CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, yurt dışına para transferi iddiasıyla belgeleri basına dağıtıyor. CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Man Adası belgeleri’ iddialarıyla ilgili açıklama yaptı. İşte Tezcan’ın açıklamalarından satır başları: "Bütün belgeleri az sonra sizlerle paylaşacağız…4 günde muhalefeti susturmak için büyük bir medya ordusu ve psikolojik saldırıyla boğuntuya getirmeye çalıştılar ama yapamadılar. Sayın Erdoğan çok açık bir şey söyledi: Bu şirket satışlıdır. Yakınlarım satış yaptı karşılığında bunu aldılar. 1 sterlinlik şirketin sahibi Sıdkı Ayhan. Bu hissesini sonra 2,5 ay üzerinde tutmuş. 15 Kasım 2011 tarihinde Kazım Öztaş diye birisine devretmiş. Kaça devretmiş. 1 sterline. Kaç hisse 1 hisse… Tablo şudur: 1 ay sonra yani 15 Aralık 2011 tarihinden itibaren söylenen para trafiği başlamış. 4 Ocak 2012 tarihleri arasında 20 gün içinde bunlar arasında 15 milyon dolarlık bir trafiği yaşanmış.

DEKONTLARI GÖSTERDİ

Mustafa Erdoğan’ın 1 milyon 250 bin Dolarlık dekontu. Bu mu sahte? Ziya İlgen 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Dekontun aslı bu. Bunlar mı sahte. Ahmet Burak Erdoğan 1 milyon 450 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte. Şimdi fotokopilerini hepinize vereceğim bunların. Ahmet Burak Erdoğan 2 milyon 350 bin dolarlık banka dekontunun orijinali.  Bu mu sahte? Mustafa Gündoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Hani sahteydi? Osman Ketenci. Dünürü. 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Osman Ketenci yine 1 milyon Dolarlık dekont. Bu da sahte. Hangisi sahte? Mustafa Gündoğan 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Mustafa Erdoğan 2,5 milyon dolarlık dekont. Bu mu sahte? Ve son olarak Ziya İlgen enişte. Hani darbeyi haber veren. 2,5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Hangisi sahte. Bunların tamamı orijinal belgeler. Sahte diyenlere sesleniyorum. Biz sahte işi bilmeyiz.

'ŞİRKET SATIŞINI BİLMİYORDUK'

Dediler ki şirket satışı için verildi. Nasıl bir şirket satışı? Yani, kim söyledi AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan söyledi. Biz sadece para gitti derken para geldiğini öğrendik. Daha vahim. Şu sorunun cevabını vermelisiniz. Hangi şirketi sattılar? İkinci soru: Bu şirketin ortakları kim? Kamuoyunun bilme hakkı var. Üçüncüsü sermayesi ne kadar bu şirketin? Bu şirketin bilançosu varlıklar ne? Bunları kamuoyunun bilme hakkı var. Devir senetleri nerede? O devir senetlerini çıkarın bakalım kim varmış bu ticaretin içinde? Ne zaman kurulmuş o şirket? Ne kadar faaliyet yürütmüş ne kadar para kazanmış? Sayın Erdoğan’a teşekkür ediyoruz bu soruları sorma fırsatı verdi. Kendi pencerelerinden izah etmeye kalktı şirket satışından bahsetti. Şirket satışını öğrendik. Biz şirket satışını bilmiyorduk.

'BU NORMAL BİR TİCARET Mİ?'

Bu ne demektir? 5 lirası olan bir şirket 60 milyon liralık bir şirketi satın alıyor. 60 milyonluk değeri olan bu şirket de cebinde 5 lirası olan bu şirkete güvenip ticaret yapıyor. O şirketin kurulduğu yer de Türkiye değil. Şirket adını bile bilmediğimiz bir adada kurulmuş. Ve herkes biliyor ki karanlık işlerin yapıldığı yerler buralar Off shore cennetleri… Kazım Öztaş 15 gün içinde 60 trilyon ödeme gücüne nasıl ulaşmıştır. Transferden sonra Bellway’in ortakları başka ne işler yapmışlardır? Kazım Öztaş bugüne kadar ne kadar vergi ödemiştir? Bu parayı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınlarına ödemiş. Dünyanın her ciddi ülkesinde bu olayın üzerine resmi kurumlar gider. Bu basit ticari bir ilişki değildir. FETÖ’nün okunmuş 1 dolarlarını görmüştük. Şimdi sihirli 1 sterlinleri gördük. Bu normal bir ticaret mi? Sahte filan değil. Böyle bir ilişki karşınıza çıktığında ortalama bir insanın aklına iki şey gelir: Birincisi kara para aklama…Ya da vergiden kaçırma…"(Hürriyet)