EGE MECLİSİ - İzmir’de düzenlenen Ege Ekonomik Forum’da konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, “Bölgedeki sorunlar çözülecek ve asıl ondan sonra bölgedeki ekonomik canlanma inşa ve imar çalışmaları başlayacak. Bölgenin her türlü sorununu doğrudan karşılayan ülke olarak bölgenin imarında ve inşasında işin merkezinde olmamız, buna hazır olmamız lazım” dedi. Yıldırım ayrıca, “Ekonomik sıkıntılar asla moral bozmasın. Türkiye bu sınamalardan çok geçti. Hepsinden de yüzünün akıyla çıktı" diye konuştu. 

İzmir'de Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Ege Ekonomik Forum, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla yapıldı. Ege'nin Türkiye'nin ekonomik potansiyelini en üst düzeye taşıyacak bir bölge olduğunu vurgulamak adına düzenlenen foruma ayrıca Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Kurulu Başkanvekili Nihat Zeybekci, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, AK Parti İzmir milletvekilleri, EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve meslek odaları yöneticileri ile iş dünyasından çok sayıda isim katıldı. Forumda konuşan TBMM Başkanı Yıldırım, bölgedeki sorunların çözüleceğini ve asıl ondan sonra bölgedeki ekonomik canlanma inşa ve imar çalışmalarının başlayacağını belirtti. Bölgenin her türlü sorununu doğrudan karşılayan ülke olarak bölgenin imarında ve inşasında Türkiye’nin işin merkezinde olması gerektiğini kaydeden Yıldırım, “Ekonomik sıkıntılar asla moral bozmasın. Türkiye bu sınamalardan çok geçti. Hepsinden de yüzünün akıyla çıktı. Bu sıkıntılar da geçecek. Ülkemiz büyümeye, kalkınmaya, milletimizin yüzünü güldürmeye devam edecektir” dedi. 

“ABD’de yapılan seçimlerden sonra dünyanın ayarı bozuldu” 

Forumun ilkine katıldığında başbakan olduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu: 

“O günkü toplantıda ‘küresel ekonomide toparlanma olacak’ demişim. 2018’de tatmin edici bir seviyede olmasa da küresel ekonomide bir toparlanma söz konusu. Yıl sonu itibariyle küresel ticaretin 20 trilyon dolara yaklaşacağı öngörülüyor. Konu başlığı; küresel gelişmeler ışığında bölgesel değerlenmeler. Küresel gelişmeler, bizi mutlu edecek düzeyde gitmiyor. ABD’de yapılan seçimlerden sonra dünyanın ayarı bozuldu. Bilhassa korumacılık, günübirlik alınan keyfi kararlar, zaten küresel güç dengesi çoktan beri bozulmuştu. Dünyada her gün yeni krizlerin, yeni öngörülemez bir sürecin başlamasını da hızlandırmaya başladı. ABD’nin bölgemize yönelik, doğu komşumuz İran’a yaptırım kararı, Rusya’ya ve bu gölgeye uyguladığı ekonomiyi, döviz kurunu kullanarak, doları kullanarak uyguladığı dolaylı ve doğrudan baskılı yaptırımları bölgesel gelişimleri çok olumsuz yönde etkilemektedir.” 

“Onlar her şeyi dolar olarak görüyor” 

Dünyanın değiştiğini, değişimin birçok yönde olduğunu, bölgesel sorunların yeni tehditler getirdiğini kaydeden Yıldırım, “Mesela bugün 265 milyon insan kendi vatanında yaşamıyor. 70 milyon sığınmacı. Olayların yoğunlaştığı bölge bizim bölgemiz. Türkiye’nin etrafındaki özellikle güney sınırlarımızda müthiş bir kaos, otorite boşluğu, terör, kan ve gözyaşı var. Türkiye’nin yanı başında olan bu olaylardan ülkemizin etkilenmemesi söz konusu değil. Çok fazla bedel ödüyoruz. 8 yıldır biz bu bedeli ödüyoruz ama her şeye rağmen biz değerlerimiz, tarihimiz, kültürümüz, ecdadımızdan bize kalan miras gereği bize yakışanı yapıyoruz. Darda kalana ‘ne haliniz varsa görün’ demiyor, kucak açıyoruz. Ekmeğimizi, evimizi paylaşıyoruz, hayata tutunmalarına yardımcı oluyoruz. Emperyal emelleri olan ülkeler bunu anlamakta zorlanıyor. Onlar her şeyi dolar olarak görüyor. Ama insan da var. İnsanın olmadığı yerde hayat da, yaşam da olmaz. ‘İnsanı yaşat ki dünya yaşasın’ fikri bizim medeniyetimizin fikridir. Osmanlı bunu 600 yıl boyunca uygulamıştır” dedi. 

“Tabii Türkiye’yi kıskanacaklar” 

Türkiye’nin 16 yıllık bir başarı öyküsü olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Kim ne derse desin 2002 yılı, bakan olarak göreve başladığımda Türkiye’nin alt yapı gelişmişlik düzeyi 39. sıradaydı, 2017’de 9. sıraya yükseldi. 39’dan 9’a. Bizim zaten hedefimiz parmakla sayılan ülkeler arasına girmek. Demek ulaşım, iletişim altyapısı bakımından bunu şimdiden başarmışız. Sağlıkta da bunu başardık. Sağlıkta ilk 10 ülke arasında, hatta daha aşağı sıralarda yerimizi aldık. Gelişmiş ülkelerin çok daha üzerinde sağlıkta vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Türkiye’deki bölünmüş yolların, sosyoekonomik yapısına etkisi ile ilgili yapılan araştırmada bölünmüş yollarla birlikte ölümlü trafik kazalarında yüzde 63 azalma oldu. Bölünmüş yollarla beraber illerin aralarındaki ticareti yüzde 40 arttı. Türkiye’nin büyümesine doğrudan yüzde 1 artı katkı sağladı. Ortalama iller arasındaki seyahat süresi 1,5 saat azaldı. Daha birçok şey var. Ayrıca illerde ihracat arttı. Türkiye’nin 15 yıl önce ihracat yapan il sayısı 12-13’tü, şimdi tamamında ihracat yapıyoruz. İhracat 6 milyardan 15 milyar dolara çıktı İzmir’de.” 

“Her türlü terör örgütü bu ülkenin başının belasıdır” 

Konuşmasında terörle mücadele konusuna da değinen Yıldırım, “Her türlü terörle etkin mücadele bizim için beka meselesi. Bazı dostlarımız özgürlük, demokrasi gerekçeleriyle cömertçe tenkitlerini sürdürüyor. İstedikleri şey ‘terörle mücadelede bu kadar azimli olmayın, bu ayrılıkçılara, terör örgütlerine müsamahakar davranın, ülke bölünse de bir şey olmaz’ mesajı veriyorlar. İzmir’den, milli hassasiyetlerin en zirvede olduğu bu şehirden söylüyorum; her türlü terör örgütü bu ülkenin başının belasıdır ve hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemelidir. Bunları doğrudan ve dolaylı destekleyenlerin kim olduğunu biliyoruz. Amaçları insan kaynağımızı tüketmek, enerjimizi, ekonomimizi, ekonomik istikrarımızı, ülkenin öngörülebilirliğini tartışmaya açmak. Türkiye gıpta edecekleri işler yapıyor. 10 yılda 20 bin kilometre üzerinde bölünmüş yol yaptı Türkiye. 10 yılda küresel krizin amansız devam ettiği süreçte Türkiye dünyanın en büyük havalimanını yaptı. Dünyada 10 yılda 10 tane mega projenin 6’sını Türkiye yaptı. Tabii Türkiye’yi kıskanacaklar, ‘çok oluyor’ diyecekler. Ne derse desinler, bizim yegane gücümüz, kaynağımız 81 milyon vatan evladıdır. O gücü de 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir” dedi. 

“Dünyanın zenginlik merkezi doğuya geçecek” 

Bölgedeki sorunların çözüleceğini ve asıl ondan sonra bölgedeki ekonomik canlanma, inşa ve imar çalışmalarının başlayacağını ifade eden Yıldırım, “Gelişmiş ülkelerde daralma devam derken ve onlar mevcut elde ettikleri zenginliği kaybetme endişesi yaşarken bizim bölgemizde ışık daha da parlak şekilde yükselmeye devam edecek. Dünyanın zenginlik merkezi 70’li yıllarda ABD’deydi, 80’li yıllarda Avrupa’daydı, şimdi artık bizim bölgemize doğru geldi ve doğuya doğru gidiyor. Bu bir süreç. Geçmiş asırlarda zenginlik doğudayken batıya geçti ve şimdi geri dönüyor. Giderken de, gelirken de geçtiği yer Anadolu toprakları. Zorluklar var ama zorluk olmayınca zaten hayatın bir anlamı kalmıyor. ‘Derdi olmayanlar ölülerle delilerdir’ derler. Bana sorarsanız onların da derdi var ama ifade edemiyorlar. O halde sorunumuz olacak, dertlerimiz olacak; bu bizim hayata tutunmamızı, mücadele azmimizi de geliştirecek” dedi. 

“Hiçbir hizmet cezasız kalmaz” 

Bölgede tehditlerin yanında büyük fırsatların olduğunu kaydeden Yıldırım, “Bölgenin her türlü sorununu doğrudan karşılayan ülke olarak bölgenin imarında ve inşasında işin merkezinde olmamız, buna hazır olmamız lazım. Ege Bölgesi İzmir’in lokomotif olduğu 10 ille beraber Türkiye’nin üreten, katma değer oluşturan bölgesi olmuştur. Bu yarın da böyle olacaktır. Bölgenin her türlü altyapısı hazır hale getirilmiştir. İzmir’in ihracatta, tarımda, turizmde, eğitimde çok büyük potansiyeli var. Ege’nin STK’larını bir araya getirerek daha fazla İzmir ortak paydasında gayret göstermemiz lazım. Sadece 2011’de değil önce de İzmir’e her zaman bulunduğu görevlerde pozitif ayrımcılık yaptım. Sorunlarına her zaman laf olsun diye yaklaşmadım. İZBAN projesi önümüze geldiğinde enkazdı. ‘Hizmette siyaset olmaz’ dedik. Konak Tüneli yapılırken neler çektik. Hiçbir hizmet cezasız kalmaz ama fark etmez. Biz inat da bir murattır diye hizmet etmeye devam edeceğiz. Çıkışımız budur. Gençlerimizin geleceği için buna ihtiyacımız var. En büyük kaynak petrol, doğalgaz değil, genç insandır. İnsan kaynağı bitmeyen kaynaktır. O da bizde var. Kaynağı dışarıda aramamıza lüzum yok” diye konuştu. 

“Bu değişimi ıskalarsak bir adım geride kalırız” 

Dünyanın hızlı ve çabuk değiştiğini söyleyen Yıldırım, bu değişimi ıskalarsak bir adım geride kalacağımızı belirtti. Yıldırım, “Artık sürücüsüz arabaları konuşuyoruz. Kaptanı olmayan gemiler de var. Robot teknolojiler var. Üç boyutlu yazıcılar var. Sanal gerçeklik var. Nesnelerin iletişim var. Var oğlu var. Bunlar hayal değil. 15 yıl çerisinde uzmanların tahminlere göre bugün var olan mesleklerin yarısı ortadan kalkacak. Şaka değil. Eğer yerine gelecek mesleklere kendimizi hazırlamazsak bizi bir yandan işini kaybetmiş insanlar bir yandan da gelişen teknolojini arkasına düşmüş bir ülke bekliyor. Birbirimizi yoran, yıpratan konuları değil, ülkemizi ileri taşıyacak konulara daha fazla zaman ayırmamız lazım” ifadelerini kullandı. 

“Yeni açılımlar getirecek” 

İzmir Valisi Erol Ayyıldız da şunları söyledi: 

“İzmir, sanayi, ticaret ve tarım sektörlerinde büyük potansiyeller sunan bir kentimiz. Konumu ve yapısı ile her zaman dışa açık bir durumdadır. Bu nitelik ve potansiyelini değerlendirmek amacıyla yapılan çalışmalar da büyük önem arz etmektedir. Bu forumun bu anlamda bölge ekonomisine yeni açılımlar getireceğine inanıyoruz.” 

“Bu işten galip çıkmak zorundayız” 

Forumda konuşan EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam, “Geçen sene forumun ilkini yaptık, İzmir ve Ege’den çok güçlü geri dönüşler aldık. Bundan 26 yıl önce 10 Ege ilinin vali, büyükşehir belediye başkanları, sanayi ve ticaret odaları, üniversiteleri, iş insanları ve STK’ların katılımıyla bu işi gerçekleştiriyoruz. Tümüyle toplumun her kesiminin temsil edildiği 127 mütevelliden oluşan bir vakıf EGEV. Ege, 10 bölge ilinin 8 bin yılı aşkın tarihsel ve ticari geleneği ile çok güçlü bir bölgedir. Şehirlerinin rekabet ettiği değil, şehirlerin önceliklerini paylaşarak yeni fırsatlar oluşturup güçlü bölgesel kalkınmayı hayata geçirmek için lobi yapan bir vakıftır EGEV. Zorlu bir süreçten geçiyoruz ama dünyada da yeniden ticari savaşlarla ortaya çıkan çok ciddi ekonomik zorluklar var. Biz bu işten galip çıkmak zorundayız. Bunun için üretmeliyiz. Katma değeri yüksek üretim yapmalıyız. Marka oluşturmalıyız, patent almalıyız. Tüketirken Türk malı tüketmeye özen göstermeliyiz. İthalata dayalı değil üretime dayalı büyümeyi kendimize şiar edinmeliyiz” dedi. 

Forum iki gün sürecek 

"Değişen Küresel Ekonomik Sistemde Nasıl Doğru Konumlanabiliriz?" isimli oturumla Swissotel Büyük Efes Oteli'nde başlayan Ege Ekonomik Forum'da "Yeni Denge Arayışında Ege'nin Rolü", "Yarının Üretim Modeli: Endüstri 4.0", "Yarının Dünyasında Ege Kentleri ve Yaşam Alanları", "Tarım ve Gıdada Yeni Politika Arayışları", "Tarım 4.0: Tarımın Geleceğinden Toplumların Geleceğine", "Sürdürülebilir Hayvancılık ve Ege Bölgesi için Fırsatlar", "Ege'nin Başarılı Kadınları" ve son olarak "Ege Bölgesi Spor Ekonomisi" konularında sunumlar yapılacak. Forum, yarın da devam edecek. 

TBMM Başkanı Yıldırım, PTT Trade’i açtı 

İthalatçı ve ihracatçı firmaları tek çatı altında buluşturan PTT Trade Akıllı Pazaryeri’nin açılışını yapan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Dünya kendiliğinden değişmiyor. Değişimin dinamikleri akıl ve bilgi. Eskiden alın teri vardı şimdi akıl teri var. Bu yatırım 2023 hedeflerini yakalamamızda büyük katkı sağlayacak” dedi. 

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, PTT’nin ithalat ver ihracatlarını tek çatı altında buluşturacağı PTT Trade’in (akıllı pazaryeri) açılış toplantısına katıldı. İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, milletvekilleri ve iş insanları katıldı. 

“Eskiden alın teri vardı şimdi akıl teri var” 

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Türkiye’nin dünya devletler ailesinde rekabet gücünü artıracak anlamlı bir yatırım olduğunu belirterek, “Teknoloji gelişiyor, geliştikçe alışkanlıklarımız da hayat tarzımız da ekonominin yapısı da değişiyor. Ekonominin değişmesi sanayiden ticarete sosyal yapıdan kültürel yapıya kadar geniş bir değişimi beraberinde getiriyor. Değişimin gerisinde kalmamak için son 6 yıldan beri büyük hamleler içinde olduk. Geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız gurur abidesi İstanbul Havalimanı en son ve somut örneklerden bir tanesidir. Dünya kendiliğinden değişmiyor. Değişimin dinamikleri akıl ve bilgi. Eskiden alın teri vardı şimdi akıl teri var. İnternet üzerinde satış yapan firmalar cirolarını en yüksek olan firmalar. Ali baba, Amazon gibi. Esasında işin başındayız. Bugün dünya ticaretinin yüzde8,5’u sanal veya internetten yapılan ticaret” dedi. 

“E ticareti elinde borularla üfleyerek yapamasın” 

Elektronik ticarette büyüme oranı ülke büyümesinin en az 3 katı olduğunu ifade eden Yıldırım, Doğrusal bir büyüme yok. Demek ki ülkenin rekabet gücünü koruması için bu alana yani akıl terine daha çok yatırım yapmamız lazım. Değişimi ıskalar, okuyamazsak ‘off line ülke’ konumuna düşeriz. Bunun için biz internet alt yapısını yurdun en ücra köşelerine kadar götürdük. A ltyapı olmayınca nasıl ticaret yapacaksınız. E ticareti elinde borularla üfleyerek yapamasın. Altyapı yapacaksın, bunda sonrası organizasyon. Bugün PTT işi ileri götürüp toptan satışlara götürüyor. Vatandaş satıcı buluşmasında bir adım ilerisi satıcı alıcı firmaların internet ortamında buluşturulması ve ticaretin gerçekleştirilmesi. Türkiye’de toplam ticaretimizin yüzde 3,5 kadarı elektronik ortamdan yapılıyor. Bu platformlar sadece PTT ile sınırlı kalmamalı her sektörde bu uygulamalarını artırmamız lazım” diye konuştu. 

“Kim pul yapıştırıp mektup yazıyor” 

“Eskiden mektup vardı. Mektubu kim yazıyor artık üzerine pul yapıştırıp” diyen Yıldırım, “PTT bu gelişmeleri hayata geçiriyor. PTT’nin önü açık, PTT kendini adım adım Türkiye’nin bir markası olma yolunda ilerliyor. Bizim hedefimiz marka sayısını artırmaktır. Başkaları için çalıştık. Ama markayı koyan parayı alıyor. Pamuk tarlada 3 lira, onu yapıyorsun elbise oluyor 200 lira. Endüstriyel yüksek ürün yapma mecburiyetindeyiz. Eskisi gibi işgücü ucuz değil. Çalışma şartlarının kuralları sosyal haklar çok gelişti. Bütün bunları yerine getireceğiz aynı zamanda bunların hiçbirinde haberi olmayan ülkelerle yarışacağız. Bu mümkün değil. O halde başkalarının yapmayacağı, katma değerli işler yapmak gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

“2023 hedeflerini yakalamada önemli katkı sağlayacak” 

PTT Trade’in Türkiye’nin 2023 hedeflerini yakalamasında büyük b ir katkı sağlayacağını ifade eden TBMM Başkanı Yıldırım, PTT’nin bugüne kadar yaptığı gibi bu yatırımda da başarıyı mutlaka yakalayacağını söyledi. 

Siyasi iradenin, güven ve istikrar ortamının önemine de işaret eden Yıldırım, “En iyi ekibiniz olsun ülkenizde istikrar yok, güven yok. İstediğiniz kadar kabiliyetiniz olsun. İşe yaramaz. Türkiye’de insan kaynağı kabiliyeti her zaman var. Ama o kabiliyetlerin katma değere dönüşmesi için siyasi irade lazım” dedi. 

“E- ticarete yeni bir soluk geliyor” 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan da 35 İzmir 35 proje kapsamında hayata geçirilen PTT Trade’in önemli katkılar sunacağını belirterek, “İzmir merkezli e ticaret merkezlerinin birinci fazı ePttavm.com 2012’de açılmıştır. Kuşkusuz dünya ticaretinin seyrini değiştiren öneminin her geçen yıl arttığı dönemde bu portalın faaliyet göstermesi ülkemizin ekonomik hedefleri açısından da önem taşımaktadır. Artık toplumsal yaşam da ticari yaşam da hemen herkesin ilgili olduğu internet üzerinden şekilleniyor. İnternet bir yanda algı ve alışkanlıkları değiştiriyor. Diğer yandan işletmelerin dünyaya çalışmalarında pazarlama kültür stratejilerini geliştirmede büyük fırsatlar sunuyor. Tüm bu gelişmelere kayıtsız kalmayan PTT’miz, PTT Trade ile e ticarete yeni bir soluk getirmeyi amaçlanmaktadır. Alıcı ile satıcıyı buluşturan onların ticari faaliyetlerini gerçekleştirmesinde fark ortaya koyacaktır. Ülkemizde üretilenlerin dünyaya pazarlanmasını ve satışın çok daha etkin hale getirecektir. Toplu satış ve e-ihracata dair yazılım, donanım ve ofis imkanları sunmada platform zemini oluşturacaktır. Firmaların yurtdışı pazarlarına açılmada önemli rol üstelenecektir. 2023 e-ticaret hedefi 350 milyar TL’dir. PTT Trade bu hedefin gerçekleşmesinde önemli katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi. 

Halkın internetten alışveriş yapmaya eğiliminin arttığını dile getiren Bakan Turan, “ İnternetten alışveriş yapanların sayısı 17 milyon 325 bini geçmiş durumda . Geçen yıla göre bu yüzde 5 artış göstermiştir. Her 10 haneden 8’iinternet erişimine sahip. Tüm bunlar e ticaretin geleceği hakkında net fikirler vermektedir. Kuşkusuz dünyayla entegre olmuş genç dinamik yapımız ilerleyen yıllarda daha da aktif olacaktır. PTT bu alandaki yatırımları ile öncü roller de üstelenecektir. Bu yatırımların ülkemizin ilerleme hamlesine büyük katkı sunacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. 

“Onların Ali Babası varsa bizim de Binali Babamız var” 

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise, “Çünkü bize göre İzmir, hem tarihsel geleneğinden gelen ihracatın, hem de dijital çağın olmazsa olmazı e-ticaretin geliştirilmesi hususunda en uygun şehirdir. Artık sanayi ve enerji firmalarının değil, teknoloji firmalarının başrolde olduğu dijital ekonomik çağ, “uzakları yakın edeni” başarılı kılıyor. Piyasa değerleri birçok ülkenin milli gelirinden daha büyük olan Google, Apple, Microsoft, Facebook ve e-ticaret devleri Amazon ve Alibaba örnekleri ortada. Onların bir Alibaba’sı varsa, bizim bin Alibaba’mız var.Türkiye’de 2016’da 30,9 Milyar TL olan e-ticaret hacmi, 2017’de 42,2 Milyar TL’ye yükseldi. Bu rakamın 2018 yıl yılsonu itibariyle 50 Milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. 2 yılda alınan yol etkileyici.Dünyada e-ticaret yıllık yüzde 25 civarı büyürken, Türkiye’deki büyümenin yüzde 37 civarında olduğu görülüyor. Bu hızlı büyümeyi kısa sürede milyonlarca kullanıcıya ulaşan E-PTT AVM gibi milli firmalarımıza borçluyuz” dedi. 

Toplantının sonunda İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’in PTT Trade’e temsili üyelik kartını TBMM Başkanı Binali Yıldırım onaylayarak takdim etti.

Ege Denizi 7/24 izlenecek 

İzmir Gemi Trafik Sistemi Merkezi düzenlenen törenle açıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, ülke deniz ticaret filo kapasitesinin dünya denizcilik filosuna göre yüzde 75 büyüme gösterdiğini belirterek, açılan merkezde gemi trafiğinin son teknoloji ile 7 gün 24 saat izlenebileceğini söyledi. 

İzmir Gemi Trafik Sistemi Merkezi'nin açılışına TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürü Okay Kılıç, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ve AK Parti İzmir milletvekilleri katıldı. Törende yaptığı konuşmada yedi denize hükmetmiş ecdadın torunlarına yakışan bir hizmette bulunduklarını belirten TBMM Başkanı Yıldırım, “Milletçe denizcilerimizi gururlandıran bu projenin hayata geçmiş olmasından bahtiyarlık duyuyorum. Denizde can ve mal emniyeti artmış olacak. Piri Reis’in torunlarına yakışan da budur. Denizde emniyet konusu ile ilgili ilk yaptığımız, Boğazlar Gemi Trafik Sistemi'dir. 2003’te hayata geçmişti. Daha sonra yaşadığımız gelişmeleri, denizde can ve mal emniyeti doğuracağı sonuçları dikkate alarak bütün kıyı şeridimizde, denizlerimizde genişletme kararı almıştık. Bu bağlamda da diğer gemi trafiğinin en yoğun olduğu İzmit, İzmir ve Mersin’de bu istasyonların kuruluş çalışmaları başlamıştı” dedi. 

“2003’te Tük gemileri kara listedeydi” 

Bu proje ile Türkiye'nin denizlerdeki hakimiyetini perçinleyeceğini söyleyen Yıldırım, “Denizcilik meşakkatli iş, küresel bir iş. Yerel kalarak denizcilikte başarılı olma şansınız yok. Yedi denizde bayrağımızı dalgalandırıp, itibarımızı yukarı çıkarmak için uluslararası bütün mevzuata hakim olmamız lazım. Bu da yetmez, uluslararası sularda kara listeye girmeden gemilerimizin bayrak dalgalandırması lazım. Hal böyle miydi? 2003’te Tük gemileri kara listedeydi. Çıktığı ilk limanda tutuluyordu. Hem itibarımızı hem de ticaretimizi olumsuz etkiliyordu. Yoğun çalışmalar, denizcilikte değişim ve dönüşümü hayata geçirmemize vesile oldu. Akdeniz’i Türk gölü haline getiren Barbaros Hayrettinlerin, Oruç Reislerin izinden giden bugünkü denizcilerimizle iftihar ediyorum. 2002 yılından beri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşıma hedefi doğrultusunda çalışmaları sürdürüyoruz. Merkezin denizde can ve mal emniyetine çok daha fazla katkı sağlayacağı aşikardır. Bu gelişmiş ülkelerin ancak yapabileceği bir iştir. Türkiye bu anlamda gelişmiş ülkelerle yarışan bir konumdadır. Uluslararası Denizcilik Örgütünde de itibarı yüksektir. ‘Denizlere hakim olan dünyaya hakim olur’ sözü bize Barbaros Hayrettin Paşa’dan mirastır. Kara hudutlarımızın uzunluğu, deniz hudutlarımızın sadece 3’te 1’i kadardır. Türkiye denizci bir ülke, Türk milleti denizci bir millettir. Denizci millete de denizciliğe böyle hizmet etmek yaraşır” diye konuştu. 

“Denizciliğe sadece taşımacılık gözüyle bakmıyoruz” 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan ise, dDünyada olduğu gibi ülkemizde de uluslararası ticaretin büyük bölümünün deniz yoluyla yapıldığını dile getirerek, “Dünya taşımacılığında yüzde 84’ü güvenli, çevre dostu ve düşük maliyet nedeniyle deniz yoluyla yapılıyor. Bir ürünü deniz yoluyla taşımak daha ekonomik. Rakamlar dünya ve ülkemiz için denizcilik sektörünün önemini önümüze koyuyor. Ülke olarak dünyanın en güzel deniz coğrafyasına sahibiz ancak bu potansiyeli hayata geçireceğimiz ölçüde denizci ülke vasfına sahip olabileceğimiz unutulmamalı. Potansiyelimizi hayata geçirmek adına son dönemde büyük atılımlar gerçekleştirerek denizcilikte lider ülkeler arasına girdik. Denizcilik, coğrafi konumundan hareketle stratejik sektörlerin başında geliyor. Denizciliğe sadece taşımacılık gözüyle bakmıyoruz. Gemi inşa sanayi, liman hizmetleri, deniz turizmi, yatçılık, canlı-cansız doğal kaynakların deniz yönetimini içine alan kapsamlı endüstri, ticaret ve hizmet alanı olarak bakıyoruz” dedi. 

Ege Denizi 7/24 izlenecek 

Bakan Turhan, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Uzun yıllar denizciliğe bazı vatandaşlarımızın geçimlik teknesi olarak bakıldı. Gemilerimizin uzun yıllar kara listede olması bunu gösteriyor. Gemilerimizin denizlere girmesi yasaktı. Kısa sürede gemilerimizi beyaz listeye taşıdık. Şu an tüm sulara girebiliyoruz, bayrağımızı dört bir yandan dalgalandırıyoruz. Buna paralel olarak ülke içinde sektörün kalkınması için yaptığımız en önemli adım ÖTV’siz yakıt uygulaması oldu. Bu destekle kabotaj taşımacılığı arttı. Deniz ticaret filo kapasitemiz, dünya denizcilik filosuna göre yüzde 75 büyüme gösterdi. Sektörün büyümesine paralel olarak tersane payı 78’e çıktı. Dünya yat üretiminde dünyada 3. sırada olup, marka sahibi olduk. Limanlarımızın yolu bilinmezken, kurvaziyerlerden gelen turist 307 bini buldu. Gemi inşaat sektöründeki amacımız en az yüzde 70 yerli katkı payı ile gemi üretimi yapmayı sağlamak. Bunu da 2023 hedeflerimiz doğrultusunda inşallah gerçekleştireceğiz. Bugün açılacak merkezimizde 12 insansız trafik gözetleme istasyonu yer alıyor. Son teknoloji ile gemi trafiği 7 gün 24 saat izlenebilecek. Merkez, İzmir, Balıkesir ve Çanakkale il sınırlarına ve Ege Denizi ortasına kadar yayılan sahayı kapsıyor. Bölgede bulunan 7 ayrı liman başkanlığı, trafik gözetleme istasyonları ile Aliağa’yı da kapsayacak şekilde hizmet verecek. Denizlerimiz her açıdan kontrol altımızdadır ve artık daha emniyetlidir.” 

Konuşmaların ardından protokol tarafından merkezin açılış kurdelesi kesildi. (İHA)