EGE MECLİSİ - CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, partisinin il başkanlığında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABD Başkanı Donald Trump'un Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasıyla ilgili CHP'nin görüşlerini açıklayan Özel, bu adımın bölge barışını zedeleyeceğini söyledi. Özel, "Filistin ve İsrail arasında yaşanan gerilimler her zaman bölge barışı açısından önemli olmuştur. Kudüs Museviler, Hristiyanlar ve Müslümanlar açısından son derece önemli bir inanç kentidir. Bu kutsal şehirde özgürce ve barış içinde, tehdit altında olmadan ibadet yapmak son derece önemlidir. Yıllardır dengede olan durumun bozulduğu bir süreçle karış karşıyayız. Amerika'nın büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasıyla ilgili kararı sembolik bir karar değildir. Son derece diplomatik sonuçlar doğuracak, bölge barışını tehdit edecek, bölgede yeniden kan akmasına sebep olacak bir yaklaşımdır. CHP olarak Filistin halkının yanındayız" diye konuştu.

 

'ATATÜRKÇÜYÜM DİYEN LOZAN'I TARTIŞMAYA AÇMAZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan ziyaretine de değinen Özel, kaybedilen adalarla ilgili konunun gündeme getirilmesini, Kudüs meselesiyle de ilgili diplomatik, barışçıl bir tutum sergilemesini beklediklerini belirterek, şöyle dedi:

"Ama onlar Türkiye'deki Man Adası belgeleri ve Amerika'daki Reza Rarrab duruşmasıyla ilgili gündemi başka yere çekmek için orada Lozan'ı tartışmaya açtı. Lozan'ı tartışmaya açarak aslında ne kadar tehlikeli bir iş yaptığının açıklanması gerekiyor. Lozan yedi düvele karşı savaş meydanlarında kazanılmış bir zaferin tescil belgesidir. Lozan bir barış anlaşmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Lozan üzerinden İsmet İnönü'ye ve örtülü olarak Atatürk'e saldırarak kendi mahallelerindeki itibarı geri kazanmaya çalışmak istiyorlar. Geçen ay 'Biz Atatürkçü olduk bundan sonra' dediler. 'Eskiden Anıtkabir'in yolunu bilmeyenler baş Atatürkçüyüz' dediler ya. Atatürkçüyüm diyen Lozan'ı tartışmaya açmaz. Atatürkçü olan Lozan'a sahip çıkar. Lozan ortada duruyorken Yunanistan'a gidip de 'Lozan üzerinde yeni çalışmalar yapılmalıdır' demez. Cumhuriyet'in kurucu belgesini tartışmaya açanın 'Ben Atatürkçüyüm' demeye hakkı yoktur."

 

'DOSYA YENİDEN AÇILMALI, TÜRKİYE BU AYIPTAN KURTULMALI'

Son günlerde AK Partililerden olumlu çıkışlar da duyduklarını dile getiren Özel, şöyle devam etti:

"Bunlar cılız sesler ama önemli sesler. Zarrab davası başladığından beri söylüyoruz. Bu Zarrab Türkiye'yi Amerika'da dünyaya rezil ediyorsa, sebebi Zarrab'ı önce Türkiye'de kullanan, sonra koruyan, yargılanmasına izin vermeyen ve elinden kaçıranlardır. Zarrab'ı Türkiye'de yargılasaydınız şimdi içeride, hasipteydi. Amerika'nın elinde değildi, itibarımızda orada beş paralık olmuyordu. Şimdi herkesin doğruları yapması lazım. Dört bakanın o dönemde herkes ne yaptığını biliyordu. Ama sarayın iradesi ağır basmıştı. Çünkü bir huyu var. Hırsız kendindense hırsıza hırsız bile demiyor. Bu kadar büyük bir medya gücüyle asrın en büyük yolsuzluğunun üstü örtülüyor. Bugün gelinen noktada bazı AK Partililerden duyuyoruz, 'Yeniden yargılama olabilir' diyorlar. MHP'den duyuyoruz; yeniden yargılanabilir yaklaşımı ve rüşvet alan rüşvet veren ayrımı var. Yeni bir soruşturma komisyonu Meclis'te kurulmalı. Bu dört bakanın hakkında yeniden bir soruşturma komisyonu kurulmalıdır. Her ne kadar Amerika'da olsa da Reza Zarrab da dahil olmak üzere yeniden yargılama yapılmalıdır. Soruşturma komisyonunun raporu Meclis'te görüşülüp Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatı almalıdır. Yüce Divan sıfatı ile bu dört bakan yeniden yargılanmalıdır. Dosya yeniden açılmalı ve Türkiye bu ayıptan kurtulmalıdır."

 

'ZARRAB'IN RÜŞVET VERDİM DEDİĞİ HERKESİN MAL VARLIĞINA TEDBİR KOYULMALI'

Reza Zarrab'ın geçmişte televizyon programlarına çıkarıldığını hatırlatan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, şunları kaydetti:

"Şimdi mızrak çuvala sığmıyor. Reza Zarrab'a ajan diyorsunuz. Ortadaki yargılamaya kumpas diyorsunuz. Rüşvet verdim diyen Reza Zarrab'ın mal varlığına el koyuyorsunuz ama rüşvet alanları ellemiyorsunuz. Başta Zafer Çağlayan olmak üzere Reza Zarrab'ın rüşvet verdiğini itiraf ettiği herkesin mal varlığına tedbir konulmalı. Yeni ortaya çıkan delil durumu değerlendirilerek yeni soruşturma komisyonu ile Meclis savcılık görevini yapıp Anayasa Mahkemesi'ni Yüce Divan'a dönüştürmeli ve gerçekler ortaya çıkmalıdır. Rüşveti verenlerin mallarına el koy ama rüşveti alanlar sırf o dönem senin bakanın diye yargılama. Bu kadar mızrak var ama yarısı çuvalın dışında. 'Benim bakanlarım namusluydu, çalmadılar, çırpmadılar' diyorsan Reza Zarrab da rüşvet vermedi demektir."

 

MİT RAPORUYLA AK PARTİ'YE YÜKLENDİ

Son olarak CHP'li bir milletvekilinin Meclis'te MİT belgesi ile ilgili soruya Bakan İsmet Yılmaz'ın verdiği "Evet devletin tedbir alması gerekirdi" cevabıyla ilgili konuşan CHP'li Özel, belgenin fotoğrafını göstererek, şunları söyledi:

"18 Nisan 2013 tarihli bir belge elimizde. Raporda bunun bir bilgi notu olduğu, Başbakan'a sunulduğu ve özeti yer alıyor. Raporun içinde yazan her şey bugün Reza Zarrab'ın Amerika'daki itiraflarıyla bire bir uyuşuyor. Bu raporla ilgili iktidar partisi her zaman yaptığını yaptı, 'Böyle bir rapor yok' dedi. Bir gerçek var, rapor 2013'te yazılmış. Raporda söylenenler şimdi çıkıyor. Bugün Zarrab'a ajan diyorsun, dava kumpas diyorsun. 2013 yılında yazılan rapor sana kumpası haber veriyor. O zaman sana kurulan kumpası haber veren, bu ajanı haber veren bu rapora o gün niye itibar etmedin? Doğrular birilerinin suçüstü halini ortaya çıkarıyor diye karalıyorlar. Niçin tedbir almadınız? Hani bu rapor sahteydi? Artık lamı cimi yok. Man belgelerine önce 'Yok' dediler, sonra 'Var ama ticaretin sonucu' dediler, 'Var ama fotokopi, aslını savcıya veremezsiniz' dediler. Aslını da savcıya verdik, 'Biz bu belgeler hakkında daha fazla konuşmuyoruz' dediler. Sükût ikrardan gelir." (Nermin UÇTU/DHA)