TBMM Başkanı Binali Yıldırım büyükelçilere seslendi. Yıldırım, " Amerikan yönetimi bir takım söylemlerle, yaptırımlarla, başkanın sorumsuz tweetleriyle istediğini yaptırmaya çalışmak yerine yasalarımıza saygı çerçevesinde çözüm aramalıdır. Hala çözüm fırsatı olduğunu, çözüm için konuya suhuletle yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda ilk adımı atması ve tutarlı bir noktaya gelmesi gereken ise Amerikan yönetimidir" dedi.

İşte Yıldırım'ın sözlerinden satır başları:

Olumsuz kampanyanın arkasında olan yönetimleri ve çevreleri, hukuk devleti ilkelerine, Türk yargısına ve uluslararası hukuka saygı duymaya bir kez daha davet ediyorum. Bir takım asimetrik hamlelerle hasmane söylemlerle Türkiye’yi hizaya getirmeye çalışmak, dayatma yapmak sevdasından bir an önce vazgeçmeleri çözüm için yegane yoldur.

Türkiye aziz milletinden aldığı güçle, her türlü zorluğun üstesinden geçmişte geldiği gibi bu kez de bu krizden bu sorundan başarıyla çıkmasını bilecektir. Amerikan yönetimi bir takım söylemlerle, yaptırımlarla, başkanın sorumsuz tweetleriyle istediğini yaptırmaya çalışmak yerine yasalarımıza saygı çerçevesinde çözüm aramalıdır. Hala çözüm fırsatı olduğunu, çözüm için konuya suhuletle yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu konuda ilk adımı atması ve tutarlı bir noktaya gelmesi gereken ise Amerikan yönetimidir.

Milletimiz oynanan oyunu gayet net görmektedir. Yüz yılların tecrübelerine dayanmış aziz milletimiz basit ekonomik menfaatlerin ve hoyratça baskıların ötesini görecek basirete sahiptir. Bir buçuk asırdır ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar artık karnımız toktur. Biz bu ve buna benzer oyunların benzerlerini geçmişte de defalarca yaşadık. Vatandaşlarımız varlığımıza geleceğimize yönelik sistematik bir saldırı altında olduğumuzu gayet iyi değerlendiriyorlar. 15 Temmuz’da hain FETÖ darbesiyle sonuç alamayanlar bu kez de hüsrana uğramaya mahkum olacaklar. Milletimiz böyle durumlarda dayanmak, dayanışma içinde olmak gerekirse fedakarlık yapma konusunda kararlıdır.

Biz de Gazi Meclis olarak hükümetimizin ihtiyaç duyduğu her türlü düzenlemeyi, parti ayrımı gözetmeksizin milli şuur içerisinde yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha buradan ilan ediyorum.

Bugün sağlam müttefik Türkiye’ye karşı yapılan hamleler, hamle yapanlar bir kez daha görmeli ve hesabını buna göre yapmalıdır. Siz değerli büyükelçilerimize mesajım şudur. Bu yaşananlar açıkça gösteriyor ki Türkiye’ye yapılanlar yarın başkasına da yapılabilir. Hukuk dışı tutumlara ve ilkel baskılara uluslararası camianın Kudüs meselesinde olduğu gibi hep birlikte ses vermesi tepki koyması gerekmektedir.

Dünyanın doğusundan batısına, uzak doğudan Avrupa’ya bütün dost ve müttefikler NATO ülkeleri çağdaş değerleri paylaşan bütün ülkeler bu keyfilik, bu aymazlık karşısında sesini daha da gür şekilde yükseltmelidir. Bu konuda uluslararası camiayı harekete geçirmek, bulunduğunuz ülkelerdeki ve kamuoylarını daha iyi bilinçlendirmek siz değerli büyükelçilerimizin en önemli görevleri arasına girmiş bulunmaktadır.

Ekonomik saldırılar karşısında yapmanız gereken diğer önemli bir girişim de Türk ekonomisine müteşebbisimize, ihracatçımıza yeni imkanlar bulmak, yeni kapılar aralamaktır. Zira, bu gelişmelerin müspet taraftan baktığımızda ülkemizin ihracatta rekabet gücünü de arttırdığını ve turizmini de olumlu yönde etkilediğini söyleyebiliriz.(Hürriyet)