EGE MECLİSİ - İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, yaptığı yazılı açıklamada beton kalitesinin düştüğüne, betonun hedeflenen kriterleri taşımamasının riskleri nedeniyle inşaat mühendislerini kaygılandırdığına dikkat çekerek, denetimlere rağmen beton üretiminde hala bazı eksiklikler ve uygunsuzlukların olduğunu belirtti ve betonun inşaat mühendislerinin işi olduğunu ancak sektörde inşaat mühendisi veya malzeme konusunda yetkinliği bulunmayan kişilerle çalışan çok sayıda hazır beton üreticisi firmanın bulunduğunu söyledi.

 

 

İMO açıklamasında şöyle dedi:

"Beton için G uygunluk belgesi TSE, KGS ve KÇK gibi kurumsal ve uzman belgelendirme kuruluşları dışında yabancı kaynaklı belgelendirme kuruluşlarının ülkemizde kalite yönetim sistemleri konusunda yeterliliği bilinmeden bir takım kişilere verdikleri belgelendirme yetkisiyle de verilmekte. TS EN 206 ve ulusal eki olan TS 13515’in içerdiği ciddi yükümlülükleri taşıdığı meçhul beton üreticilerine bu belgeler çok kolay verilebilmekte. Beton inşaat mühendisinin işidir. Betonu üreten de inşaat mühendisi olmalıdır. Sektörel bazlı yaptığımız gözlemlerde bünyesinde inşaat mühendisi veya malzeme konusunda yetkinliği  bulunmayan kişilerle çalışan çok sayıda hazır beton üreticisi firma ile karşılaşılmaktadır. Bu firmalar rahatlıkla uygunluk belgelerini alıp üretim ve satış yapabilmekte. Kompozit bir malzeme olan betonun bileşenleri ve ortam özellikleri betonun niteliklerini etkiler. Çok hassas ve sıkı bir kalite kontrol sistemiyle üretilmesi ve istatistiksel olarak uygunluk değerlendirilmelerinin yapılması şart olan betonun eğitimli ve hatta deneyimli ellerle üretilmesi geri dönüşü çok zor ve bedeli ağır olacak olan beton için şarttır. Standartların öngördüğü etkin uygunluk değerlendirmelerinin birçok firmada yapılmadığı kanaatindeyiz."

 

'BİRÇOK FİRMADA KALİTE KONTROL BRİMİ YOK'

İMO, kalite kontrolünün firmalarda olması gereken mühendis ve teknikerden oluşan kalite birimlerince yapılmasını şart koşarken birçok beton üreticisi firmanın bünyesinde böyle etkin bir kalite biriminin olmadığını vurguladı. İMO, "Bu hizmeti dışardan eğitimi, birikimi, deneyimi ve misyonu belli olmayan ya da yeterliliği tartışılabilen bir takım kişilerden aldıkları görülmektedir. Danışmanlık adı altında verilen bu kalite hizmeti için yasal düzenleme yapılmalı, kriterler konulmalı ve denetlenmeli. Betonun çevresel etki sınıfı kriterlerinden ve niteliğinin en önemli göstergelerinden biri olan su/çimento oranının belirleyicisi olan bileşen karma suyunun kullanımı santrallarda tamamen operatörlerin insiyatifindedir. Ayrıca betonun teslim yerinde kaybettiği kıvamı elde etmek için pompa ve/veya transmikser operatörleri insiyatifinde kontrolsüz ilave su verilmektedir. Betonda kıvam kaybı normaldir ancak sipariş edilen kıvama getirmek için laboratuvarda denenerek onaylanmış bir şekilde redoz kimyasal katkı kullanılmalı" dedi. (DHA)