İzmir’de bir otelde gerçekleşen toplantıya MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan’ın yanı sıra MÜSİAD İzmir İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Kurulu üyeleri de katıldı. 

 

Her ay düzenledikleri dost meclisi toplantılarıyla ve sektör kurullarının her alanda kendi üyeleri ile yaptıkları kaynaşma toplantılarıyla bir araya geldiklerini kaydeden MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü, “İmar barışı yasasını çok önemsiyoruz, bugüne kadar her ne kadar sektörden olmasak da sadece inşaat sektörü değil bütün sektörleri ciddi anlamda ilgilendiren, hatta şuana kadar sadece İzmir’den 250 bin başvuru ve 1,5 milyon da başvuru beklentisi konuşuluyor. Bu her üç kişiden ikisinin sorumlu olduğunu bize gösteriyor. Ciddi bir rakam. Vatandaş üzerinde olan sıkıntının, sorunun çözüleceğini düşünüyoruz. Malum kentsel dönüşüm ile ilgili bir ödenek için yardım olacağını düşünüyoruz” dedi. 

1950’den itibaren ülkede çarpık kentleşmenin başladığına dikkat çeken İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan ise “1950 yıllarında Türkiye’de kırsal kesimde yaşayan nüfusu ve şehirlerde yaşayan nüfusa baktığımız zaman kırsalda yüzde 80, şehirlerde ise yüzde 20 olduğunu görüyoruz. Bu nedenle ülkemizin geçimi tamamen tarımsal üretimken 2000’li yıllara geldiğimizde maalesef göç oluştuğunu, bu göçlerin çoğunun büyük şehirlere olduğunu anlıyoruz. Bu arada İzmir, Ankara ve İstanbul’u örnek vermek istiyorum, bu üç ilimizde büyük bir nüfus olduğunu ve çoğunluğun orada yaşadığını ve diğerlerinin diğer 78 ilde yaşadığını biliyoruz. Çok çeşitli sebeplere dayandırılan göçlerimiz oldu. Her birimizin bu ülkenin her karış toprağında hakkı vardır. Bugün geldiğimiz noktada siyaset hiç önemli değil sadece hep birlikte ülkemizi geliştirmek, en yüksek seviyelere çıkarmak bizim en önemli amacımız olmalıdır” diye konuştu. 

“Köylerin mahallere dönüşmesiyle vatandaşların yüzde 92’sinin şehirlerde yüzde 8’inin ise köylerde kaldığını görüyoruz” diyen Varan, “İşte bu gelişmeler ışığında vatandaşlarımız bu büyük şehirlere geldiğinde olumsuz bir yapılaşmaya neden oluyorlar, yaptıkları yapılar depreme dayanıksız oluyor. Türkiye aynı zaman da deprem kuşağının üzerinde yaşıyor, İzmir’de de 20 fay hattı olduğunu unutmamız gerek. Dolayısıyla bu sağlıksız yapılaşma, sağlıksız kentleşme beraberinde bu sorunları getirmiş ama bu sorunları belediyeler hala sonlandıramamış. Nihayet çözüm bekleyen sorunların en önemlisi bu yanlış kentleşmedir. Bu imar barışı, barışı diyorum çünkü devlet vatandaş beraber hareket ediyor. Bu yüzden ortak çözüme dayalı olduğu için barış kapsamına giriyor imar yasası. Gönüllülük esasına göre yapıyoruz biz bu yapılaşmaları. Bu konu hakkında muhalefetin karşı çıktığını da hiç duymadım ben. Televizyona çıkıp da bu barışı neden yaptığınız, ne kadar olumsuz bir kanun bu dediğini duymadım. Vatandaşa yönelik kim güzel plan geliştirirse o her zaman bir adım öndedir zaten” ifadelerini kullandı. 

İmar barışı ile mülkiyet yapısı sorununun da ortadan kalktığını anlatan Varan, “İleride 1,5 milyonun üzerine çıkacağından emin olun. Türkiye’de bugüne kadar aldığımız verilerde İzmir’de müracaatın arttığını ve müracaatın da olumlu sonuçlandığını gördük. Bu çok sevindirici bir olay, iyi ki böyle bir organizasyona girdik. Vatandaşlarımıza bu imar barışını anlattık, yardımcı olduk ve onlarda bizim her zaman yanımızda oldu. Şuanda belirtmek isterim ki İzmir imar barışında Türkiye’de birinci sırada. Buradan emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. 

İmar barışından faydalanmak için 100 günün kaldığını dile getiren Varan, “Bu günlerde farklı algılar ortaya atılıyor, belediyelerde isteksiz var. Bu siyasi görüşten dolayı olan bir isteksizlik olmadığını düşünüyorum ama vatandaşımız her şeye değer, bu işte görevli olan herkes işini aşkla şevkle yapmalıdır. Aykırı yapılan yapıların sonuçlanması, her alanı kapsayan yapılar için bize gelen müracaatta bu imar barışı belgesini almaya engel hiçbir şey yok. Belediyelerimiz her türlü yardımı yapacaktır vatandaşımıza, bu barış neticesinde ülkemiz en güzel biçimde şekillenecektir” diye konuştu. (İHA)