tam üye olacağından bir geçiş anlaşması ile sizi bağlayalım, 2000’de nasılsa tam üyesiniz’ dediler. Onun için karar alma mekanizmasında olmadığımız bir anlaşmaya evet’ dedik. İkincisi AB’nin üçüncü dünya ülkeleriyle imzaladığı serbest ticaret anlaşmasını her şeyi yüzde yüz kabul eden bir ülkeyiz. Egemen bir ülkenin buna imza atmaması gerekiyordu. Bu nedenle Ocak ayında Gümrük Birliği Anlaşması’nın sürdürülebilir olmadığını, devam ettiremeyeceğimizi söyledik. Ve Gümrük Birliği güncellenmesi süreci başladı. 2015 Mayıs ayında Brüksel’deki ortak deklarasyonlarla görüş birliği ilan etik. Gümrük birliği güncellenecek. Öte yandan Gümrük Birliği sadece sanayi ürünlerini kapsıyordu. Tarım ve gıdayı kapsayacak şekilde genişletilmesi, bunun sonucu olarak siyasi anlamda girmeden ekonomik entergrasyona geçmesi, bunun üzerine mutabakata vardık” şeklinde konuştu.

 

“2017’nin önemli tarım başlıklarından olacak”

Türkiye olarak tarımı koruyan ülkelerden olduğumuzu ve korumaya devam edeceklerini belirten Bakan Nihat Zeybekci, şunları söyledi:

“Gümrük Birliği’nin güncellemesini yaptık. Türk tarımı AB ülkelerinde eşit şekilde rekabet edebilir hale gelecek. Buna tüketim fiyatları anlamında baktığınızda son derece olumlu yansımalar olacak. Bütün tarımsal ürünü bütçe kaynak ve imkanlarıyla destekleme yapılacak. Tarımla bilimin buluşması artık gerçekleştirmek zorundayız. Dünya ile rekabet eden bir tarım sektörüne ulaşmak zorundayız. Ata mesleği tarım ve rekabet şansı en yüksek olan birçok sektörde biz galip çıkacağız. Avrupa Birliği ile tarımda rekabette çekincemiz olmayacak. Bazı alanlarda tartışmasız üstünlüğümüz var. Hiçbir coğrafyada bizim iklimimizde yetişen sebze ve meyveler üretilemez. Bu protokol önemli bir başlangıç. 2017’nin en önemli başlıklarından biri de bu olacak. Türk tarımının Avrupa Birliği ile entegrasyonun avantajları, dezavantajları var. Biz hükümet olarak çalışıyoruz. Bunun bize maliyeti ne olacak. Bunu çalışmaya başladık.”

 

“Tarımda 4.0 hızla gelişiyor”

Tarımın dünyanın en stratejik sektörlerinden biri olacağını, Türkiye’nin bu anlamda önemli avantajlara sahip olduğunu belirten İTB Başkanı Işınsu Kestelli, “Potansiyelimizin daha yüksek olduğunu, daha fazlasını üretebileceğimizi de biliyoruz. Sektörün üretimde pazarlama sorunları var. Tarımsal üretimde verimliliği yükseltmeli, ürünleri sağlık standartlarında düzeltmeli, gerek yurt dışı gerek yurt içinde etkin pazarlama oluşturmalıyız, bu süreçlerin tamamında toplumsal ekonomik çevreyi de gözetlemeliyiz” dedi.

Teknolojinin dünyada hızla geliştiğine dikkat çeken Kestelli, “Teknolojinin sanayiye entegre edilmesine sanayi 4.0 denilirken tarımda da 4.0 hızla gelişiyor. Bu sistem akıllı ve hassas tarım gibi alanlarda kendini gösteriyor. Bu noktada özellikle akıllı tarıma geçilmesi önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Bakan Nihat Zeybekci'ye katılımlarından dolayı teşekkür edilerek, zeytin ağacı heykel maketi verildi.

 

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İzmir’de Ege İhracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen "İhracatın Yükselen Yıldızları Ödülleri" töreni öncesi basın toplantısı düzenledi. İhracatçıya yönelik desteklerde bugüne kadar kullanılmış olan tüm enstrümanları kullandıklarını kaydeden Bakan Zeybekci, “83’le başlayan Türkiye’nin dışa açılması, ihracata dayalı büyüme sürecindeki bugüne kadar kullanılmış ve sonuç alınmış olan ihracat destekleriyle ilgili tüm enstrümanları kullanıyoruz. 2017 yeniden bir atılım yılının başlangıcı olacak. 2016 ve 2017’de dünya ticareti ilk defa dünya büyümesinin altına indi. Dünya büyümesi artık dünya ticareti tarafından aşağıya çekilmiş hale geldi. Böyle bir coğrafyada Türkiye’nin kendi iç piyasalarındaki durgunluğu ihracatla aşma fırsatı var. Türkiye’de ihracatın artışı demek içeride üretim ve istihdam artışı demek. Bununla birlikte iç piyasada canlanma, ihracata dayalı büyüme demek. 2,5 yıldan bu yana ihracatın büyümeye katkı vermediği bir dönem geçirildi. İhracatın büyümeye başladığı bir dönem yaşayacağımızı ümit ediyoruz. Bunlar olumlu gelişmeler” diye konuştu.

 

“Dokunmamak lazım, müdahale etmemek lazım”

KDV ve ÖTV düzenlemesi, kur ve enflasyon hakkında da değerlendirmede bulunan Bakan Zeybekci, şöyle konuştu: 

“Kur konusunda dokunmamak lazım, müdahale etmemek lazım. Ekonomi, kendi dengeleri içinde bir değer oluşturacaktır. Spekülatif hareketlerin olduğu ortam, piyasayı, ihracatçıyı da rahatsız eder. 2015 Mayıs'tan itibaren negatif anlamda ayrıştık. Temmuz itibariyle negatif ayrışmamız biraz daha derinleşti. Bununla da spekülatif hareketler kur üzerinden açık hale geldi. Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi ‘dokunmamak lazım’ bölümüyle ilgili mutabık kaldı. Dövize Merkez Bankasının satış yaparak müdahalesi tercih edilmedi. Merkez Bankasının attığı adımları başarılı buluyorum. Artık spekülatif hareketlerle tetiklemenin sürdürülemeyeceği anlaşıldıktan sonra kendiliğinden bir noktaya doğru gidecektir. TL’nin değersizliği üzerindeki algı değişecektir. Doların euro karşısındaki değeri de değişecektir. Milli gelirinin yüzde 25’ini dış ticaretten sağlayan ABD ekonomisi için değerli dolar sürdürülebilir değildir. Amerikan Merkez Bankası, Amerikan ekonomisi için aşırı değerli dolar sürdürülebilir değildir. Amerikan Merkez Bankası da faiz artıramaz, artırsa bile uzun vadeli olamaz.”

 

“Kurun etkisi sıfırlanacaktır”

İhracatta yüzde 15’ler seviyesindeki artış nedeniyle iç piyasada canlanma olacağına inandıklarını kaydeden Bakan Zeybekci, “İç piyasada ekonominin istenen noktaya gelmesi için hükümetin aldığı bir tedbir var. Bazı ürünlerde ÖTV 30 Nisan’a kadar kalktı. Beyaz eşya çoğunluk olmak üzere böyle bir tedbir alındı. Piyasada olumlu etkisi olacağını düşünüyoruz. Kurun enflasyona doğrudan geçişkenliği olduğu 1-2 aylık dönem olacaktır. Öngördüğümüz bir şeydi ama ondan sonraki süreçte kurun etkisi sıfırlanacaktır. Enflasyon kurdan kendini kurtardıktan sonra istediğimiz zemine doğru gelmeye başlayacaktır” diye konuştu.

 

"İzmir serbest bölgeler şehri olacaktır"

Konuşmasında İzmir’in serbest bölgeler şehri olacağını vurgulayan Bakan Zeybekci, şu ifadelere yer verdi: 

“Salı günü Serbest Bölgeler Kanunu Mecliste görüşmeye başlanacak. Onaylanırsa bu hafta içinde çıkmasını bekliyoruz. Eksikliklerimiz çoktu. Aliağa ile ilgili sıkıntımız çözülme noktasına geldi. O da 1-2 ay içinde Aliağa’nın resmi olarak açılması ile sonuçlanacak. İnşallah Sayın Başbakanımıza arz edeceğiz. En kısa sürede bitirip İzmir serbest bölgeye kavuşmuş olacak. ‘İzmir serbest bölgeler şehri olacak’ sözü bizim sözümüzdür. İnşallah bunu da yapacağız."

Bakan Zeybekci, ‘kredi derecelendirme kuruluşları bizi eleştirdi’ demektense gelecekle ilgili planlara konsantre olunması gerektiğini belirterek, “Altını çizerek söylüyorum; proje bazlı yatırım teşvik sisteminde dünyada en iddialı ülkeyiz” dedi.(İHA)