Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Ankara İl Kongresi'nde konuşuyor. Dün akşam 15 Temmuz Gazisi Sabri Gündüz'ü evinde ziyaret eden Erdoğan, ziyarette Gündüz ile yaşadığı diyaloğu anlattı. Erdoğan, 32 yaşındaki vatandaşın 46 kez ameliyat olduğunu, salı günü ise bacağının dizden altının kesileceğini söyledi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin satır başları şöyle:

Kahraman askerlerimiz önce biliyorsunuz Cerablus’ta, El Bab’da, yani Fırat Kalkanı harekatında şimdi de Zeytin Dalı Operasyonu'nda, İdlib’de, Afrin’de, Kuzey Irak’taki operasyonlarda bayrağımızı dalgalandıran rüzgarı estiriyor.  Kararı verdiğimiz anda önce ben, sonra çağrıyı yapacağız hep birlikte yürüyeceğiz.

 

'DÜN AKŞAM BİR GAZİMİZİN EVİNE GİTTİM'

Dün akşam bir gazimizin evine gittim. Ve bu gazimiz 15 Temmuz Köprüsü'nde silahlı bir yaklaşımla bu alçaklar tarafından vurulmuş. 32 yaşında bir genç kardeşimiz, bir tane yavrusu var ve gerçekten çok da cefakar bir eşi var. İlginç olan şey şu: 46 kez ameliyat olmuş. Şimdi salı günü bacağının dizden altını kesecekler.

Düşündüm, düşündüm dediler ki başka çare yok. 2 Sabri tanıdım ben, birisi bu Sabri ayağı kesiliyor. Diğeri de kendini tankın altına atan Sabri. Onu da çok ameliyat ettiler. Onu yurtdışına gönderdik dil tahsili yapıyor.

 

SALI GÜNÜ 47. OPERASYON

Dedi ki, 'Reisim kararı verdim ve salı günü 47. operasyona gireceğiz… Ne yapalım, bacağımızı kestireceğiz.' Böyle gençlerimiz olduktan sonra birileri diyor ki gençlik şöyle gençlik böyle. Bizim gençliğimiz böyle dimdik ayakta. Üniversitelerdeki arkadaşlarınızdan tutun lisedekilere kadar hepsini kucaklamaya ak çatı altında birlikte yola devam etmeye var mısınız?

Biz Türk milletinden aldığımız güçle karşımızdakilerin ne dediğine değil kendi hedeflerimize bakıyoruz. Bize dostluk gösterene yüreğimiz de kollarımız da açıktır. Bize husumet besleyenin ise ne kimliğine ne de cesametine bakarız. Allah’ın yardımı, dostlarımızın duasıyla ezer geçeriz.

Son günlerde bize uzatılan hiçbir dostluk elini havada bırakmadığımızı sizler de görüyorsunuz. Meseleleri diyalogla çözmek isteyenlere karşı biz de müspet bir tavır sergiliyoruz. Ama şu gerçeği kimse aklından çıkarmamalıdır. Söz elbette değerlidir. Konuşmak belirli konularda anlaşmak elbette kıymetlidir. Ama biz asıl, neticeye bakarız. Yani hem müzakere ederiz hem de sahadaki operasyonlarımızı sürdürürüz. Çünkü bizim hiçbir talebimiz meşruiyet sınırları dışında değildir. Dolayısıyla bu süreçte kendisine çeki düzen vermesi gerekenler karşımızdakilerdir.

 

'KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESMEK ZORUNDAYIZ'

Bu ilişkilerde karşılıklı bazı küçük jestler elbette mümkündür. Asıl beklentilerimizden en küçük bir tavizimiz yoktur. İşte Afrin’de... Sabır sabır sabır… Sayın Obama döneminde hep aldatıldık. Yaptık yapıyoruz… Derken geldik bu döneme. Olacaksa olacak olmayacaksa kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız dedik.

Şu anda Fırat Kalkanı harekâtında 2 bin kilometre kare alanı kontrol altına aldık. Şimdi o toprakların gerçek sahipleri oturuyor. Bizim oralarda hevesimiz yok.

Biz ABD’ye dedik ki, 'Gel Rakka’ya beraber girelim. DEAŞ’a karşı beraber mücadele edelim. Ama siz bir terör örgütüyle hareket ederseniz tarih sizi bununla anacaktır' dedik kendilerine. Onlara teslim edilen binlerce kamyon ve uçak dolusu silahlar inkâr edilmesin ve bu politikadan derhal vazgeçilsin. Bunların hepsini biliyoruz. Hepsi kayıtlarda.

 

'SON YILLARDA O KADAR SABRIMIZ ZORLANDI Kİ'

Ülkemizde işledikleri suçlar nedeniyle Avrupa’ya Amerika’ya giden teröristler korunmasın. Arkasındaki destekler çekilince bu teröristleri tepelemek bizim için leblebi çekirdek kolaylığındadır. Terör örgütlerini tepelemek bizim için vakayı adiyedendir. Yeter ki birileri bize ayak bağı olmasın.

Son yıllarda o kadar sabrımız zorlandı ki. Peki ne oldu, Türkiye’nin toprak bütünlüğü mü zarar gördü? Hayır tam tersine. Sınır güvenliğimizi şimdi sınırlarımızın ötesine taşıyoruz. Türkiye’nin ekonomisi mi dip yaptı? Hayır, tam tersine.

Son Davos macerasında orada Kahn ile görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, 'Siz bize verdiğiniz borcu mu takip edeceksiniz? Yoksa siyaseten bizi mi idare edeceksiniz? Türkiye’yi siyaseten yönetmek bana aittir. Ama paranızı yöneteceksiniz buyurun paranızı yönetin.'

Biz bunlardan İHA istiyorduk kongreden izin çıkmadı diyorlardı. Yahu tabanca tabanca… Polisimize tabanca almak istiyorduk, kongreden izin çıkmadı dediler. Talimat verdim, bundan sonra bir silah bile almayacaksınız. Şimdi kendimiz üretiyoruz.

 

'SAYIN BAHÇELİ İLE BİR ARAYA GELECEĞİZ'

Kongremizin ardından MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile seçim ittifakı konusunu görüşmek üzere bir araya geleceğiz. Kendisine 15 Temmuz’dan bu yana izlediği vakur siyaset için şahsım ve milletim adına şükranlarımı iletiyorum. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır anlayışıyla başladığımız bu girişiminin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. (Hürriyet)