Rahime DEMİRBİLEK/ EGE MECLİSİ- Geçmişten bugüne İzmir siyasetini değerlendiren Tosun, “1950’den 2011 genel seçimlerine kadar ki süreçte İzmir’deki seçmenlerle Türkiye’deki seçmenlerin sandıktaki refleksleri benzerdi. 1950’den 90 sonuna kadar İzmir seçim sonuçlarına göre merkez sağ ve merkez soldaki güçleri pek fazla sapma göstermiyordu. 90'ların sonundan itibaren 1999’la birlikte İzmir’deki seçmenlerin merkez sola doğru yönelmeye başladığı görülüyor. 2002’den itibaren sol parti İzmir’de yükseliş gösterdi. İzmir’de 2007 den itibaren merkez sağ ve sol olmak üzere ikili bir siyasi yapı daha da ortaya çıkmaya başladı” dedi.

 Tosun, “İzmir seçmeni çok fazla ideolojik bir şekilde oy vermiyor. 2014 seçimleri CHP ve AK Parti arasında rekabet olacaktır. Yerel siyaset siyasa üzerinden yürüyor. Seçmen yerel yönetimlerden en fazla hangi partiden fayda sağlıyorsa o yönde oy veriyor. Bundan sonra İzmir’de yerel kentsel siyasaları en iyi uygulayan siyasi aktör kimse o yönde oylar verilecektir” diye konuştu.

 SİYASETİN DOĞASI COĞRAFYA TANIMAZ

 Siyasetin doğası coğrafya tanımaz diyen Tosun, “Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ve sosyal örgütlenmelerin güçlü olduğu henüz gelişemeyen toplumlarda egemen görüşler vardır. Böyle olunca da siyaset toplumun bütününe yönelik olmuyor. Bir kişinin düşüncesi temel alınıyor ve kayıran siyaset ortaya çıkıyor. Batı demokrasilerinde profesyonel siyasetle bizim siyasetimizin arasındaki fark budur” dedi.

 BELEDİYE BAŞKANININ MESLEĞİ ÖNEMLİ MİDİR?

 Ali Talak’ın ‘Bir başkan seçilirken mesleği önemli?’ sorusuna yanıt veren Tosun, “Meslek bir formasyon ve donanım olduğu için o formasyonla kenti nasıl yönetecek bunlar önemlidir.  Halkın teknik donanımı ağır basan, kent imarı alanındaki mesleklere daha çok önem verdiği görülüyor. Bunun yanında mesleği sadece konut alanından ibaret değil de kentin sosyo-kültürel alanını da düşünen bir belediye başkanı daha makbuldür. Kent deyince akla konut ve imar geldiğinden o meslekler akla geliyor ama sosyal anlamda belediyeciliği de unutmamak lazımdır” dedi.

 Türkiye’de ulusal ve yerel demokratik siyasete, aksak ve eksik temsil vardır. Genel seçimlerde kişinin önüne konulan tercihlerde milletvekilleri seçilemiyor, belediye başkanlığında da halkın önüne sunulan adaylar çerçevesinde oy vermesi bekleniyor. Halkın ‘Bir başkan seçerken adaya mı yoksa partiye mi oy verirsiniz?’ sorusunda halkın kişiye oy veririm demesi çok önemlidir. Burada önüne gelen kişi kendisinin istediği kişi midir? Aday faktörü yerel seçimlerde çok önemlidir. Adayın donanımı ve niteliği etkilidir ama parti de etkili oluyor. Halk adaya oy verirken bir anlamda partiye de oy veriyor. Aday ağır basarken parti de önemli oluyor” dedi.

2014’TE CHP YİNE İZMİR’İ ALABİLECEK Mİ?

 2014’te CHP yine İzmir’i alabilecek mi? sorusuna yanıt veren Tosun, “2014 sürecinde seçmen çok boyutludur. Türkiye seçmeni bilinçlidir. Seçime kadar olan bu 1 yıl çok önemlidir. Siyasi partilerin kendilerini topluma tanıtmaları seçmenlerin aklını çelmede faydalı olacaktır. Somut şekilde proje odaklı halkın içinden olan sosyal belediyecilikten taviz vermeyen adaylar profili seçimlere yön verecektir. Sıkı bir rekabet yaşanacaktır. Bugünden hangi partinin kazanacağını söylemek doğru değildir. Türkiye seçmenleri son derece bilinçlidir ama parti ve aday halka bir fazlasını verecekse halk onlara oy verebilecektir” diye konuşmasını tamamladı.
 


16.01.2013 E.Ü. İİBF Uluslararası İlişkiler... paylaşan: egemeclisi
16.01.2013 E.Ü. İİBF Uluslararası İlişkiler... paylaşan: egemeclisi