MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye'nin içinden geçtiği tehlike çemberine dikkat çekerek, şunları söyledi: 

"Şu an için bakıldığında yurtiçinde 'evet', yurtdışında Türkiye düşmanlığı yürütülmekte. Bu bilinçli programda FETÖ terör örgütü de dahil olmak üzere çeşitli elemanlar kullanılırken, arkalarında farklı ülkeler bulunmakta. Türkiye'nin bütün bölgesel ve küresel ittifakların dışında tutulmaya veya göstermelik ittifaklarla zapturapt altına alınmaya çalışılması bu mihrakların yürüttüğü küresel lobilerle hız kazanmakta. Bugün Türkiye NATO üyesi olmasına rağmen, ihtiyacı olan savunma teçhizatlarının alımı konusunda engeller görmekte, kaçak durumdaki askeri personeli buralara sığınmaktadır. AB ülkelerinde PKK ve FETÖ başta olmak üzere diğer terör örgütleri cirit atmakta, Türkiye aleyhine her türlü kampanyalarını yürütmekte. Suriye ve Irak'taki operasyonlarda Türkiye bilinçli bir şekilde saf dışı bırakılmaya çalışılmakta. Başta Kuzey Irak olmak üzere, Ortadoğu'da soydaşlarımıza baskılar her geçen gün artmakta. Bu tehlikeler hassasiyetle değerlendirilmez, ciddiye alınmazsa ülkemizin giderek büyük bir felaket girdabına sokulacağı gün gibi ortada. 16 Nisan'daki 'evet' oyları bu tehlikelere 'dur' diyecektir."

"CHP KORKU ALGISI YARATMAYA ÇALIŞMAKTA ONUN PEŞİNDEN DE PARTİMİZDEN İHRAÇ EDİLEN ÇAKMA MUHALİFLER GİTMEKTE"


MHP'li Tanrıkulu, bir yandan metropolde ticaret erbapları ve medya kuruluşlarıyla buluşurken, diğer yandan Bakırçay ve Küçük Menderes havzalarındaki ilçe teşkilatlarının düzenlediği bilgilendirme toplantılarıyla meslek ve sivil toplum örgütleri, muhtarlarla biraraya geldi. Tanrıkulu, CHP'yi şu sözlerle eleştirdi: 

"5 Haziran 1977 Genel Seçimleri sonrası 6 ay boyunca Türkiye'de TBMM başkanını seçememiştir. O dönem MHP'nin krizleri çözen siyaset anlayışı sayesinde 36'ncı turun sonunda CHP'nin adayı TBMM başkanı olmuştur. Partimiz yine 2007 sonrası 367 tıkacını açarken; CHP, HDP (o dönem DTP) ile o dönemki TBMM başkanlık seçiminde AK Partili adaya destek olmuştur. Sonrasında ise TBMM Genel Kurulu'nda cumhurbaşkanlığı oylamalarına katılmayarak kaos beklentilerine göz kırpmıştır. Tarihsel gelişmeleri unutan bu parti; bugün anayasa değişiklik paketinde olmayanları varmış gibi millete sunarak korku algısı yaratmaya çalışmakta; onun peşinden de partimizden ihraç edilen çakma muhalifler gitmektedir. Bu iki kesimin buluşması ve birlikteliği vatandaşlarımızca hayretlerle karşılanmaktadır. Ortadaki gülünç durum, ikbal ve koltuk hırsının ne boyutlara ulaştığını göstermektedir. Biz ise diyoruz ki; zaman, ikbal ve makam hırsı gütmek değil, Türkiye'nin virüslere karşı açığını kapatma zamanıdır. Türkiye, 15 Temmuz'un yıkıcı etkilerini henüz üzerinden atamamıştır. Her vasıta kullanılarak ülkemizin bu tarihî yürüyüşü, birlikteliği ve bütünlüğü engellenmeye çalışılırken; bir bütün olmak, ülkemiz ve milletimiz adına bir zarurettir."(DHA)