EGE MECLİSİ - Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu katledilişinin 25'nci yıldönümünde Dikili Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşi ile anıldı.  Çandarlı Vuslat Demir Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Başkan Yardımcısı Çiğdem Elibol, “Uğur Mumcu'nun çizdiği aydınlanma çizgisinden asla ödün vermeyeceğiz. Mucadelemiz Mumcu'nun yüreği ile devam edecek" dedi. Gazeteci-Yazar Duygu Ozsüphandag Yayman, Uğur Mumcu’nun yaşamından kesitler sunarak, Mumcu'nun hayatı boyunca verdiği yolsuzluk, terör ve hukuk  mücadelelerini anlatırken, İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan da, Uğur Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğinde öne çıkan yolsuzluk mücadeleleri ile Mumcu'suz yıllara ve  son donemdeki hukuk ihlallerine dair görüşlerini dile getirerek etkinliğe anlamlı katkılar sundu.

 

“Ölümün Üzerindeki Sır Perdesi Neden Aydınlatılmıyor?”

Yoğun katılımla gerçekleştirilen ve  ilgiyle takip edilen söyleşinin açılış konuşmasını yapan Dikili Belediye Başkan Yardımcısı Avukat Çiğdem Elibol, Uğur Mumcu'nun yaşamı boyunca büyük mücadeleler verdiğini belirterek, onu aramızdan kopartan kara gün 24 Ocak 1993'ten bu yana ölümü üzerindeki sır perdesi aydınlatılamadığı için tüm Türkiye'nin yüreğinin kanamaya devam ettiğini söyledi. Uğur Mumcu'nun iyi bir Kemalist, Atatürkçü ve Atatürk ilke ve devrimlerinin insanda vücut bulmuş hali olduğunu ifade eden Elibol, “Uğur Mumcu, Cumhuriyetin ve devrimlerinin muhafızıydı adeta. En büyük mücadelesini PKK ve irticaya karşı verdi. Onun uyarıları dikkate alınsaydı bölücü terör örgütlerinin ve cemaatlerinin ülkemiz üzerinde kurduğu kirli oyunları yaşamayacaktık.” dedi.

 

“Uğur Mumcu Cesareti Dediğimiz Şey Gazetecilik Cesaretiydi”

Başkan Yardımcısı Çiğdem Elibol'un konuşmasının ardından Gazeteci - Yazar Duygu Özsuphandağ Yayman, Uğur Mumcu’nun yaşamından kesitler sunarak, Mumcu'nun hayatı boyunca verdiği yolsuzluk, terör ve hukuk  mücadelelerini anlattı. Gazeteci Yayman konuşmasında, Uğur Mumcu’nun geleceği gören araştırmacı bir gazeteci olduğu  vurgulayarak, “Gazetecilik kamu yararına yapılan, hiçbir güç odağıyla bağlantısı olmaması gereken kimseye boyun eğmeyen, boyunduruk altına girmeyen bir meslek olmalıdır aslında. Gazeteci gerçeğin peşinde olmalıdır. Uğur Mumcu böyle bir gazeteciydi. Bu nedenle hedef seçilmişti. Uğur Mumcu cesareti dediğimiz şey gazetecilik cesaretiydi. O hiçbir çıkar grubunun, hiçbir güç odağının etkisi altına girmedi . Türkiye'de araştırmacı ve belgeli gazeteciliğin adıdır Uğur Mumcu. Bugün araştırmacı gazetecilik ile ilgili ne anlatılırsa anlatılsın hangi cepheden olursa olsun herkes Uğur Mumcu'yu anmak zorundadır. Çünkü Türkiye'de işi hakkıyla yapan literatüre geçen Uğur Mumcu'dur” dedi.

 

“Onu Dinleseydik , 15 Temmuz Hainliği Yaşanmazdı”

Uğur Mumcu meslek hayatı boyunca çok okuyan, dünyayı izleyen, araştıran bir gazeteci olduğuna dikkat çeken Yayman, "Abdi İpekçi cinayeti Uğur Mumcu'nun hayatındaki dönüm noktalarından birisidir. Abdi İpekçinin öldürülmesi ile ilgili tetikçi Mehmet Ali Ağca'nın peşine düşmüştü. Ağca 1979'da Abdi İpekçi'yi öldürdükten sonra 1981'de Papa'ya suikast düzenlemiş ve İtalya'da tutuklanmıştı. Uğur Mumcu, Ağca ile İtalya'da röportaj yapmış, dava dosyalarının içine dalmış ve didik didik etmişti. Bugün Susurluk skandalı diye bildiğimiz pek çok isme Ağca dosyasını araştırarak rastlamıştı. Örneğin; Oral Çelik ismini ortaya çıkaran da Abdullah Çatlı'nın da adını deşifre eden Uğur Mumcu'dur. Cemaatlerin devlet içindeki kadrolaşmasını, yapılanmasını belgelemiştir. Onu dinleseydik , 15 Temmuz hainliği yaşanmazdı" dedi. 

 

“Uğur Mumcu Kalemini Hiç Satmadı”

İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan da, Uğur Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğinde öne çıkan yolsuzluk mücadeleleri ile Mumcu'suz yıllara ve  son donemdeki hukuk ihlallerine dair görüşlerini dile getirerek Uğur Mumcu’nun meslek hayatı boyunca hukukun üstünlüğünden ödün vermeyen, gerçeklerin ışığında yazılar yazan, haberler yapan Kuvayı Milliye sevdalısı, namuslu bir gazeteci olduğunu söyledi. Özcan, "Uğur Mumcu, meslek hayatı boyunca hep  ülkemizin üzerinde oynanmak istenen büyük kumpasları ortaya çıkardı. Bir aydınlanma neferi, örnek bir hukukçu, gözü pek bir gazeteci olarak yıllarca haksızlıkların, yolsuzlukların, yobazların üzerine gitti. Atatürk ilkelerinin, laik, demokratik tam bağımsız bir Türkiye'nin yılmaz savunucusu olan Uğur Mumcu hiç bir zaman kalemini satmadı. Vatanına, milletine hiç ihanet etmedi. Haberleriyle kirli yüzünü ortaya çıkardığı terör örgütlerinin hedefi olan Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 Pazar günü otomobiline konan bir bomba ile katledildi. Cinayeti bugün bile tam olarak aydınlatılamayan Uğur Mumcu’yu katleden eller, gerçekte halkımıza, aydınlanmaya, Atatürk ilke ve devrimlerine kalkmıştı” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Dikili Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü görevlisi Mehtap Kazan, Uğur Mumcu'nun anısına yazılan şiirlerden  bir dinleti sundu. Program sonunda, Dikili Belediye Başkan Yardımcısı Çiğdem Elibol da konuşmacılara günün anısına hazırlanmış çini ile çiçekler vererek teşekkür etti.