İZMİR'in Buca ilçesindeki Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulu'nda görev yapan teknoloji ve tasarım öğretmeni Senem Kahraman'ın (47), yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen çalışmaya devam ederek, öğrencisi ile beraber tasarladığı konforlu otobüs projesi, geçen mayıs ayındami 'Bir Düşün Sen' adlı milli ulaşım teknolojileri tasarım yarışmasında Türkiye birincisi oldu.
 
Buca Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulu’nda teknoloji ve tasarım öğretmeni olarak görev yapan Senem Kahraman'a 15 yıl önce mide kanseri teşhisi konuldu. Midesinin bir kısmı alınan Kahraman, bu yıl da Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği 'Bir Düşün Sen' adlı milli ulaşım teknolojileri tasarım yarışması için proje hazırlıkları sürdüğü sırada safra kesesi ameliyatı oldu. Ameliyat sonrası hastanede dinlenmek yerine yarışma için proje tasarımı çalışmalarını yapmaya devam eden Kahraman’ın öğrencisi 13 yaşındaki Ramazan Melih Okanoğlu ile verdiği emeklerin sonucunda tasarladıkları otobüs, 'Bir Düşün Sen' proje yarışmasında Türkiye’nin 81 ilinden gelen projeler arasından birinci seçildi.
 
Tasarladıkları otobüs ile bireylerin halihazırda kullandıkları şehir içi otobüslerde yaşadıkları sorunları araştırarak, bunların giderilmesini amaçlayan Senem Kahraman ve Ramazan Melih Okanoğlu otobüse yaşlılara, engellilere, hamile ve çocuklu kadınlara özel oturma alanı, ultraviyole güneş ışınlarını soğuran ve yansıtan cam, engelli vatandaşlar için bilgilendirme sistemi, gelişmiş havalandırma sistemi, özel kamera ve sensörler sayesinde vatandaşların otobüsleri kaçırmasını engelleyecek sistem gibi özellikler ekledi. Daha önce de uluslararası ve ulusal proje yarışmalarında derece kazanmış, tutkulu bir öğretmen olan Senem Kahraman, patentini aldıkları 'Tuğra' isimli otobüsü uygulamaya geçirmek için gerekli destekleri bekliyor.
'KONFORLU OTOBÜS SAĞLIKLI ULAŞIM'
Projeye başlamadan önce öğrencisiyle toplu taşımada kullanılan otobüslerdeki sorunları bulup ihtiyaçları belirlediklerini anlatan Senem Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Özellikle otobüsleri kullanan farklı yaşlardaki bireylerle röportaj yaparak sorunlarını ve şikayetlerini öğrendik. Daha çok engellilerin ihtiyaçlarını gözettik. Görme ve işitme engelli olan bireylerin tek başlarına şehir içinde gitmeleri gereken durakları kolayca bulabilmeleri için sesli ve görüntülü uyarılar yerleştirmeyi planladık. Sadece yaşlıların, çocuklu ve hamile kadınların oturabileceği özel bölmeler tasarladık. Bazı bireyler otobüs durağına geldiklerinde otobüs hareket etmiş oluyor ve son anda kaçırıyorlar. Bunun için otobüsün sağ ve sol aynalarına sensörler yerleştirdik, bunlar bir hareket algıladığında otobüsün hareket etmesine izin vermiyor. Böylelikle bireyler otobüsleri kaçırmamış olacak. Bir diğer şikayet de otobüslerin kötü kokuyor olmasıydı. Otobüsün üzerine otobüs kötü koktuğunda otomatik olarak açılıp, daha sonra kendiliğinden kapanan bir havalandırma sistemi tasarladık. Yazın çok sıcak ve güneşli havalarda yolcuların güneşten etkilenmemesi için, otobüsü filtreli ultraviyole camlarla korumayı düşündük. Tüm bu özelliklerle toplu taşıma otobüslerinde bir çığır açacağımızı düşünüyorum." 
 
'ACILAR İÇİNDE ÇALIŞTIM AMA YILMADIM'
Proje başladığı sırada safra kesesi ameliyatı olan ve hastaneden çıkıp çalışmalarına devam eden Kahraman, "Ben ameliyat oldum, raporumu yarıda bıraktım, işime döndüm. Arkadaşlarım bana ‘yapma, çalışma, çok mu önemli’ dediler. Müdür bey beni eve gönderdi, fakat ben çalışma yarım kaldığı için devam etmek istedim. Fakat ben, benim için çok önemli olmasa da öğrencim için önemli olduğunu biliyordum. Safra kesem alınmıştı ve ağrım vardı, fakat ben o ağrıya rağmen çizim yapmaya devam ettim. Çalışırken ağrılarımı unuttuğumu fark ettim. Sonucunda da Melih için çok güzel bir başarıya imza atmış olduk" dedi.
 
Daha önce mide kanserini atlatan ve sonrasında hayata daha sıkı bağlanan Kahraman, "Her insan kanserle karşılaştığında ölümden korkar, benim aklıma hiç ölüm gelmedi. Öğrencilerimden, işimden uzaklaşıyor olmak korkuttu beni. 15 yıl önce ameliyat olup iyileştikten sonra hayata daha sıkı tutundum, daha tutkulu çalışmaya başladım. Raporum olmasına, emeklilik teklif etmelerine rağmen kabul etmeyip çalışmaya devam ettim. Bu projede de acılar içinde çalıştım ama yılmadım, yılmayacağım da. Bunu bir ödül için yapmadım, birinci olmak bizi onore etti" diye konuştu.
 
Kendisinin de 23 yaşında bir oğlu bulunan Senem Öğretmen, öğrencilerinin başarılarına yardımcı olmaktan mutlu olduğunu söyleyerek, "Çocuklar çok zekiler, fark edildikleri anlarda, onlara güvendiğinizi hissettirirseniz çok güzel işler ortaya koyuyorlar. Bir şeyler üretip ortaya koymak çocukların özgüvenini çok olumlu etkiliyor. Ben öğrencilerime başarının da başarısızlığın da bizim için çok doğal iki kelime olduğunu söylüyorum. Bu yüzden bu gibi projelere katılmak bile güzel. Melih de çok zeki bir çocuk ve bu başarı onun hayatında önemli bir yere sahip oldu. Onunla beraber Ankara’daki ödül törenine gittik, ilk defa Ankara’yı gördü. Onun için unutulmaz bir deneyimdi" dedi.(Melis KARAKUZULU/DHA)