Kimi değişiklikler “kelebek etkisi”ne sahiptir. Bilindiği gibi kelebek etkisi, “bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilme” durumudur. Denir ki, bir yerlerde bir kelebeğin kanat çırpışı, dünyanın yarısını kasıp kavuran bir kasırgaya neden olabilir.

Bugünlerde Türkiye’de terör şantajıyla anayasa yapılıyor. Anayasa yapma süresi, 7 Mayıs 2013 günü alınan kararla 1 Temmuz 2013’e kadar uzatıldı.

Acaba anayasa değişikliğinde "kelebek etkisi" yaratacak olan değişiklik hangisidir?

Bazı kesimler, anayasa yapımında düğüm noktasının, AKP’nin son sürprizi olan ‘başkanlık sistemi’ olduğunu ileri sürmeye başladılar. Öcalan ‘Tayyip Bey istiyorsa destekleriz’ derken; BDP başkanı Demirtaş bir “olmaz” bir “olur” dedi. AKP başkanlık önerdi, BDP bölge idareleri… Biri tepeyi kurarken öbürü alt tarafı kurmaya girişti.

Yapılmak istenen değişikliklerde ağırlık merkezini doğru saptamak, yaşamsal öneme sahiptir.

Yaygınlaştırılmaya çalışıldığı gibi, anayasa tartışmalarında düğüm noktası ‘başkanlık rejimi’ mi?

Anayasa’nın kelebek etkisi yaratacak maddesi ‘başkanlık sistemi’ ya da başka bir nokta değil, ‘vatandaşlık maddesi’dir.

Vatandaşlık maddesinden “Türk vatandaşlığı” çıkarılıp “TC vatandaşlığı” getirildiğinde ya da yalnızca “vatandaşlık” dendiğinde şu düzenlemeler kendiliğinden yapılabilir hale gelir:

Birden fazla resmi dil kabul edilebilir,

Eğitimde, savunmada, tüm kamu hizmetlerinde ve özel sektörde birden fazla resmi dil kullanımı mümkün kılınmış olur,

Böylece “ulusal devlet” yıkılmış, yerine “milliyetler devleti” kurulmuş olur,

Bölgesel resmi dillerin kabulüyle eyalet sistemi inşası gerekli hale gelir,

Eyalet sistemi ise tepede ‘başkanlık rejimi’ gerektirir.

Elbette parlamenter sistemin ‘başkanlık rejimi’ne dönüştürülmek istenmesi önemlidir; kabul edilmesi mümkün değildir.

Elbette ‘laiklik ilkesi’ önemlidir; bundan vazgeçilmesi mümkün değildir.

Elbette Atatürk ilke ve devrimlerinin tarihsel temel olarak kabul edilmesi, vazgeçmeyeceğimiz tavırların başında gelir.

Elbette “sosyal devlet”, “hukuk devleti”, “kuvvetler ayrılığı”, “yargının bağımsızlığı”, “temel hak ve özgürlükler” çok önemlidir.

Anayasanın tüm temel ilkeleri ve hatta her cümlesi önemlidir.

Ama, bugün yaşadığımız ortamda anayasa değişikliklerinin sert çekirdeğini “vatandaşlık tanımı” oluşturur.

Ya da şöyle diyebiliriz:

Anayasa değişikliklerinin kelebeği ‘vatandaşlık tanımı’dır; onun değiştirilmesi, tüm siyasal ve toplumsal yaşamı baştan aşağıya değiştirir. [BAG, 8 Mayıs 2013]