CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, yardıma muhtaç edilen vatandaşların artmasıyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yaptı. İşte Purçu'nun açıklamaları:

6 Kasım 2018 Salı günü Grup konuşmasında Sn. Recep Tayyip Erdoğan “Sosyal yardımlara gelince ülkemizin zenginliğini tüm kesimlere yayma aracı olarak görüyoruz. Kimsesiz çocuğundan yaşlısına, kadınından engellisine, genç kızından madde bağımlısına, terör mağdurundan Romanlarımıza kadar toplumun her kesimini kucaklayan bir sosyal yardım politikasını uyguluyoruz. İşte bu anlayışla iktidara geldiğimizde yılda 2 milyar olan sosyal yardım ödemelerini bu yıl itibarıyla 38 milyar liraya yükselttik.” açıklamasını yapmıştır.

Görüyoruz ki, sosyal yardım ile kendine bağımlı bir kitle yaratmakla övünen bir iktidar var karşımızda!

Ülkemizde milyonlarca yurttaş yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. AKP iktidarından beklenen ise geçen 16 yıllık süreçte bu yoksulluk miktarını azalması ve istihdamın arttırılarak sosyal yardımlara muhtaç olmayacak düzeyde bir yaşamın sağlanmasıydı.Bugün gelinen süreçte Sayın Erdoğan sosyal yardımları arttırmakla ki bu aynı zamanda muhtaç vatandaş sayısının arttığının da itirafıdır, yoksullaşan yurttaşların sayısının artması ile övünmektedir. 

AKP’nin 16 yıllık iktidarında görüyoruz ki daha çok yardıma muhtaç bir toplum olmuşuz… AKP 16 yıllık icraatlarını anlatırken 2 milyardan 38 milyara çıkarttığı sosyal yardımları başarı olarak değerlendiriyor. Sosyal Devletin gereği olarak yapılan yardımlar AKP iktidarı başarısı değil Avrupa Birliği Uyum yasaları çerçevesinde aslında bir gerekliliktir.Sosyal devlet, fakirleştirilmiş halk kitleleri yaratmak değil; sosyal, ekonomik ve toplumsal yaşama geniş halk tabanının katılımının sağlanması ve bireylerin ekonomik özgürlüklerinin kazandırılması demektir. 

Sosyal yardımların gerekliliği açıktır.Hedeflenen yoksulluğu ve yardıma muhtaç insan sayısını azaltmak olmalıdır. Şimdi bu açıklamaya istinaden sormak gereklidir, bu 38 milyar kimlere hangi miktarlarda ve nasıl verilmiştir? Yoksulluğu azaltıcı hangi adımlar atılmıştır?Ne kadar istihdam yaratılmıştır? Yoksul halk kitlelerinden alınan ağır vergilerle, yine yoksullara yardım yapmakla övünmek tarihsel ve siyasal bir utançtır.  Yoksullaştırılan kesimlerin başında da Romanlar gelmektedir. 

Bu sosyal yardımlardan Roman vatandaşlarımızın yararlandığını söylemek Romanların sorununu çözmüş olmuyor. Roman açılımı ile iktidar tarafından romanlara verilen sözlerin tutulmadığını hepimiz biliyoruz. Romanlar, kendilerinin dezavantajlı gruplar olarak görülmesi yerine; eğitimde, sosyal yaşamda, kamuda ve özel sektörde kendilerini eşit bireyler olarak görmek istiyorlar.

Kaldı ki bu yardımlardan Türkiye Cumhuriyeti’nin dezavantajlı vatandaşları eşit haklarla yararlanamıyor.Avrupa Birliği Sosyal Politikası ve Türkiye’nin uyumunda; Sosyal yardım yararlanıcılarının belirlenmesine yönelik olarak da kullanılan yöntemlerin sağlıklı yürüdüğü söylenemez. Çünkü bu yardımların kimlere yapılacağı AKP teşkilatları tarafından belirlenen isimlere öncelik verilerek yapılıyor. Bu önceliklerin yolu, hangi mahallede AKP’ye oy fazla çıktı ise o mahallenin sosyal yardım alacak vatandaşı öncelik kazanıyor. Ancak İzmir’de Roman vatandaşların İş-Kur kuralarına dahi alınmadığını biz bu iktidar döneminde yaşadık. Ötekileştirilen, yok sayılan, dezavantajlı hale getirilen Roman vatandaşlar, AKP döneminde yerlerinden edilmiş, yoksullaştırılmış, eğitim ve sosyal haklarından mahrum edilmiş ve en sonunda da yardıma muhtaç hale getirilmiştir. Oysa iktidarın yapması gereken yardıma muhtaç hale getiren sistemi değiştirmek; istihdam yaratmak ve Romanların hakkı olan ekonomik özgürlüğün kazanılmasının alt yapısını sağlamaktır.