Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi Hasan Küçükkurt, hazır yemek sektöründe artan fiyatlara karşı bazı merdiven altı firmaların düşük fiyat avantajıyla satış yaptığını belirterek insan sağlığının tehdit altında olduğunu öne sürdü.

 

EBSO Hazır Yemek Sanayi Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Hasan Küçükkurt, hububat, tohum ürünleri, şeker, un ve et fiyatlarındaki düzensiz yükselişin sektörü olumsuz etkilese de artan talepler karşısında yemek sanayisinin büyümesini sürdürdüğünü ifade etti. Ülke genelinde yaklaşık 5 binin üzerinde yemek firmasının faaliyet gösterdiğini belirten Küçükkurt, tüm imalatçılarla birlikte 67 milyar lira ciro yapan bir sektörün temsilcileri olduklarını söyledi. Son günlerde döviz kurlarındaki ani yükselmenin tarım sektörünü etkileyeceğini ifade eden Küçükkurt, şöyle konuştu:

"Mazot, gübre, tohum, tarım ilaçları ve yem hammaddeleri başta olmak üzere girdi ithal edilmek zorunda kalacağız. Tarımda üretim maliyetleri büyük oranda artacak. Bu maliyet artışlarının fiyatlara yansımasıyla tüketici gıda ürünlerini daha pahalıya almış olacak. Maliyet artışı fiyatlara yansıtılmazsa çiftçi üretim yapamaz hale gelir. Ülkemizde yanlış uygulanan tarım politikaları yüzünden tarımda dışa bağımlı hale geldik. Döviz kazandırması beklenen tarım sektörü ithalata bağımlı hale geliyor. Tarımda kalkınamazsak işimiz gerçekten zor."

 

ZAM ORANLARI

Son iki ay içinde gıda fiyatlarına gelen zamlardan örnekler veren Küçükkurt, salçayı yüzde 100, kırmızı eti yüzde 15 ile 20, ayçiçek yağını yüzde 40, kuru bakliyat, süt grubu, kanatlı grubu, pirinç ve unu yüzde 30 farkla aldıklarını dile getirdi. Tuz fiyatlarının yüzde 25 artış gösterdiğini belirten Hasan Küçükkurt ambalaj maddelerinin ise yüzde 50 ile yüzde 70 oranında zamdan etkilendiğini kaydetti. EBSO'nun olağan meclis toplantısında Türkiye Yemek Sanayicileri Federasyonu'nun yayınladığı bir bildiriyi okuyan Küçükkurt, şunları söyledi:

"Yılbaşından bu yana süren ve son dönemde yüksek oranlı artışlarla piyasaları alt üst eden döviz kurlarındaki gelişme hiç kuşkusuz üretim faaliyetlerimizi de derinden etkilemektedir. Her hafta yeni bir fiyat analizi yapmak satış fiyatlarımızı yeniden belirlemek zorunda kalıyoruz. Bu dönemde yemek fiyatlarının aynı kalması mümkün değil. Sağlık ve hijyen standartlarına uygun, kaliteden ödün vermeyen yemek sanayicileri artan maliyetler karşısında çaresiz kalmışlardır. Müşterilerin sağlıklı ve kaliteli yemeğe erişiminde maliyetleri dikkate alarak fiyatları yeniden belirlemek zorunda kalıyoruz. Artan yemek fiyatlarını fırsat bilen merdiven altı firma ve kişiler, sağlık koşullarını hiçe sayarak bu durumdan yararlanmaya çalışıyor. Yemek fabrikası yeterliliklerinin hiçbirine sahip olmayan bu işletmeler fiyat avantajıyla satış yaparak tüketicilerin sağlığını tehdit etmektedir. Siz iş ortaklarımızı merdiven altı üretimler karşısında dikkatli olmaya çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki insan sağlığının bedelinin parayla ölçülmesi mümkün değildir. Sağlıklı yemeğin ana unsuru güvenli hammadde, eğitimli personeldir. Bu nedenle toplu yemek dağıtımı yapan kuruluşların sadece fiyatları göz önünde bulundurmaması hatta ucuz teklif veren firmaları kurumlarından uzaklaştırmalarını öneriyoruz." (Nevra UÇKAÇ/DHA)