CHP’li Polat, Çevre Bakanı Kurum’dan denizlerdeki kirliliğe çözüm bulunmasını istedi. Foça’dayakın dönemde yaşanan felaketin kaynağının günlerce bulunamadığını, uygulanan cezaların yeterli olmadığını belirten Polat, “İzmir Seferihisar ve Dikili Kabakum mevkiinde, mavi bayraklı denizlerde maalesef kirlilik oranları yüksek. Bu konuyu çevre il müdürlüklerine aktarmaya çalıştığımız halde yeterince ilgilenilmiyor. Daha dikkatli olunmalı” dedi.

İzmir’in kıyı planlarının 2016 yılından bu yana bekletildiğini ifade eden Polat, “İzmirliler bir an önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bu planların onaylanmasını istiyor” dedi. Polat, imar planları yapılırken Yeşil Ev Projesi’nin gerçekleştirilebileceğini, böylece kanalizasyon suları ile kullanma sularının ayrılabileceğini söyledi.

TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’dan mavi bayraklı denizlerdeki yoğun kirliliğe çözüm bulunmasını istedi. Foça’da yakın dönemde yaşanan kirlilik felaketinin kaynağının günlerce bulunamadığını, uygulanan cezaların yeterli olmadığını belirten Polat, “İzmir Seferihisar ve Dikili Kabakum mevkiinde, mavi bayraklı denizlerimizde maalesef kirlilik oranları yüksek. Bu konuyu il çevre müdürlüklerine aktarmaya çalıştığımız halde yeterince ilgilenilmiyor. Daha dikkatli olunmasını istiyoruz” dedi.İzmir’in kıyı planlarının 2016 yılından bu yana bekletildiğini ifade eden Polat, “İzmirliler bir an önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bu planların onaylanmasını istiyor” dedi. 

YEŞİL EV PROJESİNİ ÖNERDİ

Polat, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bir konuşma yaptı. İmar ile çevrenin aynı bakanlıkta olmasının bir takım sakıncaları olduğunu, ancak bunların iyi değerlendirilmesi durumunda avantajlarının da olabileceğini ifade eden Polat, “Örneğin, evlerle ilgili yeni imar planları yapılırken Yeşil Ev Projesi’ni gerçekleştirebilirsiniz hem çevre hem de imar açısından. Kanalizasyon suları ile kullanma sularını ayırıp, o suların bir kısmını ağaçların bakımında, sulamada kullanabilirsiniz diye düşünüyorum” dedi.

Bugüne kadar kendisinin Bakan Kurum’a yönelik 8 soru önergesi verdiğini, ancak bunlardan sadece birine yanıt aldığını ifade eden Polat, bu konuda daha fazla özen gösterilmesini istediklerini bildirdi.

“MAVİ BAYRAKLI DENİZLERİMİZDE KİRLİLİK ORANI YÜKSEK”

CHP’li Polat, mavi bayraklı denizlerin geliştiğini, ancak bunun da hızla kirlenmeyi getirdiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Kirlenme konusunda ciddi önlemler alınması gerekiyor. Foça’da bu yaz yaşadığımız felaketleri biliyorsunuz. Günlerce kirlilik kaynağının nedenlerini bulamadık. Uygulanan cezalar da maalesef yeterli değil. Yine, seçim bölgem olan İzmir’in Dikili ilçesi Kabakum mevkii denize girilemeyecek kadar çok mikroplu olduğu tespit edildiği halde, bir milletvekili olarak sizin ilgili çevre müdürlüklerinizle kontak kurmaya çalıştığım hâlde yeterince ilgilenmediler. Buradan da bunu bir serzeniş olarak aktarayım. Seferihisar ve Dikili Kabakummevkisinde, mavi bayraklı denizlerimizde maalesef kirlilik oranları yüksek. Bunu sizin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünüz de biliyor. Bu konularda size ne kadar yanıt veriliyor, onu bilmiyorum. Daha dikkatli olunmasını istiyoruz.”

“İZMİRLİLER KIYI PLANLARINI BEKLİYOR”

İzmir’in kıyı planlarının 2016 yılından bu yana bekletildiğini ifade eden Polat, “İzmirliler bir an önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bu planların onaylanmasını istiyor” dedi. Polat, Ergene ve Gediz gibi havzalarda sadece çamur arıtmayla bu bölgelerin ayağa kaldırılamayacağını belirterek, “Bu durum, sizlerin de bürokratlarınızın da büyük bir sorumluluğu. Oraların tekrar yaşanabilir yerler olması, oraların tekrar kullanılabilir su havzaları hâline dönüştürülmesi Bakanlığınızın önemli görevlerinden biridiye düşünüyorum” diye konuştu.

“YENİ SANAYİ ALANLARI OLUŞACAK KENTLERE YÖNELMELİYİZ” 

Polat, Bakan Kurum’un sunumunda Hazine mülklerinin 20 hektardan daha büyük kısımlarının sanayiye kazandırılması gerektiğini söylediğini anımsatarak, “Özellikle sanayinin gelişmiş olduğu şehirlerimizde daha fazla sanayi alanları yaratmamız, o şehirlerimizi yaşanabilir kılmamakta. Yeni sanayi alanları oluşacak kentlere yönelirsek hem oralarınyerinde kalkınmasını sağlamış oluruz, hem de diğer şehirlerdeki yükleri biraz daha azaltmış oluruz” dedi.