İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Gediz Üniversitesi iddianamesinde tanık olarak ifade veren üniversitenin son mütevelli heyeti başkanı eski bakan Işılay Saygın, ''İlk başlarda üniversitenin FETÖ ile bağlantısını bilmiyordum. Mütevelli Heyet Başkanı olduktan sonra bana çok sayıda ihbar geldi. Üniversitenin içerisindeki FETÖ ile bağlantısı olanları temizlemek için çalıştım. Bir nevi üniversiteyi FETÖ örgütünden arındırmak için mücadele ettik'' dedi. 

Diğer tanıklardan eski Konak Belediye Başkanı ve eski bakan Hakan Tartan ise, ''Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanlığı’na Işılay Saygın atanmıştı. Saygın ‘Burada kurulu paralel yapıdan şikayetler var. Burayı bu şikayetlerden arındıracağız. Birlikte mücadele edelim’ dedi. Ben de ‘Ünversiteyi çağdaş, Atatürkçü, devlet ve millete bağlı bir çizgiye taşımak için elimden geleni yaparım’ dedim’’ dediği öğrenildi. 

İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz, tarafından hazırlanan ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Gediz Üniversitesi iddianamesinde ayrıntılar çıkmaya başladı. KHK ile kapatılan FETÖ bağlantılı Gediz Üniversitesinin son Mütevelli Heyeti Başkanı olan eski Bakan Işılay Saygın, polise verdiği ifade iddianamede yer aldı.

FETÖ'yü öğrenince mücadele ettim

Eski Bakan Işılay Saygın Gediz Üniversitesi ile tanışmasının, Anavatan Partisi'de il başkan yardımcısı olan daha önceden tanıdığı Abdullah Kavuk’la Gediz Üniversitesi kurulma aşamasında iken Kavuk’un mütevelli heyetine çağırması ile başladığını belirtti. Saygın ifadesinde, "Ben de eğitime önem verdiğim için bu teklifi kabul ettim ve mütevelli heyeti üyesi olarak göreve başladım. Mütevelli heyeti, 17-25 Aralık sürecinden sonra başkanlık yapmam için görev verdi. Yaklaşık 4 ay kadar mütevelli heyet başkanlığı yaptım. Ben Gediz Üniversitesi'nin Fethullah Gülen cemaatine bağlı bir üniversite olduğunu bilmiyordum. Görev yaptığım süre zarfında da bu cemaatin üniversite üzerinde bir etkisinin olduğunu hiç görmedim. Zaten öyle bir durum olsaydı ben böyle bir yapının içinde bulunmazdım. 17-25 Aralıktan sonra başkan iken bana FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili üniversite içinde görevli olan kişiler ile ilgili bir çok sayıda şikayet ve ihbar geldi. FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduğu duyumunu aldığım Genel Sekreter Mehmet Adnan Yeşildal ve Spor Kültür Daire Başkanı Osman Zateroğulları’nı görevden aldım. Benimle birlikte mütevelli heyetinde bulunan eski Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Profesör Doktor Saffet Mutluer gibi isimler Gediz Üniversitesinde görev yapan FETÖ/PDY terör örgütüne bağlı çalışan şahıslarla mücadele ettik. Hakan Tartan ve Saffet Mutluer sürekli 2-3 toplantılar yaparak, şikayetleri ve ihbarları takip ederek üniversite içinde ki FETÖ/PDY terör örgütüne mensup kişileri tespit etmeye çalıştılar. Biz bir nevi Üniversiteyi bu örgütten kurtarmak için mücadele ettik. Benim bu mücadelem esnasında gerek telefon gerekse mail olarak bir çok tehdite maruz kaldım. [email protected] adresinden mail geldi. Bu mailde, ‘Bu üniversitenin büyülü havasını bozdunuz yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz’ yazıyordu. Bana gelen tehdit telefonları ise ‘siz buraları karıştırmaya mı geldiniz, kayyum atansa daha iyi olurdu, siz kimsiniz, ne istiyorsunuz belanızı mı istiyorsun’ şeklinde telefondan bana hitaben tehditvari konuşmalar aldım “dedi.

Saygın ile birlikte mücadele verdik

Tanık olarak ifade veren eski bakan ve eski Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan ise “2016 yılının ocak ayında sevdiğim ve saydığım değerli eski bakanlarımızdan Işılay Saygın tarafından Gediz Üniversitesi Mütevelli heyetine katılma daveti aldım. Kendisi o günlerde Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanlığı’na atanmıştı. Üniversitenin çeşitli sıkıntıları vardı ve bu konuda birlikte mücadele etmemizi önerdi. ‘Burada kurulu paralel yapıdan şikayetler var. Burayı bu şikayetlerden arındıracağız’ dedi. Ben de ‘Ünversiteyi çağdaş, Atatürkçü, devlet ve millete bağlı bir çizgiye taşımak için elimden geleni yaparım’ dedim. Işılay Bakanımız göreve gelir gelmez FETÖ örgütünün militanı gibi görülen bazı isimleri hızla yönetimden uzaklaştırdı. Diğer iddialar ile ilgili de inceleme ve soruşturma başlattı. Ben göreve geldikten sonra bir toplantıya katıldım ve o toplantıda da sadece rutin bazı konular ele alındı. Başka bir toplantıya katılmadım. Ancak Üniversite ile ilgili bir çok insan ile görüşmeler yaptım. Genel şikayet Üniversite Vakfı’nda FETÖ bağlantılı isimler olduğu yolundaydı. Bu şikayeti Işılay hanıma ilettim. Kendisi de daha önceki Başkan Abdullah Kavuk’a bu eleştirileri aktardı ve Vakfın istifasını istedi. Aynı süreçte ben net tavrımı ortaya koymak adına Üniversite’de önce personel, sonra akademik kadrolarla iki toplantı yaptım. Devletin ve milletin üzerinde hiçbir güç tanımadığımızı, üniversitede etkin olmaya çalışan paralel yapının tasfiye edileceğini, cumhuriyet ilkelerine bağlı özerk, çağdaş bir üniversite olarak hizmete devam edileceğini söyledim’’ dediği ifade edildi.

Olayın geçmişi

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından, FETÖ/PDY'nin, geçen 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kapatılan Gediz Üniversitesi'ndeki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Savcı Yılmaz, yargılamanın daha hızlı yapılabilmesi için soruşturma dosyalarını ayırdığı, örgütün Gediz Üniversitesi imamı olduğu iddia edilen Yaşar Narı ile üniversitenin eski Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Atilla Ediz hakkında 'Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçlamasıyla 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Davanın ilk duruşması ise önümüzdeki ay görülecek.(İHA)