EGİAD tarafından hazırlanan "Ekonomik ve Demografik Göstergelerle İzmir" başlıklı rapor, Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da izlediği toplantıda  Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Akgüngör, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Kumral ve Ege Üniversitesi'nden Necmettin Çelik'in katkılarıyla hazırlanan çalışmayla ilgili bilgi verildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlter, İzmir'in, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olarak sosyal, ekonomik ve kültürel yaşam yönünden her kesimden insanın yerleşmek ve yaşamak istediği kent sıralamasında ilk etapta geldiğini söyledi. İlter "Bu özelliği ile yabancı yatırımcıların da ilgi odağı olan İzmir çeşitli sektörlerden doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yoğun olarak yer aldığı illerimizden biridir. İzmir için belirlenen gelişme perspektifleri içinde bugüne kadar sanayi kenti, ticaret kenti, fuarlar ve kongreler kenti, finans kenti, turizm kenti, bilişim kenti gibi kimlikler gündeme getirilmiştir" dedi.

EGİAD'ın İzmir'in mukayeseli üstünlüklerini bütüncül bir yaklaşımla ve farklı parametreler açısından incelemeyi amaçladıklarını dile getiren İlter, bu çalışmanın durum analizinin ötesinde bundan sonra yapılacak çalışmalara da yön verecek nitelikte bilimsel bir araştırma olduğunu söyledi. İlter, şöyle konuştu:

“Bu veriler çerçevesinde geliştirmeye muhtaç alanlar belirlenerek bu konularda resmi, özel ve gönüllü kuruluşların eylem planları ortaya koymalarını sağlamak amacındayız. Rapor, ekonomik kalkınma süreçlerinde önemli yeri olan bölgesel kalkınma dinamiklerinin harekete geçirilmesi için (ekonomi, altyapı, sosyal yaşam, yatırım ortamı, eğitim ve iş gücü gibi çeşitli göstergeler açısından) İzmir'in İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa gibi belli başlı illerle karşılaştırmalı olarak ele alındığı bir referans kaynağı niteliği taşımaktadır. Kent ekonomisine ve ulusal ekonomiye katkı sağlaması için sadece yerli yatırımcıların değil aynı zamanda yabancı yatırımcıların da çekilmesi şarttır. Raporda öne çıkan hususların içinde en çok dikkat çekici olanlar İzmir'in insan kaynakları açısından ortaya koyduğu zengin profil, kültürel doku, sanayi ve hizmetlerde sektörel çeşitlilik, ihracata dönük üretim yapısıdır. Bütün bu faktörlerin dışında İzmir'de girişimcilik eko-sisteminin son yıllarda kaydettiği gelişme bu alandaki potansiyeli de göstermektedir. İstanbul'un dışında Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik alanında en hızlı yol alan kent İzmir olmuştur."

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Akgüngör ise raporla ilgili bilgiler verdi. İzmir'in, konumu, lojistik olanakları ve sahip olduğu ticaret potansiyeli açısından Türkiye'nin önemli bir metropol bölgesi olduğunu belirten Akgüngör, "Genç, dinamik ve eğitim düzeyi yüksek bir işgücü potansiyeline sahip olan İzmir, yatırımcılara üniversite, araştırma ve teknolojik alt yapı, teknoparklar, melek yatırım ağları, organize sanayi bölgeleri gibi olanaklar sunan bir bölgedir. Sağlık, eğitim hizmetleri, kültürel alt yapı, turizm, güvenlik, iş-yaşam dengesi kriterleri açısından Türkiye'nin diğer bölgelerine oranla üstün özelliklere sahip bir bölge niteliğindedir" dedi.

 

 "İZMİR YENİ TEKNOLOJİLERİ ÖNCELEMELİ"

İstatistiki verilerin, İzmir'in başlıca sektörleri olarak ele alınan endüstriyel makine, kimya, gıda ve içecek ile turizm sektörlerinde firma sayısının, çalışan sayısının, maaş, ücretler ve cironun zaman içinde büyüdüğüne işaret ettiğini belirten Akgüngör, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benzer şekilde İzmir için yükselen sektörler olan bilgi ve iletişim, sağlık biyoteknolojisi, yenilenebilir enerji, havacılık ve savunma sanayi kapsamında da firma sayısı, çalışan sayısı, ciro, maaş ve ücretler ve yatırım açısından büyüme izlenmektedir. Raporda, İzmir'de yükselen sektörler olarak belirlenen bilgi iletişim, sağlık biyoteknolojisi ve yenilenebilir enerji sektörlerinin geleceğin en önemli teknolojilerini içerdiği vurgulanmaktadır. İzmir'in yeni teknolojileri içeren bu sektörleri önceliklendirmesi, kaynaklarını bu alanlarda yoğunlaştırması, yatırımcıları bu alanlar için özendirmesi sadece bölgesel düzeyde ilişkili diğer sektörlerin gelişimi açısından değil, bölgenin yeni sanayi devrimi/sanayi 4.0 ile uyumlanarak küresel düzeyde rekabet avantajını artırması açısından da çok önemlidir. İzmir'de yeni teknolojileri içeren sektörlerin gelişmesi, sanayi 4.0 uygulamalarının artırılması, daha yüksek katma değerli üretimi, verimliliği, daha nitelikli işgücü istihdamını artıracak ve küresel rekabette daha sürdürülebilir ve daha avantajlı bir konum elde etmesini sağlayacaktır."

 

 AKILLI UZMAŞLAŞMA

İzmir'in küresel ekonominin yeni dinamikleri ile uyumlanabilmesi için uygulanmakta olan gelişme stratejisine akıllı uzmanlaşmayı (smart specialisation) entegre etmesi gerektiğini dikkat çekti. İzmir'in kaynaklarını akıllı uzmanlaşma stratejisi uygulayan bölgelerde dikkate alınması gerekli olan “temel teknolojiler" kapsamında yoğunlaştırmasığı gerektiğini belirten Akgüngör " Temel teknolojiler, mikro ve nanoelektronik, nanoteknoloji, biyoteknoloji, gelişmiş malzeme, fotonik ve gelişmiş imalat teknolojileridir. İzmir için başlıca sektörler ile yükselen sektörler arasında, temel teknolojileri de içerecek şekilde bir gelişme stratejisi uygulanması, İzmir'in küresel ölçekte rekabet gücü kazanabilmesi için gereklidir. Örneğin İzmir için yükselen bir sektör olarak nitelendirilen sağlık biyoteknolojisi ekseni kapsamında İzmir'in sağlık konusunda uzmanlaşması ya da bilgi ve iletişim teknolojisinin biyoinformatik kapsamında kurgulanması ile sağlık sektörüne uygulanması bu konuda bir örnek olabilir. Benzer şekilde gıda sanayinin ve turizm sektörünün sağlık biyoteknolojisi kapsamında yeniden ele alınması, örneğin kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri kapsamında gıda sanayinin ve turizm sektörünün yönlendirilmesi bir başka öneri olabilir" dedi.

 

"BARDAĞIN DOLA TARAFINA BAKALIM"

Raporun sonuç bölümüne de dikkat çeken Akgüngör, "Bölgenin sahip olduğu varlıklardan yola çıkarak başka bir ifadeyle bardağın dolu tarafından bakarak geliştirilecek bir akıllı uzmanlaşma stratejisi, İzmir'in eğitime, bilgiye ve yeniliğe dayalı, kaynakların verimli kullanıldığı, çevreye daha duyarlı ve daha rekabetçi, ekonomik ve sosyal uyumun sağlandığı ve yüksek istihdamın olduğu bir ekonomiye ve sonuçta ulusal büyümeye daha fazla katkı sağlayan, yaşam kalitesi yüksek bir bölgeye dönüşmesinde önemli bir rol oynayacaktır" dedi.