EGE MECLİSİ - İzmir'in son dönemde yakaladığı büyümeyi değerlendiren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Doğru projeler yaptık. Ekonomimizi sağlamlaştırdık. Yaptığımız işler hem Türkiye hem de dünya tarafından görülmeye başlandı. Biz tozunu silkeledik, bundan sonra İzmir daha da hızlı kalkınacak” dedi. İZBAN'daki yeni sisteme de değinen Başkan Kocaoğlu, “25 kilometrelik hatta yine tek bilet ödenecek. Ama ‘136 kilometrede de aynı ücretle gidilsin’ demek, ne TCDD, ne belediye açısından doğru değil. İzmir halkının, bu yeni tarifenin daha adil, doğru ve hakkaniyetli olduğunu bilmesini istiyorum. Zaten 90 dakika ana metropolde devam ediyor” diye konuştu.

 

Bir internet televizyonunda yayınlanan programda İzmirlilere seslenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin düşüncelerini dile getirdi. Türkiye'nin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü şehit ve gazilerine borçlu olduğunu ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, Afrin Harekatı'nın kaçınılmaz bir hale geldiğini ve ülkenin bölünmez bütünlüğü için müdahalenin zorunlu olduğunu söyledi. Bugün bölgede egemen güçlerin denetiminde, emperyalistlerin hedefine ulaşmasına hizmet edecek bir devlet kurulmaya çalışıldığını vurgulayan Başkan Kocaoğlu, Türkiye'nin bölünmemek için komşularının toprak bütünlüğünü de savunmak zorunda olduğunu dile getirdi.

İzmir'in son yıllarda yakaladığı ekonomik büyümeye değinen Büyükşehir Belediye Başkanı, kentlerin tarihleri boyunca inişli-çıkışlı süreçler yaşamasının olağan karşılanması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti: “İzmir, zaman zaman başarıdan başarıya koşmuş, zaman zaman durağanlık dönemine girmiş bir kent. Ama tozu silkelendiği zaman ayağa kalkacak bir kent. Bu kentin varlarını harekete geçirmeye, kentin kanaat önderlerini motive etmeye, kaynaklarını gün ışığına çıkarmak için sinerji oluşturmaya ve altyapı eksiklerini tamamlamaya çalıştık. İlk başta tabii ki fark edilmedi. ‘Eli yüzü pasaklı çocuk’ denildi, ‘İzmir büyük bir köy’ dendi, ‘itikatı zayıf’ dendi. Ama biz yılmadık, çalıştık, birlik beraberliği sağladık. Doğru projeler yaptık, öncelik sıralamasını doğru belirledik ve yaptığımız işler hem Türkiye hem de dünya tarafından görülmeye başlandı. İzmir bugün büyüme trendiyle çok önemli bir noktaya gelen, 24 saat temiz su verilen, çevre yatırımlarında öncü, raylı sistem ağını 11 kilometreden 180 kilometreye çıkaran bir kent. Biz tozunu silkeledik, bundan sonra İzmir daha da hızlı büyüyecek. Kentsel dönüşüm örnek olacak şekilde gelişiyor, tarıma destek projelerimiz örnek alınıyor. Ekonomik yapımızı sağlamlaştırdık, kredi olanaklarımızı bulduk. Bundan sonra İzmir daha da hızlı büyüyecek.”

 

“Kaldıraç kent”

Programda, Prof. Dr. Oğuz Esen'in hazırladığı ve Büyükşehir Belediyesi'ni “Yerel Kalkınma ve Mali Yönetim Stratejisi” açısından inceleyen rapor da gündeme getirildi. Başkan Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir'e hükümetten daha fazla yatırım yapmasına ilişkin soruya “İzmir her dönem merkezi bütçeye aldığından fazla katkı koyan bir kent. Bu da normal bir durum. Yeter ki, bizim gibi gelişmiş olan kentlere merkezi bütçeden ayrılan payla bizimki arasında adil bir paylaşım olsun. Zaten merkezi yönetim biraz destek verdiğinde, biraz kaynak ayırdığında, İzmir bunun kat be kat fazlasını geri verecektir. İzmir vergi ödeme ahlakıyla, ülkesine, vatanına bağlılığıyla Türkiye'nin en önemli kentlerinden biridir. İzmir'e yapılacak her yatırım, ülkenin kalkınmasını sağlar. İzmir, ülkenin de kalkınmasında kaldıraç olacaktır” yanıtını verdi.


“Sadece imza”

İzmir'e merkezi yönetim tarafından sadece maddi kaynak ayırarak değil, alınacak kararlarla da destek olunabileceğini vurgulayan Kocaoğlu, şunları kaydetti: “İnciraltı sağlık turizmi konseptiyle planlansa, İzmir'e ayrı bir renk katacaktır. Sümerbank arazisini istemiştik kongre merkezi yapmak için. İzmir'de fuarcılığı hızlı bir şekilde büyütüyoruz. Kongreciliği de büyütmemiz lazım. Bunlar eşdeğer sektörler. Tarihi bölgeyi ayağa kaldırıyoruz. Kemeraltı, Agora, Kadifekale'ye verilecek destekler çok önemlidir. Merkezi hükümet belli noktalara katkıda bulunup önümüzü açarsa. Mesela biz kendi başımıza metro yapıyoruz; eğer merkezi hükümet hazine garantisi verirse, alınacak kredinin maliyeti yüzde 2, garanti vermezse yüzde 5-5,5 civarında. Hazine kefil olduğunda Buca ve Narlıdere metrolarını çok daha düşük faizle ve hızlı bir şekilde yapabiliriz. Bugün ülkemizin bulunduğu durumdan dolayı yurtdışında kredi faizleri çok pahalandığı için biz de fahiş fiyatla kredi kullanmamak için biraz ağırdan almak durumundayız. Ama vazgeçtiğimizi söylemiyorum. Merkezi yönetim bize hazine garantisi verse, biz şu anda ciddi bir borçlanma kapasitesi ve ödeme gücüne sahibiz. Daha ucuz kredi bulup bu yatırımları yapabilecek durumdayız.”

 

Minibüs entegrasyonu

Türkiye'deki ulaşım sistemine yeni bir soluk getirecek yeni bir model hazırlığı içinde olduklarını da söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi toplu ulaşım araçları, 11 metropol ilçede ulaşımı sağlayacak. Raylı sistemle de dışarıya açılacak. Diğer ilçelerde ise ulaşım görevini yapan kooperatif ve birlikler devrede olacak. Bizim şemsiyemiz ve kriterlerimiz altında çalışacakları bir sistem kurulacak. İşlerini bozmadan çalışacaklar ama bir disiplin ve düzen gelecek” dedi.

 

“İZBAN’da yeni tarife daha adil”

15 Şubat tarihinden itibaren geçerli olacak İZBAN’daki tarife değişikliğine ilişkin soruya da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, banliyö sisteminin daha önce Aliağa-Menderes arasındayken bugün Selçuk'a kadar ulaşarak 136 kilometreye çıktığını, tek biletle gidilen hattın Bergama hatta Kınık’a kadar uzatılması halinde 188 kilometreyi bulacağına işaret etti. Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi: “Yolcumuzun büyük bir bölümü zaten Şirinyer İstasyonu ile Çiğli İstasyonu arasında seyahat ediyor. Zaten bu istasyonlar arasında tek biletle gidilebiliyor. ‘136 kilometre de aynı ücretle gidilsin' demek ne TCDD, ne İzmir Büyükşehir Belediyesi açısından doğru değil. Zaten 90 dakika uygulamamız ana metropolde devam ediyor. İstanbul ve Ankara ulaşım sistemleriyle kıyaslandığında, İzmir’deki ulaşımın ne kadar ucuz olduğunu herkes görecektir. Raylı sistemde 25 kilometrenin üzerinde yol gidildiğinde cüzi de olsa bir para almak, işin doğası gereğidir. İZBAN’ı biz TCDD ile birlikte yaptık. İzmir halkının da bu yeni İZBAN tarifesinin daha adil, doğru ve hakkaniyetli olduğunu, hizmeti daha adil dağıttığını bilmesini istiyorum.”

 

“Sirkülasyon kanalı için tüp geçit projesini takip ediyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen proje ile eskiden olduğu gibi İzmir Körfezinden denize girmenin mümkün olup olmayacağı sorusuna da yanıt veren Kocaoğlu, korunduğu müddetçe denizin kendini temizlediğini ancak İzmir Körfezine derelerde ciddi bir alüvyon akışı olduğunu ve bunun sürekli alınması gerektiğini hatırlattı. TCDD ile yapılan ortak proje kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Körfez’deki su sirkülasyonunu sağlamak için 13,5 kilometre uzunluğunda, 250 metre genişliğinde ve 8 metre derinliğinde sirkülasyon kanalı açacağını, TCDD’nin de liman yaklaşma kanalı yapacağını söyleyen Başkan Kocaoğlu, “ÇED raporunu aldık. Şimdi proje ihalesine çıkıyoruz. Sirkülasyon kanalını hangi yöntemle kazacağımızı, doğal yaşam adalarının projelerini elde edeceğiz. Aynı zamanda tarama için malzeme, ekipman alacağız. Projemiz, Körfez’e yapılacak tüp geçidin sirkülasyon kanalına vereceği zararın bertaraf edilmesi ile şekillenecek. O yüzden çalışmalarımızı biraz yavaştan alacağız. Çalışmamız heba olmasın diye. Biz bu projeyi tüp geçitle birlikte takip etmek, sürdürmek durumundayız. Bugün İzmir Körfezinden bir avuç malzeme de alıp kenarı götürüp koysanız, bunun bile faydası olacaktır. Biz konuya böyle bakıyoruz, çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sirkülasyon kanalının açılması için de tüp geçidin vereceği engel kalktığı zaman ihaleye çıkacağız” dedi.

 

Çimento fabrikalarının taşınması…

Bornova’daki çimento fabrikalarının taşınması ile ilgili bir soruya da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, şu anda bu konu ile ilgili yetkinin İzmir Valiliğinde olduğunu belirterek, “Bir müddet sonra mutlaka çimento fabrikaları kalkacaktır. Kalkması da gerekir ama şu anda İzmir ekonomisi için kalkması taraftarı değilim. Çünkü çimento, tuğla ve mıcır, imalatından çok nakliyesi para tutan ürünler. İzmir’den çimento fabrikalarını kaldırmak, inşaat maliyetlerinin artmasına neden olacaktır. En doğrusu, bilimi ve teknolojiyi kullanarak vahşi üretimi bırakmak, kardan fedakarlık yaparak bu tesislerin hayatiyetini uzatmak. Biz Belkahve’deki taş ocaklarında bu sistemi uygulamıştık. Tam karşıya geçiyorduk; yönetmelik değişti. Bizden yetkiyi alarak İzmir Valiliğine verdiler” diye konuştu.

 

“Sevgililer Günü'ne saygı duyuyorum ama…”

Programın sonunda “14 Şubat Sevgililer Günü” ile ilgili bir de mesaj veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu özel gün için düzenledikleri etkinlikleri Afrin’den gelen şehit haberleri üzerine iptal ettiklerini vurgulayarak, “Bizler, onlar sayesinde rahatız. Ben ‘Sevgililer Gününü önemsiyorum, saygı duyuyorum ama bugün ülkenin ve Mehmetçiğin bulunduğu durumu algılayarak, hissederek, kendimizi onun yerine koyarak kutlarsak, günün koşullarına daha çok yakışan bir Sevgililer Günü kutlaması olur” ifadelerini kullandı. (İHA)