Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG ile ilgili yeni sistemi bir ay içerisinde Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını açıkladı.TEOG ile ilgili yeni sistemi bir ay içerisinde Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını açıklad Yılmaz 'Her okul kendisi sınav yapsın diyen var. Herkesin mahallesindeki okula alın, diyenler bulunuyor. Eskiden de öyleydi. Ankara Fen, İstanbul Erkek, Kabataş lisesi gibi okullara girebilmek için her iki matematik ve Türkçenizin 5 olması gerekiyor. Eğitim uzmanı diyor ki 85’in üzerinde olanlar girsin. Kimisi de diyor ki, açık uçlu soru sorun. Sınavı yapacak öğretmen bir başkası olacak, okuyacak kişi başkası olacak. Ancak sonuçta öğrencinin ne cevap verdiğini ailesine de gönderin ki o da bilsin. Bu da bir başka alternatif' dedi.

25 YAŞINA KADAR SINAVDAN SINAVA KOŞTURUYORLAR

Önce ihtiyacı ortaya koyalım. Benim de TEOG’dan geçmiş evladım var, dolayısıyla veli olarak da TEOG’un ne olduğunu biliyoruz. Çocuklarımız gözümünüz önünde büyüyor ama bir yarıştan diğerine koşturuyor. Üniversite sınavı her zaman vardı, ancak bizim zamanımızda TEOG yoktu, şimdi o da var. TEOG’dan çıkıyor, YGS, LYS’ye giriyor, KPSS’ye giriyor, kurumların özel sınavına giriyor. 25 yaşına kadar bir spordan bir spora giriyor. Kitap okuyabiliyor mu? Sosyal etkinliğe katılabiliyor mu? Spor yapamadığı için obezite denilen bir sorun ortaya çıkıyor. Kitap okuyamadığı için kendini ifade edemeyen bir nesil ortaya çıkıyor.

Yaptıkları tek şey, internetle uğraşıyorlar. İnternet üzerinden oyunlarla biraz kendilerini normal akışın dışında bir şey yapıyoruz diyorlar. Bu sağlıklı nesil olabilir mi? Yeteneklerini tanısın, o doğrultuda eğitim alsın. Çok net olarak söylüyorum, Türkiye’nin şu anda eğitim seviyesi geçmiş yıllarda yapılandan kat kat iyidir. Nabi beyin ayak izlerini takip ediyorum, çok teşekkür ediyorum.

BEŞERİ SERMAYEMİZİ DEĞERLİ KILAN EĞİTİM

Şu anda kişi başına düşün milli gelirle dünyada 13’üncü sıradayız. Bunu nasıl sağladınız, altınınız, doğal gazınız yok. Beşeri sermayeniz var. Bunu değerli kılan tek şey eğitiminizdir. Türkiye’nin bu gerçeklerini görmeden her şey karanlıkmış gibi sis perdesi oluşturmak bizden önceki görev yapan milli eğitim bakanlarına büyük haksızlık olur. Daha iyiye gideceğiz.Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak istiyoruz. Nasıl? Yüksek teknolojiye, nitelikli bilgiye, bu bilgiyi ürüne dönüştürecek bilim insanına sahip olmak lazım.

BU YIL TEOG YOK

Sınavı yapmıyoruz bu yıl. Peki yerine ne gelecek? Eğitimle ilgili insanlar bana aktarıyorlar. Eğitimin kademeleri var, ilkokul, ortaokul, lise. Türkiye’de başarıyı yakaladık amenna. Ancak ilkokulda bir beceri verilmiyor, sırf ortaokula hazırlık yapılıyor. Ortaokulda bir beceri verilmiyor, sırf liseye hazırlık için. Beceri verilmiyor deniyor, bilgi verildiği için. Oysa ne yapılmalı? 12 yıllık zorunlu eğitimi getirdik, ancak ilkokulda kalsa dahi birtakım becerileri kazanmış olması lazım çocuğun. Ortaokulda bırakırsa, ilkokul ve o dönemki becerileri kazanmış olmalı. Liseye giderse eski becerilerin üzerine yenilerini koyarsan, üniversiteye gitmese dahi donanımlı insanların yetiştirilmesi lazım. Onu yapabiliyor muyuz? Öğrencilere beceri kazandırılması önemli.

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENSİN İSTİYORUZ

Eğitimin ayrılmaz bir parçası ölçme değerlendirme. Bu olmadan evlatlarınızın hangi seviye olduğunu bilemezsiniz. Hangi seviyede bileceksiniz, sonra belli tutum, beceri kazandıracaksınız. Sonra ne kadar kazandırdığınızı ölçmeniz lazım. Bizdeki sistem, test. Mümkünse a, b, c; yani tek kelime konuşan bir nesilden… Aile içi iletişimin bile bozulduğu bir dönemdeyiz. Herkesin elinde bilgisayar, laptop, aynı odada farklı dünyalar yaşanıyor. İstiyoruz ki, daha iyi olsun. Kendisiyle, çevresiyle barışık olsun, mutlu, özgüveni olan insanların ülkesi olsun. Öğrenmeyi öğrensin diyoruz.

Bunu yaparken de kendi değerlerimiz var, 21’inci yüzyılın becerilerini çerçeve olarak almışız. Çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz beceriler geleneksel, Avrupa Birliği ne kazandırıyorsa onu kazandırıyoruz.

EĞİTİMİN KALİTESİNİ ARTIRMA GAYRETİ, SİSTEMİ DEĞİŞTİRME ÇABASI DOĞURDU

Eğitimin kalitesini artırma gayreti, bu sınav sistemini değiştirme çabası doğurdu. Arkadaşlarımız çalışıyor, bir ay içinde Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Onların vereceği karara göre velilerimizin, öğrencilerimizin önüne bir sonuç çıkaracağız. Onlar tamam derse hemen açıklarız. Şu noktanın düzeltilmesi lazım derlerse, onu yaparız.

Normalde biz bu dönemden itibaren başlamıştık, geçen yıllarda olmadığı kadar bu sene ilk defa sosyal, sportif, kültürel faaliyetlilerini kayıt altına alıyoruz. Evlatlarımızı sosyal, sportif faaliyetlerden kopmadan, mutlu bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Bunu yapmak için de arkadaşlarımız çalışıyor.

TEOG ALTERNATİFLERİ

Her okul kendisi sınav yapsın diyen var. Herkesin mahallesindeki okula alın, diyenler bulunuyor. Eskiden de öyleydi. Ankara Fen, İstanbul Erkek, Kabataş lisesi gibi okullara girebilmek için her iki matematik ve Türkçenizin 5 olması gerekiyor. Eğitim uzmanı diyor ki 85’in üzerinde olanlar girsin. Kimisi de diyor ki, açık uçlu soru sorun. Sınavı yapacak öğretmen bir başkası olacak, okuyacak kişi başkası olacak. Ancak sonuçta öğrencinin ne cevap verdiğini ailesine de gönderin ki o da bilsin. Bu da bir başka alternatif.

EĞİTİM ÜZERİNE SÖZÜ OLANLAR LÜTFEN BİZE GÖNDERSİN

Söylenmeyin, söyleyin diye bir tabir var. Eğitim üzerine sözüm var diyenler lütfen bize göndersinler. Alırız, değerlendiririz. Evlat hepimizin. Türkiye’nin geleceğini daha aydınlık yapacağız.

İhtiyaçları göz önüne alaraktan çalışma yapacağız. Fırsat eşitliğini sunmak istiyoruz. Geçen yıl TEOG birincisi Muş Varto’dan bir kızımız mezrada yaşıyor, taşımalı eğitimle geliyor. Bu yıl onun kız kardeşi de birinci oldu, Erciş’ten, Tunceli Çemişkezek’ten çıktı. Hiç merak etmesinler, onlar bizim cevherimiz. Ülke bunu değerlendirmeme lüksüne sahip değil. Eğitimde genel kural, kimseyi geride bırakmamak. Herkesin ulaşabileceği bir sistemi getireceğiz. Kalkan TEOG bir öncekilerden daha iyiydi. Yerine gelecek sistem de şu anki TEOG’dan daha iyi olacak. TEOG bir sınav değildi.”

TÖRENLER ZATEN BAKANLAR KURULU YÖNETMELİĞİNDE VAR

Bizim kendi yönetmeliğimiz var, bir de Bakanlar Kurulu’nun yönetmeliği var. Bayramlarla ilgili kutlamalar Bakanlar Kurulu yönetmeliğinde. Bayramların nasıl kutlanacağı, nerede nasıl yapılacağı yazıyor. Okullardaki etkinliklerle Bakanlar Kurulu’nun yönetmeliğini karıştırıyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyorlar. Okullarda 54 etkinlik yapılacağını gösteriyor o. Öğretmenler günü, dünya kadınlar günü, turizm haftası, diş haftası… Burada göremeyince konuşuyor. Evlatlarımız sosyal, sportif, yardım etkinliğine katılsınlar dedik ya, bu da gelişimin bir parçası.

BAKANLIK AİLENİN İSTEMEDİĞİ OKULA YERLEŞTİREMEZ

Eğer bir okula ister meslek, ister Anadolu lisesi, ister imam hatip olsun. Eğer istemiyorsa, evlatlarını vermiyorsa, hiçbir zaman bakanlığın ailenin istemediği bir okula evlatlarını göndermesi gibi bir durum olamaz. Amacımız eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak. Bunda gerçek bir başarı sağladık. En son Van’ın Erciş’inden, Ahlat’tan, Çemizkezek’ten birinciler çıktı. Her yerdeki evlatlarımız en iyi okula gelebilecek durumda. 

BİZ İSTİYORUZ Kİ, BATIYI DA DOĞUYU DA BİLSİN

Biz geçmişten çok daha iyi bir şekilde eğitimi iyi bir duruma getirdik. Şüpheniz olmasın. Evrimle ilgili, biyoloji dersi öğretim programı, biyolojinin gelişimine katkı sağlayan bilim insanları diyoruz, Darwin de var, ama İbn-i Sina da, Aziz Sancar da var. Yerli insanların konulması rahatsız ediyor. İstiyorlar ki, bu toplumun insanları kendi insanlarıyla gurur duymasın. Biz istiyoruz ki, Doğuyu da batıyı da bilsin. Bilim evrenseldir. Buna doğunun da batının da katkısı vardır diyoruz.

EVRİMLE BİR KAVGAMIZ YOK

Mutasyondur, gendir, doğal seleksiyondur, hepsi var. Ondan şüpheniz olmasın. Ancak bazı konuları bu sınıf seviyesinde verilecek konu değil, bir üst seviyede verilsin dedik. Daha önce biyoloji dersindeydi maki topluluğu. Coğrafyaya alalım dedik. Fizikte olan vardı, gazlarla ilgili, tekrarlardan kaçındık, kaldırdık, şu sınıfta bu konuya koyduk. Aynı şeyi tekrar değil, birbirini tamamlayan şekilde yerinde ve yeterlice verilmesi gerekiyordu. Bununla ilgili bir felsefeye sahip olması lazım. Felsefenin saatini biz artırdık, daha önce 11’inci sınıflarda vardı, 10’uncu sınıflara koyduk. Evrimle bir kavgamız yok.

70 BİN DERSLİĞİ 2019’DA YAPACAĞIZ

Göç veren yerlerde bomboş bina olarak kalıyor. Çanakkale’ye okul istedik. Sağ olun ama şimdi öğrenci kalmadı dediler. Dolayısıyla 70 bin dersliği inşallah 2019’un sonuna kadar tamamlayacağız. İstanbul’da biraz sıkıntımız olabilir. İkili eğitimi kaldıracağız. İkinci bir talimatı daha vardı Başbakan’ımızın, bilimsel araştırmalarda kesinleşmiş bir husus. Okul öncesi eğitim. Bazı eğitimciler, “Ver bana 7 yıl, 70 yıl senin olsun” diyor. Okulöncesi eğitim alan daha başarılı. Yüzde 10’du biz geldiğimizde okul öncesi eğitim, geçen yıl brüt yüzde 74. Bu yıl 37 pilot il belirledik, okul öncesi eğitimle ilgili eğitim setini hazırladık. Okul öncesi masrafların hepsini biz karşılayacağız bakanlık olarak. Çocuklarımızı taşımalı olarak yapmayacağız, valilerimizden rica ediyoruz, öğretmenleri taşıyalım, çocukları değil. İki saat bir köyde, iki saat bir köyde. Köy okulunun bakımını yapalım, işler hale getirelim. Kapanan okulları açalım. Bir de üçüncü husus var, Başbakanımızın yabancı dil eğitimi. 5’ler hazırlık sınıfı oldu. Göreceğiz nasıl bir sonuç çıktığını.(Hürriyet)