EGE MECLİSİ - 2017 son çeyrek ve yıl geneli büyüme rakamlarını değerlendiren Yorgancılar, “Türkiye, içerde Fetö, PYD, PKK ile dışarda Suriye’de başarılı bir askeri operasyon içinde olan ülkemiz alınan ekonomik tedbirlerin sonucunda, tüm olumsuz küresel ve bölgesel ekonomik ve siyasi koşullara rağmen, yüzde 7. 4 büyüme ile 2017 yılında adeta bir mucize gerçekleştirmiştir” dedi.

 

2016’deki hain darbe girişimi nedeniyle ekonominin yavaşlamasının yarattığı baz etkisinin bu yüksek oranlı büyümede etkisinin görüldüğünü ifade eden Yorgancılar, “Baz etkisinin bu yüksek oranlı büyümede etkisi olmakla birlikte genişletici maliye politikalarının doğru zamanda ve doğru araçlarla devreye alınmasının rolü de unutulmamalıdır. Dolayısıyla büyüme açısından ekonomi yönetimi son derece başarılı olmuştur. Ancak yüksek oranlı büyüme, ekonomi yönetiminin istikrar ve sürdürülebilirlik açısından işini zorlaştırmıştır. Çünkü bu hızlı büyümenin ciddi yan etkileri ve maliyeti olmuştur. Yüksek enflasyon, yüksek faiz, artan cari açık, büyüyen bütçe açığı ile ve de döviz kurlarındaki istikrarsızlık gibi olumsuz yan etkilere rağmen sağlanan yüksek oranlı büyüme ile karşı karşıyayız. Ancak büyümede istikrar ve sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık yönünde hala alınması gereken mesafe bulunuyor” diye konuştu. 

 

Sanayicinin konjonktürü iyi değerlendirdiği görülüyor 

Ekonominin son çeyrekte yüzde 7. 3, yıl bütününde ise yüzde 7. 4 oranında büyüdüğünü, 2017 yılı bütününde tarım sektörünün yüzde 4. 7, hizmetler sektörünün yüzde 10. 7, sanayi sektörünün yüzde 9. 2, inşaat sektörünün yüzde 8. 9 büyüdüğünü kaydeden Yorgancılar şunları söyledi, “Bu veriler sektörler boyutunda da uzun zamandır görülmeyen düzeyde dengeli ve de yıl içinde istikrarlı sayılabilecek bir büyümeye işaret etmektedir. Büyüme verilerindeki olumsuz gelişme ise, kur artışlarına bağlı olarak Dolar bazında milli gelirin 11 milyar Dolar gerilemesi olmuştur. Ülkemiz ekonomisinin büyümesinde ileri ve geri bağlantılarının yüksekliği nedeniyle lokomotif konumunda olan ve yılın son çeyreğinde yüzde 8. 8 yılın bütününde ise yüzde 9. 2 büyüyen sanayi sektörü performansının oldukça iyi olduğu söylenebilir. Yine sanayi sektörünün kalbi niteliğinde olan, alt sektörler itibariyle Türkiye'nin en büyük sektörü konumunda bulunan imalat sanayinin son çeyrekte yüzde 8. 2, yıllık olarak da yüzde 8. 8 oranında büyüdüğü görülmektedir. Bu büyüme, 2017 yılında imalat sanayinde ihracatın yüzde 10. 2, ithalatın yüzde 17. 7 arttığı ve sanayi sektörü istihdamının yüzde 1. 6 arttığı bir ortamda gerçekleşmiştir. Diğer taraftan sanayi sektöründe çalışan başına emek verimliliği 2017 yılında yüzde 6 oranında artmıştır. Bu veriler sanayi sektörünün hem istihdamı hem de emek verimini artırarak yani oldukça sağlıklı büyüdüğünü ortaya koyuyor. Böylesi bir gelişmede sanayicinin konjonktürü iyi değerlendirecek deneyimi ve kur artışlarının etkili olduğu söylenebilir. Sıra bu büyümeyi destekleyecek yeni ve yüksek katma değerli üretim alanlarındaki yatırımların hızlandırılmasındadır.” 

 

Dengeli durum dikkat çekiyor

Başkan Yorgancılar ayrıca “2017 yılında harcamalar yönünden büyümede de “dengeli” durumun dikkat çektiğini dile getirdi. Bu noktada iş dünyasını mutlu eden bir gelişmenin  de mal ve hizmet ihracatının yüzde 12. 2, yatırımların ise yüzde 7. 3 oranında büyümesi olduğunu ifade eden Yorgancılar, “Bu arada mal ve hizmet ithalatının yüzde 10. 3, özel tüketimin yüzde 6. 1, kamu tüketimin ise yüzde 5 artması sözkonusu olmuştur. Harcamalardaki büyüme deseni uzun süredir özlediğimiz bir bileşime işaret ediyor. Bu desenin anahtarının kurlardaki artış olduğunu görmek gerekiyor” dedi.

 

Gerçekçi kur beklentisi

Türkiye’nin bir daha düşük kur dönemine dönmemesinin önemine vurgu yapan Ender Yorgancılar, "Gerçekçi kur yardımıyla, yatırım ve ihracat çekişli, iç tüketim destekli büyüme ile yüksek ve sürdürülebilir hızlar mümkün. Bu çerçevede ayrıca kurumsal yapıların gelişmesi, siyasi takvimin dışına çıkılmaması ve özellikle de enflasyonun yüzde 5’in altına çekilmesi gerekiyor. Büyüme bu denli yüksek iken ve Hükümetin tüm gayretlerine rağmen işsizlik oranının düşürülememesi üzücüdür. İstihdam sağlayan ve üretimle sürdürülebilir büyümeyi sağlayan bir ekonomi, Türkiye’yi geleceğe taşıyacaktır. Hükümetin kamuoyu ile paylaştığı yakında açıklanacak olan 67 maddelik eylem paketinin, 2018 yılı büyüme verisine de olumlu yansımasını umuyorum” diye konuştu. (EBSO BAsın Bürosu)