EGE MECLİSİ - CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, daha önce de çok kez gündeme gelen, Aliağa Belediyesi'nin Çaltılıdere’deki arazi satışı ile ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamasında; bahsi geçen arazinin 4 Ocak 2018 Perşembe günü sessiz sedasız devredildiğini iddia eden Durmaz, konu ile ilgili açıklama yaparken, belediye yönetimini de sert bir dille eleştirdi.

 

İşte CHP'li Başkan Durmaz'ın açıklaması: 

"Aliağa halkıyla alay eden, kamu malına göz dikmiş ve gözü dönmüş bir anlayışın son marifetini sizlerle paylaşırken; affınıza sığınarak “Yazıklar olsun…. Yuh olsun” diyerek başlayacağım.

Aliağa Belediyesi geçmişte tüm kamuoyunun tepkisini çeken Çaltılıdere’deki arazi satışını sessiz, sedasız yeniden gündeme aldı ve aynı araziyi, aynı kişiye, satış kisvesi altında dün, yani 4 Ocak günü devretme kararı almış. Bizde konudan dün akşam saatlerinde haberdar olduk.

 

Hatırlanacağı gibi, bundan 5,5 ay önce, 2017 Ağustosunda bu arazi satışını gündeme getirmiştik. Çaltılıdere Köyü tüzel kişiliğinin malı iken,Bütünşehir yasası ile Aliağa Belediyesine geçen 461 parseldeki 584 bin m2’lik Belediye hissesinin, aynı parselde 13 bin m2’lik hisse sahibiolan Murat Gülibrahimoğlu adlı kişiye, kimsenin haberi olmadan, adrese teslim ve ihalesiz olarak, bedavaya yakın bir rakama, satış görüntüsü altında Belediye Encümeninin kararıyladevredilmesi konusunu kamuoyuyla paylaşmıştık.Bu, yasallığı tartışmalı,etik dışı, kamu malı yağmacılığı girişimi, kamuoyundan da büyük tepki almıştı.

 

Kamu vicdanını sızlatan bu olayda o dönemde, büyükşehir belediyemiz herkesin içine sinecek bir çözümü gündeme getirmiş, rekreasyon alanı olarak düzenleyip Aliağa halkının hizmetine sunmak için araziyi aynı bedelle satın alma talebinde bulunmuştu.Bunun için iseönce Aliağa Belediyesinin ön alım hakkını kullanarak diğer küçük hisseyi satın almasını ve araziyi tek parça haline getirerek büyükşehire aynı bedelle satmasını istemişti. Aliağa Belediye Meclisi de Eylül 2017 oturumunda ön alım hakkının kullanılarak küçük hissenin Aliağa Belediyesince satın alınması için karar almış, Belediye başkanına bu konuda görev vermişti. Ancak Belediye Başkanı bunları yapmayarak, araziyi ilgili kişiye satma gayretini sürdürmüştü.

 

Çok sevindiricidir ki o süreçte, İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu,461 nolu parselin 1. derece arkeolojik SİT sınırları içerisinde kaldığı için satışının uygun olmadığına karar vermişti. Böylece satış süreci durmuş, kamuoyu da rahatlamıştı.

Ancak, bugün görüyoruz ki; kendilerine emanet edilen kamu malına göz diken gözü dönmüşler,geçen bu süre içinde boş durmamışlar.Söz konusu 461 parselin içinde bulunan SİT alanını ayıracak şekilde araziyi bölmüşler ve arazinin sorunsuz tarafını 1030 parsel olarak tapuya kaydettirmişler. Böylece arazinin satışı önündeki SİT engelini aşmışlar.

 

253.275 m2 büyüklüğündeki 1030 nolu parselin içine de 5.876 m2 büyüklüğünde Murat Gülibrahimoğlu hissesi yerleştirmişler. Sonrada en baştaki kumpasa dönerek, belediyenin yeni parselde sahibi olduğu 247.399 m2 hisseyi ihalesiz ve adrese teslim şekilde, 5.876 m2’lik küçük hisse sahibi Murat Gülibrahimoğlu adlı kişiye encümen kararıyla, dün yani 04.01.2018 tarihinde 50,- TL/m2 bedelle satmışlar.

 

Geçen defaki satış girişiminde, SİT alanının da içinde bulunduğu arazinin tamamı 15 milyon TL gibi bedavaya yakın sayılacak bir bedelle devredilmek istenmişti. Şimdi ise arazinin içinde bulunan ve zaten kullanılamayacak olan SİT alanı çıkarılarak, geriye kalan kullanılabilecek temiz ve sorunsuz kısmınınise 12 milyon 350 bin TL’ye satılması kararı alınmış bulunuyor. Yani toplam bedel olarak ilk satış rakamının bile altına düşülerek, yandaşa yapılan devir kıyağı daha da ballı hale getirilmiş durumda.

 

Belediye yönetimi daha önceiddia ettiği gibi bu araziyi gelir elde etmek için satıyor olsaydı, aynı araziye 15 milyon lira vermeye hazır olan Büyükşehir Belediyesine satardı. Böylece, hem Aliağa Belediyesinin kasasına bugünkündendaha fazla para girer, hem arazi kamuda kalır, hem de büyükşehir belediyesi burayırekreasyonalanı yaparak Aliağa halkının hizmetine sunardı. Belediye yönetimi ısrarla bundan kaçtığına göre, satış kisveli devir işleminin arkasına kirli bir hesap saklandığı anlaşılmaktadır.

 

Daha önce de söylediğimiz gibi bu işlem usulüne uygun bir kamu malı satışı değildir. Belediye mülkleri, sadece ve ancak Belediye Meclisinin satış kararı vermesinden sonra usulüne uygun ihale yapılarak satılabilir. Zaten amaç belediyeye daha fazla kazanç sağlamak olsa, ihale yaparlar, en yüksek fiyata satarlar ve bu işlemin üzerindeki derin şaibe de ortadan kalkardı. Encümen kararıyla yapılan bu devir işlemi hukuken sakattır. Meclisin yetkisi gasp edilmiş, hileli ve hukuk dışı işlem yapılmış, kamu açık bir şekilde zarara uğratılmış ve suç işlenmiştir.

 

Bu arazinin ısrarla aynı kişiye satılmaya çalışılmasındaki amaç nedir? Kimdir bu araziyi devretmek istedikleri kişi? Belediyeyi yöneten dar grupla nasıl bir çıkar birlikteliği içindedirler? Aylardır süren, kamu yararına uygun olmadığı apaçık ortada olan, ama her türlü engele rağmen gerçekleştirilmeye çalışılan, bu arazi devri ısrarının arkasında hangi amaçlar saklıdır ve kimler vardır? Daha öncede sorduk, tekrar soruyoruz. Belediye başkanı bu işlemde satıcımı, alıcımı yoksa ikisi birden midir?

 

Geçmişte sadece Aliağa’nın değil, tüm İzmir kamuoyunun tepkisine neden olan ve bir aya yakın yoğun tepkilerle gündemde kalan bu satış işlemini, yeniden ve aynı senaryoyla uygulamaya koyan belediye yönetimi Aliağa halkıyla dalga geçmektedir. Kamu çıkarını hiçe saydığını, kimseyi takmadığını açıkça ilan etmekte ve herkese meydan okumaktadır.

 

Satış kisvesi altında yapılan bu işlem adrese teslim bir kamu malı devridir, tüyü bitmemiş yetim hakkına, Aliağa halkının ortak malına el konulması işlemidir. Ahlak dışıdır, yüz kızartıcıdır.

Başta, söz konusu arazinin asıl sahibi olan Çaltılıdere köyü halkımız olmak üzere, Aliağa’nın tüm kurumlarını, tüm Aliağa’lı hemşerilerimizi ve İzmir kamuoyunu, hepimizin gözü önünde yapılan bu yasa dışı ve ahlak dışı devir işlemine karşı çıkmaya, devletimizin ilgili kurumlarını ise kamu hakkını korumak üzere harekete geçmeye çağırıyorum.

 

Belediye yönetimine sesleniyorum. Öncelikle, kamu vicdanını sızlatan bu hileli ve etik dışı satış kararından vazgeçin. Araziyi gelir sağlamak için satmakta ısrarlı iseniz, Belediye Meclisinin de size verdiği görev olan ön alım hakkını kullanıp küçük hisseyi satın alın. Tek parça haline gelmiş olan araziyi yine Aliağa halkının kullanabileceği bir rekreasyon alanı olarak düzenlemesi için Büyükşehir Belediyemize teklif edelim.

Bundan sonrasında ise; Aliağa halkının malına, mülküne tasallut etmekten vazgeçin. Size emanet edilen ve tüm Aliağa’nın hakkı olan mülklere dönük kirli hesaplarınızdan vazgeçin. Başka belediye mülkleri üzerindeki benzer hesaplarınızdan da haberdarız. Önümüzdeki günlerde o planlarınızı da kamuoyu ile paylaşacağız.

 

Etik dışı bir ısrarla sürdürülen bu satış kisveli yandaşa devir işlemi başta olmak üzere, Aliağa’nın ve Aliağa halkının hakkını, hukukunu ve çıkarlarını korumak için hemşerilerimizle birlikte, gerek hukukta gerekse sokakta her türlü mücadeleyi vereceğimizi kamuoyuna bir kez daha bildirmek isterim."