Hava puslu ve gri. Tam sinemalık. İnternetten indirdiğim ve bir süredir merak sardırdığım Hint Sinemasından, 'Her Çocuk Özeldir' filmini izledim. Disleksi (öğrenme bozukluğu) olan bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Duygusal ve öğretici filmleri seviyorum. Filmin bir bölümünde Solomon Adalarındaki yerlilerin ağaç kesmek için kullandıkları bir yöntemden söz edildi. Çok ilgimi çekti. Filmi bitirdikten sonra araştırdım. Karşıma çok etkileyici bir anekdot çıktı. Paylaşıyorum:

Solomon adasındaki fakir halkın geçim kaynaklarından biri de ağaç keserek kereste elde etmek. Ne var ki, büyük çaplı ağaçlar için normal testere fayda etmiyor.  Elektrikli testereleri yok. Yerliler de sabaha karşı ağacın etrafında toplanıp, onu azarlıyor ve kötü, aşağılayıcı sözler söylüyorlar!!! Ağacın bir can taşıdığına ve bir ruhu olduğuna inançları var. Nitekim koskoca ağaç bir süre sonra bu kötü sözlere dayanamayıp içten çürüyerek kuruyor ve kendiliğinden devriliyor.

Hazin bir öğreti: Kötü söz, baltadan keskin.

BİR  KÖTÜ SÖZÜN YIKICILIĞINI, UNUTULMUŞ BİR ADADAKİ GELİŞMEMİŞ YERLİLER BİLE BİLİYORLAR. 

YA BİZ?

(Solomon Adaları Büyük Okyanus'un güneyinde, Papua Yeni Gine’nin doğusunda bir ülke ve 990 adadan oluşuyor. Sık sık depremlerle ve tsunamilerle sarsılan bu ülkede 100 civarında yerel dil konuşuluyor. Büyük Adaların % 90’ından fazlası ormanlarla örtülüdür. İç bölgelerin tepelerini kuşatan yağmur ormanlarında, boyları 45 m’yi bulan sert ağaçlar vardır. Halkın yaklaşık % 90’ı kendi yetiştirdiği meyve, sebze ve avladığı balıklarla geçimini sağlar. Döviz getiren başlıca ürün kopraya (kurutulmuş hindistancevizi içi) ek olarak 1980’lerde balık, kereste, kakao önem kazanmıştır.)