Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Semra PEKTOPAL, yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.  

PEKTOPAL, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;


“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “memurluk tapulu mal gibi olmayacak” diyerek, ne zamandır yapmaya çalıştıkları  “esnek çalışma, performansa dayalı çalışma, sözleşmeli çalışma vb.” çalışmaların hazırlıkları içerisinde olduklarının sinyalini vermektedir.

 

Kamuoyuna yansıyan haberler AKP hükümetinin, kamu çalışanlarının iş güvencesi ve diğer kazanılmış tüm haklarına karşı top yekûn bir saldırıyı başlatmaya hazırlandığını göstermektedir.

 

AKP iktidarı, geride kalan 14 yılda memurlar ile adeta savaş içerisinde olmuştur. OHAL ve KHK’lar ile Kamu Emekçileri; sürgünleri, görevden alınmaları, memurluktan atılmaları en çok bu dönemde yaşamıştır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, tek dayanağımız ve yıllarca mücadele edilerek elde edilmiş olan iş güvencemizi tamamen ortadan kaldırmak istemektedir.

 

AKP, iktidarı süresince kamu çalışanlarının özlük ve kazanılmış haklarını ellerinden almak için sayısız girişimde bulunmuştur.

 

Bu düzenlemenin ilk işaretini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vermiştir.   Erdoğan, “Bu paralel yapı ülkemizde devletin içerisinde sızmış bir virüs gibi. İstihbaratta da var, emniyet teşkilatı, silahlı kuvvetlerimiz bütün bu yerlerin hepsinde bunlar var ve ciddi iletişim sağlamaya çalışıyorlar. 657 değiştirilmediği sürece bu iş çözülmez” sözleriyle vermiştir.  AKP iktidarı memurlara karşı başlatacağı bu saldırının gerekçesi olarak kendisinin besleyip büyüttüğü öz evladı olan “paralel yapı”yı gösteriyor. Oysa çok iyi bilmekteyiz ki, AKP’nin paralel yapıyı bahane ederek şimdiye kadar yaptığı bütün düzenlemeler çağdaş, vatansever, laik, Atatürkçü memurlara karşı kullanılmıştır.

 

Kamuoyuna yansıyan kısıtlı bilgiler asıl yapılmak istenenin memurların görevden alınmasını, görev yerlerinin değiştirilmesini, işten çıkarmayı kolaylaştıracak, yargı yolunu kapatacak, yargı kararlarının uygulanmasını zorlaştırmak olduğunu göstermektedir.

 

Eğer bu düzenleme yapılırsa, Türkiye’de iktidarlar “ağa”, memurlar ise “köle” haline getirilecektir. Memurlar devletin değil AKP’nin memuru olacaktır. Bu durumda istedikleri memuru işten çıkarıp istediklerini de işe alacaklardır.

 

1965 yılından bu yana yürürlükte olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, iktidarlar tarafından kendi işlerine gelecek şekilde defalarca düzenlemiş, adeta yamalı bohçaya dönüştürmüştür. Bu yasa biz kamu emekçilerinin bugünkü ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktır, o yüzden de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda, çalışanlar lehine ciddi değişikliklere gidilmelidir. 4688 sayılı Devlet Memurları Sendikaları Kanunu, uluslararası sözleşmeler ile kamu emekçileri lehine uyumlu hale getirilmelidir. Yani olması gereken budur. Ama AKP iktidarının kamu emekçileri lehine olumlu bir şey beklemek ölü gözünden yaş beklemektir.

 

Devletin devamlılığı esastır, bu da birçok gelişmiş ülkelerde de görüldüğü gibi devlet memurlarının devamlılığının zorunlu olmasından geçer. Almanya, İspanya, İtalya gibi Avrupa ülkeleri ile Kore’de memurlarının hepsinin iş güvencesi var.

 

Bu değişiklikleri yapmaya bir gerekçe olarak da gelişmiş ülkeleri gösteriyorlar. Oysa ülkemizde çalışan memurların hangisi maaş, sosyal haklar, siyasi haklar, sendikal haklar açısından bu gelişmiş ülkelerin memurları ile aynı düzeydedir?

 

Eğer gerçekten samimi olsaydılar, bu 14 yıllık iktidarları döneminde memurlarını gelişmiş ülkelerde ki memurların yaşam standartlarına kavuşturur ve bu haklara kavuşmak için mücadele eden, memurlarını da sürüm sürüm süründürmez, cezalar vermez ve işten atmazlardı. Her yıl çeşitli disiplin suçlarından 500'ün üzerinde memurun işten atıldığını ve 20 binden fazla memura ceza verildiğini ve en son da 15 Temmuz darbesinden sonra 98156 bin kamu çalışanının ihraç edildiğini biliyoruz. Yani her halükarda iş güvencesini yok sayan ve kolaylaştıran yasalar zaten var.

 

Onların tek derdi, kendilerine ücretli köleler yaratarak karşılarında onlara direnç gösteren kamu emekçilerini ve onların örgütleri olan sendikaları bitirmektir. Böylelikle, bizlerden boşalan kadrolara kendi adamlarını yerleştirecekler.

 

ABD ve AB emperyalistleri kendi ülkelerinde memurlarını iş güvencesi ile çalıştırırken, sömürmek için hedeflerinde olan ülkelerde kendi işbirlikçisi hükümetlerin, bu tür değişikliklere ve düzenlemelere gitmesini isterler. Yani bu tür yasal değişimler ve memurların iş güvencelerinin yok edilmesi hep bu emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin, emperyalist talanlarını rahatça sürdürülebilmesine olanak sağlamak için yapılmıştır ve yapılmaya da devam edecektir.

 

Kamusal hizmetlerin özelleştirilmesine, Kamu Emekçilerinin ücretli köle yapılmak istenmesine, işten atılmasına, işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm edilmesine ve sendikaların kapısına kilit vurulmasına neden olacak girişimlerin son bulması için tüm Kamu çalışanlarını ve örgütlerini, haklarına yönelik saldırılar karşısında, duyarlı olmaya ve hep birlikte kararlı bir şekilde mücadele etmeye çağırıyorum “ dedi.