CHP lideri Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi

"SAYGI DUYULMASI GEREKİR"

"Sayın Erdoğan, CHP'nin İş Bankası'ndan para almadığını söylemesi güzel bir olay. Biz İş Bankası'nın ortağı değiliz. Sadece Atatürk'ün hisselerinin temsilcisiyiz. Oradaki kazanç Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na gidiyor. Daha önce Kenan Evren de aynı yolu denemişti. Atatürk'ün hissselerini hazineye devretmişlerdi. Sonra biz dava açtık ve bu davayı kazandık. Bir dönemin dünya lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetine herkesin saygı duyması gerekmektedir. İş Bankası yönetimindeki arkadaşlar bankacılık işlerine karışmazlar, sadece Atatürk'ün hisselerini temsil ederler. Erdoğan neden böyle bir karar almaya çalışıyor anlamıyorum. Acaba onu da mı Varlık Fonu'na devredecek.

KATAR'DAN UÇAK

Türkiye, bir şeyhten uçak hibe alacak kadar küçülmemeli. Hem diyorsun dünya lideriyim, hem de kalkıp Katar Şeyhi'nden hibe uçak alıyorsun. Devletin malıymış. Devletin malıysa bırak binsin vatandaş. Eğer onuru varsa o uçağı yarın sabah iade eder. Bu ülkenin sade bir vatandaşı olarak beni rahatsız ediyor. Ülke bu kadar sıkıntıdayken, bir bakıyorsunuz beyfendi kendisine ultra lüks uçak almış. Kim o Katar şeyhi kim? Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı gaz arayan şirketlerle ortak olan Katar şeyhi. Benim ağırıma gidiyor."

 İş Bankası'ndan  açıklama;

Bugünkü yayın organlarında ve sosyal medyada yer alan Bankamızdaki Atatürk hisselerinin temsili konusundaki değerlendirmeler ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür:

Türkiye İş Bankası milli mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nın ardından elde edilen siyasi bağımsızlığın iktisadi bağımsızlıkla perçinlenmesi için 26 Ağustos 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları ve sermayeye bizzat katılımıyla kurulmuştur. 1 Milyon TL tutarındaki kuruluş sermayesi Atatürk ile yakın çevresindeki asker ve bürokratların yanı sıra Anadolu ticaretinin önde gelenlerinin mütevazı birikimlerinden karşılanmıştır.

Atatürk’ün vefatının ardından vasiyetnamesine uygun olarak Atatürk hisseleri Cumhuriyet Halk Partisi’ne devredilmiş, yine vasiyete uygun olarak hisselerin oy hakları Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kullanılmış, hisselerden kaynaklanan temettü vasiyette belirtilen şekilde Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’na tevdi edilmiştir. Banka’nın 100 yıla yaklaşan tarihi içerisinde bu hisselerin mülkiyetine ve temsiline dair ortaya çıkan farklı görüşler nedeniyle konunun yargıya taşındığı da olmuştur.

Bugün Banka hisselerinin %31,79’u halka açık olup, çoğunluk hissesi ise %40,12’lik bir oran ile Türkiye İş Bankası Mensupları Munzam Sandık Vakfı’na yani Banka çalışan ve emeklilerine, İş Bankalılara aittir. Atatürk hisselerinin oranı ise %28,09’dur.

Çoğunluk hissesi, Yönetim Kurulu teşkilinde de yine çoğunluğu Türkiye İş Bankası Mensupları Munzam Sandık Vakfı’na vermektedir. Dolayısıyla, Türkiye İş Bankası, sermaye yapısı gereğince Atatürk hisselerini temsilen Yönetim Kurulu’nda bulunan üyelerin kim olduğu ya da kim tarafından aday gösterildiğinden bağımsız olarak, olağan ticari faaliyetlerini tarihi boyunca olduğu gibi kanunlara, mevzuata, ticari prensipler ve kuruluş misyonuna uygun olarak devam ettirmektedir.

tatürk hisselerinin mülkiyet ve temsilinin vasiyet, yasalar ve yargı çerçevesinde Türkiye İş Bankası tüzel kişiliğinden bağımsız olarak belirlenmiş olduğu açıktır. Atatürk hisselerinin geçmişten günümüze CHP ve Hazine tarafından birlikte ya da ayrı ayrı temsil edildiği durumlar olmuştur. Ancak, bunun Bankamızın faaliyetleri ve iş yapış biçimi üzerinde herhangi bir etkisi söz konusu değildir. Bankamız faaliyetlerini her zaman kuruluş amacına uygun bir biçimde ülkemizin kalkınması ve gelişmesine azami katkıyı sağlamak hedefiyle, kanun, mevzuat ve ticaretin amir hükümleri içerisinde onurla, inançla, samimiyetle yerine getirmek için gereken özeni göstermiştir.

Türkiye’nin milli sermayesi olarak, üstlendiği sorumluluğun bilincini faaliyetleri ile daima ortaya koyan İş Bankası siyaset malzemesi yapılamayacak önemde bir kuruluş olup, özellikle ülkemizin yoğun ve hassas gündemi içinde tüm değerlendirmelerin bu önem çerçevesinde yapılması milli menfaat meselesidir.

Bankaların güven müesseseleri olduğunu, bu güvenin ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde hassasiyetle korunmasının bankalarımızdan ziyade milli ekonomimiz açısından önem taşıdığını kamuoyunun bilgi ve takdirine sunarız.(Habertürk)