EGE MECLİSİ - Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İzmir'de, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne (BYEGM) bağlı il müdürleriyle toplantı yaptı. Darbe girişimini hatırlatarak, medyanın yaptıklarının ders niteliğinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Birileri, ne kadar görmemek için gözlerini kapasa da o ders, orada verilmiştir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, İzmir'deki bir otelde yapılan BYEGM İl Müdürleri Toplantısı'nda, kente son 15 yılda toplam 45 milyar liraya yakın kamu yatırımı yaptıklarını anlattı. İl müdürlerine uyarılarda bulunan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: 

"Ülkemizi ilgilendiren hususlarda içimizdeki nabzı iyi tutamazsak, söylemleri ve onların ardındaki asıl metinleri iyi okuyamazsak, kimsenin kapımıza dayanmasına gerek kalmaz, kaleyi içeriden kaybederiz. Türkiye düşmanı belli odaklar tarafından dışarıda üretilen negatif söylemlerle mücadele etmekte başarı sağladı. Önce kendi elimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Ülkemize baktıklarında ne gördükleri, şer odaklarının hayata geçirecekleri algı operasyonları için temel teşkil ediyor. O halde onlara bu imkanı vermemek için çalışmamız gerekiyor. Muhakkak ki, bilerek bizi içeriden yıpratmak için sayfalar dolduran, programlar yapan, yayınlar gerçekleştirenler olacaktır. Ancak biz doğruyu, gerçeği etkili savunur ve ön planda tutmayı başarırsak, onları kendi oyunlarında alt etmek daha kolay olacaktır. Bu imkanı medyaya olan hakimiyetinizle, yaptığınız gözlem ve analizleri devletimize sağlamak sizlerin en önemli görevi."

Türk medyasının 15 Temmuz'da demokrasiden yana ortaya konan tavrı, dünyaya en güzel şekilde aktardığını da kaydeden Çavuşoğlu, "Hain darbe girişimine karşı milletin ortaya koyduğu mücadelenin anlamını hakkıyla kavrayamamış olan bazı odaklar ve uluslararası kamuoyu için basın mensuplarının o gece kayıt altına aldığı gerçekler adeta ders mahiyetindedir. Birileri ne kadar görmemek için gözlerini kapasa da o ders orada verilmiştir. Tüm dünya o gece, yalan, iftira ve çarpıtma yerine doğru ve güvenilir bilgilere yer verdiği zaman medyanın demokrasiyi nasıl güçlü kıldığını görmüştür" dedi. (Taylan YILDIRIM/DHA)

 

YEREL MEDYA DESTEKLENECEK

Konuşmasında ulusal basın ile yerel basın arasında büyük farklar oluştuğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, yerel medyanın destekleneceğini söyledi. Çavuşoğlu, "Kendi şehirlerinde medya devlerini geride bırakan yerel gazetelerin olduğu yıllar çok geride değildir. Bunu tekrar sağlamak önemli. Tekirdağ'ı ya da Artvin'i, Sinop'u yahut Antalya'yı İstanbul'dan değerlendirmek doğru değildir. Kurum olarak genel müdürlüğümüzün medyayı desteklemek, güçlü ve etkili bir medya yaratmak gibi bir vazifesi var. Bunu temelden başlayarak yani yerel medyadan başlayarak gerçekleştirmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. Zira bağımsız ve güçlü medya için denge önemli bir husustur. Ulusal ile yerel arasındaki denge tesis edilmelidir" diye konuştu. 

Yerel medyanın önemi üzerinde duran Çavuşoğlu, "Büyük medya kuruluşları bizlere ulusal ve uluslararası bilgi akışı sunabilme potansiyeli olsa da yerel medyanın şehri, semti, mahalleyi, sokağı ve hatta birebir insanı sayfalarına taşıma gücü vardır. Yaptığınız yayınlar, kamuoyuyla paylaştığınız haberler ayrıntıları kadar değerli, detayları kadar zengindir. Bu zenginliği medyada sağlayan, yerelde olan sizlersiniz. Yakın geçmişimizde, büyük gazetelerin tirajını kendi şehirlerinde alaşağı eden yerel gazeteler vardı. Üstelik bunun önüne geçebilmek için büyük gazetelerin çabaları da olmuştur. Kadroların neredeyse tamamı transfer edilmiştir kimi zaman. Ama yerel olmayı, insanlarının arasında kalmayı başaran o gazeteler sarsılmamıştır bile. Zira o şehrin insanı bir derdi varsa gazetesinde bunun dile geleceğini bilirdi. Çünkü gazeteci de o şehrin, o semtin insanıydı. Aynı sıkıntıyı kendi de yaşıyor, sorunu kendi de biliyordu. O şehrin insanı kendi içinden çıkmış bir başarı hikayesi varsa, bir iş adamı, bir sanayici, bir sporcu, bir sanatçı vs. varsa ve bu insanlar başka şehirlere gitmiş de olsa yerel gazetesinden takip edebilirdi. Büyük takımların sayfa sayfa maçlarını, yönetici atışmalarını değil, kendi çocuklarının oynadığı şehir takımlarındaki gelişmeleri okuyabiliyordu. Sonuç yerel satıyordu, okunuyordu" diye konuştu.

 

'YEREL MEDYA İBARESİNİ KULLANIYORUZ'

Artık yerel basın değil yerel medya ibaresini kullandıklarını da anlatan Çavuşoğlu, "Çünkü işin içinde artık televizyonlar var ve daha da önemlisi internet gazeteciliği, internet yayıncılığı var. İmkanlar gelişti, şartlar değişti ama o eskiyi yakalamak mümkün olmuyor. Yerelle ulusal arasında uçurum var. Bu toplantıların maksadı birlikte bu durumun nedenlerini ve çözümlerini bulmak ve mümkün olduğunca hızlıca hayata geçirmektir. Yerel medya ne kadar güçlü ve etkili olursa, ülkenin siyaseti, hizmet sektörü, sosyal hayatı ve sporu o derece güçlü olacaktır. Hepsine etkisi vardır bu açık ve tartışmasız bir gerçek" dedi.

 

Görev alanındaki Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Basın İlan Kurumu'nun yerel basının güçlendirilmesi için çalışmalarını yoğun şekilde sürdürdüğünü de vurgulayan Hakan Çavuşoğlu şunları söyledi:

"Türkiye'nin her alanda güçlü olmaktan başka şansı bulunmamaktadır. AK Parti Hükümetinin mensupları olarak bizlerin Güçlü Türkiye şiarını benimsemiş bir siyasi anlayışla hareket etmemizin sebebi de budur. Bizim bu ülkeyi borç batağına sokma lüksümüz yoktur. Kaynakları çarçur etme lüksümüz asla yoktur. Bizim Ağrı'daki evladımızı da, İzmir'deki yavrumuzu da aynı eğitim imkanlarına kavuşturmaktan başka seçeneğimiz bulunmuyor. İzmir'den Hakkari'ye bu vatanı baştan başa yatırımla donatmaktan başka bir yol asla düşünemeyiz. En önemlisi de bizim kısır siyasi çekişmelerle ülkeye yazık etmek gibi bir lüksümüz yoktur. Bildiğiniz gibi 2019'da yerel ve genel seçimlerimiz olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapacağız. 2019'a milletçe bir ve beraber bir ruhla girmek neden önemli? Bu ülke ne zaman kendisi için hayırlı kararların arefesinde olsa birileri birliğimizi dirliğimizi hedef alan oyunlarla karşımıza çıkıyor. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da, 2019'da da bu oyunlara gelmeyeceğiz. Milli duruş hepimizin önceliği. Bakın güzel İzmir'imizden seslenmek istiyorum, bu ülkeye ayrılık tohumları ekmeye çalışanlar karşısında bizi bulur."

 

FETÖ DARBE GİRİŞİMİNE DEĞİNDİ

15 Temmuz'da bu millete istikamet çizmek, bu milletin arasına nifak sokmak isteyenler olduğunu da söyleyen Çavuşoğlu, "FETÖ'cü hainler kendilerinden olanlarla olmayanları gruplamak suretiyle attıkları nifak tohumunu yeşertme oyunları milletimizin yüksek feraseti ve kararlı duruşuyla bozulmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi yaptığı meydanlara inme çağrısıyla, koskoca bir millet tarihe yeni bir bağımsızlık destanını daha not düşmüştür. Bakınız o gece vatandaşın değil de başka güç ve vesayet odaklarının gözüne bakarak siyaset yapanların düştüğü hali hepiniz biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle  '15 Temmuz turnusol kağıdı oldu' Kim için? Hainle vatan aşıklarını ayırt etmek için. O gece halka hizmet edenler, bu milletin özgürce yaşaması, başka odaklara bağımlı hale gelmemesi için meydanlara indi. Burada siz değerli basın mensuplarının hakkını da teslim etmeden geçmeyelim. Medyamız, 15 Temmuz 2016 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın meydanlara davetini milletimize ulaştırarak tamamen bağımsız, tamamen yerli ve tamamıyla milli bir tavır sergilemiştir. Buradan bir kez daha belirtmek isterim ki, tüm dünya o gece, yalan, iftira ve çarpıtma yerine doğru ve güvenilir bilgilere yer verdiği zaman medyanın demokrasiyi nasıl güçlü kıldığını görmüştür" dedi.

 

Batı medyasının, bu noktada Türkiye basınının 15 Temmuz'da sergilediği net tavırdan çok büyük dersler çıkarmaları gerektiğini de vurgulayan Hakan Çavuşoğlu, "Neyin haber değeri var, neyin yok gelsinler bu ülkenin sağduyulu medya mensuplarından öğrensinler. Bu noktada Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün hizmetleri de vardır. 15 Temmuz'da darbecilerin etkisiz hale getirilmesinin ardından ivedilikle, dünyanın pek çok bölgesinden basın mensupları heyetler halinde Türkiye'ye davet edilmiştir. 'Tarihe ve Milli Birliğe Tanıklık' programı kapsamında, 8 heyet olarak 27 ülkeden 75 basın mensubu Türkiye'de bulunmuş, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, Dışişleri Bakanlığı ve diğer kurumların yanı sıra sivil toplum kuruluşları temsilcileri, özellikle 15 Temmuz sürecinde büyük saldırıya uğrayan medya grupları ziyaret edilmiştir. Darbenin birinci yıldönümünde 11-16 Temmuz 2017 tarihleri arasında 53 ülkeden toplam 340 basın mensubu Türkiye'de ağırlanmıştır" diye konuştu.

 

İL BAŞKANLIĞINI ZİYARET ETTİ

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İzmir'de Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği yerel medya buluşmasından sonra İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ı makamında ziyaret etti. Çavuşoğlu'nun daha sonraki adresi ise Ak Parti İzmir İl Başkanlığı oldu. İl yönetimiyle görüşen Hakan Çavuşoğlu, partililerle de bir araya geldi. Burada kendisini karşılayan partililere konuşan Hakan Çavuşoğlu, "Ak Parti kurulduktan sadece birkaç ay sonra bu ülkenin direksiyonuna geçti, iktidar oldu. O tarihten itibaren Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bir bir değişmeye başladı. İnsanımızın yaşam standartında ciddi anlamda olumlu manada değişiklikler oldu. 2002'de Türkiye'nin fotoğrafı daha dün gibi bizlerdeki canlılığını muhafaza ediyor, çünkü onur kırıcıydı. Bunları hep yaşadık. Ama şükürler olsun ki kendisine milletten başka istikamet belirlemeyen bu kadrolar, Türkiye'yi bambaşka atmosferle buluşturdu, gelişti, dönüştü. Yeter mi, yetmez. Mevcut tecrübemiz, bundan sonra daha güzelleriyle Türkiye'yi buluşturacağımızın müjdecisidir" dedi.

 

'SADECE ÇALIŞTIK'

"Türkiye o kadar ekonomik dar boğazın içinden geçerken, Türkiye siyaset türbülansının içinde iken ne oldu da değişti" diyerek sözlerine devam eden Çavuşoğlu, "Yeni hazine mi bulduk, hayır. Sadece çıkış noktamız millet oldu, biz yapabiliriz oldu. Milli iradeyi yere düşürmemek için sadece çalıştık. Başarabiliriz dedik ve başardık. Türkiye'de, evet iktidarlar sandıkta belirleniyordu. Milleti ikna eden partiler, sandıktan bunu karşılığını alıyordu. Sandıkta iktidar veriyordu. Ne yazık ki o kadrolar, Ankara'ya gittiği zaman kendilerine tasarruf edilen bir zaman vardı. Dur sen bunu yapamazsın dediler. Dış politikada, sanayide, ekonomide adım atar, 'Dur sen bunu yapamazsın' dediler. Ayaklarına pranga vurdular. Kendilerini zorlayanları da idam sehpasına kadar götürdüler" diye konuştu.

 

2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan'ın lider olarak çıktığını anlatan Çavuşoğlu, "2002 yılında bir lider çıktı ve dedi ki 'Kefenimi giydim de bu yola çıktım' dedi. Eğer bir lider kendisine kefen biçmişse onun önünde hiçbir güç duramaz. Vesayet de olsa duramaz. Önemli badireler atlattık. Bizlere ayar vermeye çalışan bürokratlar gördük, ama yılmadık, sinmedik. Geçmişte yaşananlar, bizim için örnek alınması gereken olaylardı ne yaptılarsa başaramadılar. En son 2007 yılında kendileri için kurtarılmış olarak gördükleri cumhurbaşkanlığı makamına seçim yapmaya kalktığımızda, bize karşı çıktılar. Pes etmedik, bir gece yarısı aynı elektronik mektupla yazıyla ayar vermeye, milletin iktidarını teslim almaya çalıştılar, vazgeçmedik. Kasım ayında referandumu gerçekleştirdik. Ama birileri vazgeçmedi. Bu kez gazete kupürlerinden iddianameyle kapatmaya çalıştılar, ama başaramadılar. Bunlar bizim ayaklarımıza vurulan prangadan ibarettir" dedi.

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU ELEŞTİRDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partinin başına geliş sürecini de hatırlatan Hakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başaramayınca uluslararası vesayet odakları devreye girdi. Bu kez kendi işlerini kendileri görmek için ne yaptılar, biliyor musunuz? CHP'de kaset operasyonuyla genel başkan değişikliğini gerçekleştirdiler. Bugün o genel başkan milletimizin vekili olacağına, muhalefet edeyim derken Türkiye'ye muhalefet eder duruma geldi. CHP'yi milli noktadan uzak tutmak için görevlendirilmiştir. Yapılan politikalara bir bakın, içinize siniyor mu Allah aşkına. Aynı şekilde uluslararası platformlarda gezi sürecinde üç beş ağacın arkasına saklanıp Türkiye'yi alev topuna çevirmeye çalışanlar yine bunlar olmadı mı? 15 Temmuz'da o hain geceye kontrollü demek de neyin nesi? Bu onlara koltuk çıkmak değil mi? Bu ülke hepimizin. Bizim yegane amacımız bu ülkeyi büyütmek, son derece iyi ve emin bir şekilde hedefine ulaştırmak. Bu süreçte Türkiye için kim varsa, hepsiyle bir arayla geleceğiz. Milli olan, yerli olan kim varsa gücümüzü tahkim edeceğiz. Varsın birileri teröristlerin sözcülüğünü yapanlarla birlikte olsun, beraber yol yürümeye çalışsın. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Hiçbir zaman yapmadığımız şekilde daha çok çalışacağız. En çok da milli ve yerli olmaktan uzak çaba sarf eden Kılıçdaroğlu'nu İzmirliler'e anlatacağız. Algılarla İzmirlilerin gözlerini boyayanları anlatmazsak, bizden hesap sormaları haktır."

 

ÇAVUŞOĞLU, BALKAN BULUŞMASINA KATILDI

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Rumeli Balkan Buluşması'na katıldı. Burada halk danslarıyla karşılanan Hakan Çavuşoğlu, oyuna eşlik etti. Burada konuşan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Balkan coğrafyasının bir adının da acıların, gözlerde dinmeyen gözyaşlarının ve hasretliğin coğrafyası olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, "Halen buradan bir nefes oraya yöneldiğini görmek isteyen akrabalarımızın olduğu coğrafya. Türkiye böyle bir ülke. Türkiye'nin coğrafi sınırları 786 bin metrekare olabilir, ama Balkanlara sorumluluklarımızı ihmal etmeyiz. Gönlün sınırı yoktur. Burada bir çatı altında buluşuyorsak, biz de balkanlardaki kardeşlerimizi kucaklamaya devem ediyoruz. Allah bizi mücadelemizden geri bırakmasın. Türkiye'de zenginlik, güven varsa, orada da insanlar rahat nefes alıyor. Onun için Türkiye güçlü olmak zorunda, ayaklarının üzerinde durmak zorunda. Hepimiz beraber olarak, bir olmak, iri ve diri olmak durumundayız. Türkiye'nin sevdalısı olmak durumundayız" dedi.

11 yaşında ilk defa Türkiye'ye geldiğini ve dernek faaliyetlerinde bulunduğunu ifade eden Hakan Çavuşoğlu, "Türkiye bir dönem yanı başındaki karındaşlarına ilgi alaka göstermemiş. Bu tamamen Türkiye'nin gücüyle alakalı bir durum. Türkiye güçlü ise, Balkanlara alakası artıyor. Türkiye'nin güçlü olması için de herkes bir olmak zorunda, birlik ve beraberlik ruhunu geliştirmek zorunda. Operasyon çekmeye çalışanlara, tuzak kurmaya çalışanlara gelirsen, Türkiye biliniz ki güçlü olacak. Türkiye'yi güçlendirmek, isteğimiz bu. Güçlü olursak ilgili oluruz. Dertlerinize sahip çıkarız" diye konuştu.

Son üç yılda Türkiye'nin yaptığı insani yardımların milli gelire oranlamasında dünya birincisi olduğunu vurgulayan Hakan Çavuşoğlu'na, konuşmasının ardından Boşnak böreği ikram edildi. (DHA)