Birleşik Kamu İş “Kirli ellerini, çürümüş zihniyetlerini çocuklarımızın üstünden çekmeyenler bilsin ki, çocuklarımızın geleceğini karartmanıza izin vermeyeceğiz…

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu İzmir İl Temsilciliği Ankara’'nın Polatlı ilçesinde kaybolduktan bir hafta sonra ölü bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara ve Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'le ilgili basın açıklaması yaptı

İl Temsilcilik binasında yapılan açıklamaya Konfederasyona bağlı Sendikaların Şube başkanları ve yöneticileri katıldı.

Konfederasyon İl Temsilcisi Tamer Yiğit Güler  “ Dün Eylül, Bugün Leyla acaba yarın hangi küçük bedeni vereceğiz toprağa “ diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü

Toprak utandı, su utandı, tabut utandı, bahar kokulu çocukları yıkayıp gömmekten. Ama insan dediğimiz cani, utanmadı katledip öldürmekten! Yok olasın dünya.

  Affetme bizi çocuk, koskoca dünyaya ufacık bedenini sığdıramadık. Affetme bizi..

  Ölenler Leylalar Eylüller değil, ölen insanlık, ölen bizleriz.. Affedin bizi çocuklar, bu koca dünyaya o minik bedenlerinizi sığdıramadık..

“Neyi Kurtaracağımızı şaşırdık !

  Cocuklarımızımı Kurtaralım ?

 Kadınlarımızımı  Kurtaralım ?

 Ağaçlarımı  Kurtaralım ?

Hayvanlarımı Kurtaralım ?

Cumhuriyetimizimi kurtaralım ?, bilemedik

Vatanımızın her yeri talan olmuş

Ne söylenebilir ki... Hangi kelimeler doğru ifade edebilir bilmiyorum. Biz ne söylersek söyleyelim, bu güzel çocukların annelerine babalarına, kardeşlerine sormak lazım katillerine,istismarcılarına ne ceza verilsin diye. Öyle uzaktan konuşmak kolay.Bizler ki yavrularımızın saçına zarar gelse dünyaları yakmaz mıyız? Ateş düştüğü yeri yakıyor. Allah kimselere yaşatmasın diyeceğim ama neredeyse her gün benzer haberler okuyoruz. Bunlar bizim duyduklarımız, gördüklerimiz. Kim bilir neler oluyor,neler yaşanıyor yurdum dört bir yanında

            Asıl korkunç olan çocukların ölümünden ziyade, nasıl öldüğü konusunda korkularımız(!) Bu hale geldik. Bir çocuk ölü bulunsa, içimizden dua ediyoruz; lütfen normal ölmüş olsun diye(!) Bakın bu kokuşmuşluktur, bu tiksinç verici ruh hali bir çürümüşlüktür. Bitmişiz.

           İsimleri değişiyor arkalarında bıraktıkları acı hep aynı. özür dileriz çocuklar koruyamadığımız için bedeninize değen o kirli ellere engel olamadığımız için. Minik bir kuşken kanadınızı kıranlar kolsuz kalsın

Küçücük bedenleri toprağa verdik... Bunu yapanlar insan olamaz. Dünyada çocuk t       acizinde 3. Sıradayız. Çocuk istismarı, çocuklara yönelik cinsel saldırı suçları, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerin aksine yaygın ve sistematik olarak işlenmektedir.

Yaşanan bu insanlık dışı suçları ise; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenilebileceği, babanın öz kızına şehvet duymasının günah olmadığı konusunda fetva verenlerin, karma eğitimi tahrik edici bulan ve yasaklamaya kalkanların siyasi iktidar tarafından korunup kollanmasının, Karaman örneğinde olduğu gibi ülkede yaşanan cinsel istismarların üzerinin örtülmeye çalışılmasının bir sonucu olarak görmekteyiz.

Devlet, “çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek”le sorumludur. Ülkeyi yönetenler, çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Kız çocukları taciz ve tecavüze karşı korunmasız bırakılmakta, çocuklar mağdur edilirken tecavüzcüler ise özgür bırakılmaktadır.

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar” sözleri ışığında, tüm çocuklarımızın eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, her türlü istismar ve baskıdan uzak gelişimlerini sağlayabildikleri bir ülke hepimizin ortak özlemi olmalıdır.

"Eylül, Leyla ve daha niceleri. Yüreğimiz bu acıları artık kaldırmıyor! Çocuklarımıza yönelik her türlü şiddet ve istismarın önlenmesi adına, eğitim ve hukuk başta olmak  üzere  Siyasilerin yapacağı  tüm düzenlemelere destekliyoruz. Gelin, bu ayıba artık bir son verelim!" –