İzmir Ticaret Borsası (İTB) ağustos ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, döviz kurları ile ilgili yaptığı değerlendirmede 27 günde neredeyse yüzde 25 oranında değer kaybı yaşandığını dile getirdi. Mayıs başından bu yana kaybın yüzde 50'yi bulduğunu anlatan Kocagöz, "Bu kaybın ne kadarının reel ne kadarının mantık dışı olduğu açık. Çoğu zaman piyasamızın kapalı olduğu saatlerde speküle hareketler ile doların yukarı çekilme çabasında olduğunu geçmiş günlerde gözlemledik. Tabii ki bu tip hareketler ancak kırılgan ortamlarda başarılı olur. Bu anlamda ekonomimizin bu hareketlerle muhatap olabilecek kadar kırılgan olması işin üzücü tarafı. Üretimin sürdüğü ihracatın devam ettiği halde gelişen ülkemizde para girişinin azalması ve bazı kaynakların da çıkmasının nedeni özel sektör borç yükünün endişe oluşturmasından olabilir" dedi. Pamuk üretiminin bu yıl 1 milyon tonu bularak rekor kıracağını ifade eden Kocagöz, zararlıların bol olduğu bir yılın geride bırakıldığını hatırlatarak üreticinin elinden geleni yaptığına dikkat çekti.

 

"KUR ATAĞININ YÜZDE 90'I MANİPÜLATİF"

Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise konuşmasında 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini hatırlatarak şöyle konuştu:

"1994 yılında dolar kısa sürede 8 bin liradan 42 bin liraya fırlamıştı. 2001'de ise yıla 675 liradan başlayan dolar kuru, yıl içinde 1630 lira seviyelerini görmüştü. Elbette ki herkes zarar gördü. Elbette ki herkes sıkıntı yaşadı. Ama bugün hepimiz yine buradayız. Kaldı ki 1994 ve 2001 krizlerinin arkasında gerçekten ekonomik gerekçeler, halının altına süpürülmüş sorunlar vardı. Kırılganlıklarımız olduğunu inkar etmiyorum ama rahatlıkla söyleyebilirim ki bugün yaşadığımız kur atağının yüzde 90'ı manipülatiftir. Bu dalgalanma gelip geçicidir, kalıcı olan uzun vadeli planlama ve üretimdir. Ülke olarak yeniden üretime odaklanmaya mecburuz. Mart ayında kilosunu 7 liradan ithal ettiğimiz pamuk bugün 11 lira. Ya 11 lira verip alacağız ya da bugünden tezi yok daha çok üretmek için çalışacağız."

 

"HER TEZGAH 24 SAAT ÇALIŞMALI"

Daha sürdürülebilir ve rekabetçi şekilde, ölçek üretime geçilirse  krizin fırsata dönüştürülebileceğini belirten Kestelli, kaybedilen gelirlerin uzun vadede katbekat yerine konulabileceğini savundu. Sadece üretmekle kalınmaması, tüm pazarlama yollarının zorlanması gerektiğine dikkat çeken Başkan Kestelli, "Her tezgâhın 24 saat aralıksız çalışmasını sağlamalıyız. İşte o zaman başarırız. Ancak o zaman kazanırız. Ve bunu yapabilirsek ekonomimizi dış saldırılara karşı daha dirençli hale getirebiliriz" dedi.

 

IPARD DESTEĞİ

IPARD Programı ile 2011 yılından beri 42 ilde, 12 bin 377 projeye toplam 3.6 milyar lira destek sağlandığını açıklayan Işınsu Kestelli, Aralık 2017 tarihinde yapılan son çağrıda ise 1274 yeni projenin daha onaylandığını bildirdi. Tarım sektörünün ve tarımsal sanayinin gelişmesi açısından bu desteklerin büyük önem taşıdığını hatırlatan Kestelli, "Ancak IPARD programının, 42 il dışında kalan ve İzmir'in de dâhil olduğu 39 ilin tarım sektörü açısından, ciddi anlamda haksız rekabete neden olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki; özelde üreticilerimizin genelde ise tarım sektörünün karşı karşıya olduğu temel sorunlar illere göre önemli farklılıklar göstermiyor. Trabzon, Konya, Bursa, Mersin veya Manisa'da yaşanan sorunları İzmir'deki üreticilerimiz de bire bir yaşıyor. Üretim maliyetlerinin yüksekliği, tarımsal nüfusun yaşlanması, tarımsal işletmelerinin modernizasyon eksikliği, depolama imkânlarının sınırlı olması, katma değerli ürün geliştirme ve arz zincirindeki sorunlar ve daha birçok konu ülkemizin her yerinde benzerlikler gösteriyor. IPARD'ın son çağrısı kapsamında; süs bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkiler, mantar, fide ve fidan üretim tesisleri, arıcılık ve arı ürünleri üretim tesisleri, zanaatkârlık ve yöresel ürün işletmeleri, kırsal turizm ve rekreasyon faaliyetleri, kültür balıkçılığı, makine parkları, yenilenebilir enerji tesisleri yatırımları gibi birçok sektöre destek sağlandı" diye konuştu.

Özellikle süs bitkileri, fidan üretimi, kültür balıkçılığı ve yenilenebilir enerji konusunda İzmir'in kendini geliştirmeye açık olduğunu savunan Kestelli, bu alanların hepsinde İzmirli üreticiler ve yatırımcıların kendi imkânları ile bir şeyler yapmaya çalıştığını kaydetti. Bu nedenle, sektördeki haksız rekabetin önlenmesi için 42 il dışında kalan 39 il için IPARD programı veya yeni geliştirilecek benzer başka bir programın hayata geçirilmesi gerektiğini anlatan Başkan Işınsu Kestelli, şunları ifade etti:

"Amerika'da Trump'ın göreve gelmesi ile birlikte birçok ülkeye karşı korumacılık tedbirleri uygulanmaya başlandı. Birçok ekonomist küresel ekonomiye etkisi şimdilik sınırlı olan ticaret savaşlarının, orta ve uzun dönemde devam etmesi ve genişleme olasılığının önemli bir risk oluşturduğunu belirtiyor. Hem tarım sektörümüzün hem de genel ticaretimizin dünyadaki bu gelişmelerden zarar görmemesi için bizim de uygun politikaları hayata geçirmemiz gerekiyor. İhracatımızın sürdürülebilir olması için uygun maliyetli, verimliliği yüksek ve kalite açısından nitelikli ürün üretmenin yanı sıra yeni ve kalıcı ihracat pazarları oluşturmak zorundayız. Örneğin tarımsal ürünlerde, zeytin ve zeytinyağında toplam ihracatın yüzde 68'i, yaş meyve sebzede yüzde 60'ı; kuru meyve, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde ise yüzde 45'i 5 ülkeye ihraç ediliyor. Tarımsal ürün ihracatımızda önemli bir pazar yoğunlaşması söz konusu. Tarım ve tarıma dayalı sanayinin ülkemiz için önemi dikkate alınarak küresel gelişmeleri yakından takip etmek ve stratejik hamleleri ona göre belirlemek gerekiyor."

Başkan Kestelli, siyasi hamlelerin mevcut tarım ürünleri ihracatını olumsuz etkilememesi adına, yeni ülkeler ve ülke gruplarından oluşan alternatif pazarların devreye sokulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Toplantının sonunda Başkan Işınsu Kestelli ve bazı meclis üyeleri 'Şiddet dilde başlar cinsiyetçi söylemlerden uzak durarak sen de bu farkındalığa destek ol' sloganıyla yola çıkarak başladıkları farkındalık kampanyası kapsamında hazırlanan pankartlarla poz verdi. (Nevra UÇKAÇ/DHA)