İzmir’de 2015 yılında çocuğa şiddet ve cinsel istismar başvurusu 715 iken, 2016 Nisan ile 2017 Nisan aylarında başvuru sayısı 3 bin 100’e çıktı. Çocuğa cinsel istismarın kanayan yara olduğunu belirten İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Çocuk Hakları Merkezi Sorumlusu avukat İlke Erol, "Ne yazık ki çocuklarımızı koruyamıyoruz. İzmir’de 3 katı bir artış meydana gelmiş. Ama ben İzmir’e de haksızlık yapmadan yana değilim. Bu konuda İzmir'in farkındalığının olduğunu düşünüyorum. Hem toplumda hem de görev yapan kesimlerde" dedi. 

TÜİK verilerine göre, 2015 yılında Türkiye’de işlenen suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işlenirken çocuğa şiddet ve cinsel istismar öne çıkıyor. Cinsel suça maruz kalan çocuk verilerine göre, 2015 yılında İstanbul bin 324 ile birinci, İzmir 736 ile ikinci, Adana ise 528 ile üçüncü sırada. İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Çocuk Hakları Merkezi Sorumlusu avukat İlke Erol, "Çocuğa cinsel istismar vakalarında İzmir 2. sırada. Son olarak İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’mize gelen başvurularda sadece, 2016 Nisan ayı ile 2017 Nisan ayı içerisinde 3 bin 100’e ulaştı. 3 katı bir artış meydana gelmiş. Ama ben İzmir’e de haksızlık yapmadan yana değilim. Bu konuda İzmir’in farkındalığının olduğunu düşünüyorum. Hem toplumda hem de görev yapan kesimlerde. Çünkü en çok ihbarlar rehberlik öğretmenlerinden geliyor. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak bizde geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde İzmir Adliyesi içerisine Çocuk Hakları Birimini açtık ve buraya da ihbarlar geliyor. Buraya yine en çok ihbar rehberlik öğretmenlerinden geliyor. Çocuğa cinsel istismarı ilk fark edecek birimlerden olan sağlık kurumlarından gelen ihbarlar var. Ebeveynler ve çok nadiren çocuğun kendisinden gelen ihbarlar var. Bunlar daha çok 13-14 yaşındaki çocuklardan büyük olanlar" diye konuştu.

 

Kanayan yara

Çocuğa cinsel istismarın kanayan yara olduğunu belirten avukat İlke Erol, "Ne yazık ki çocuklarımızı koruyamıyoruz. Bunun için tabi yapılması gereken çok fazla şey var. Bütün kurumların öncelikle birlikte hareket etmesi lazım. İzmir’de nispeten bunu başardığımız söylenebilir. Bize gelen ihbarları biz hemen önce adliyeye sonra da Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bildiriyoruz ki çocuk hakları koruma tedbiri alısın. Çocuk yargılanması konusunda görevlendirmeler de CMK avukatlarımızın özellikle eğitim almalarını önemsiyoruz. Çünkü çocuk yargılaması çok özel bir süreç. Orada avukatın çok özel görevleri var. Sadece hukuki hizmet değil, çocuğu doğru gözlemleyip ona ihtiyacı olan koruma tedbirlerini alınmasını talep etmek sağlamak, eğer mahkemenin gözünden kaçan bir konu varsa uyarmak" ifadelerini kullandı.

 

Aile de psikolojik destek almalı

Avukat İlke Erol, ailelerin de psikolojik destek alması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Cinsel istismarlarda ayrımlar yapmamız lazım. Genellikle eğer üçüncü kişiden gelen bir cinsel istismar varsa İzmir için söylüyorum anne ve babalar çocuklarına sahip çıkıyorlar. Ama ailenin de psikolojik destek alması gerekiyor. Ancak ensest vakalarında, işte o zaman toplumumuzda ‘kol kırılır yen içinde kalır’ diğer aile bireyi de mağdur diye düşünülüyor. Halbuki değil. Bizim için asıl olan mağdur çocuğun korunması." (Atakan Şen - Halil Karahan / İHA)