Konak Belediyesi’nin her ay farklı bir yazarın konuk edildiği ‘Yazarlar Yazarları Ağırlıyor’ adlı söyleşilerinin bu ayki konuğu Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı, Türk Toplum Bilimci, Prof. Dr. Emre Kongar oldu. Konak Belediyesi Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen buluşmada Kongar, Gazeteci-Yazar Barış İnce’nin sorularını yanıtladı. Etkinliği, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın da aralarında yer aldığı çok sayıda kişi izledi.    

DEMOKRASİ ZOR ŞEY

İnce’nin ‘Demokrasiye nasıl daha fazla sahip çıkacağız?’ sorusuna Kongar, “Demokrasi sandık ile başlar. Sandık, demokrasisinin vazgeçilmezi, olmazsa olmazı, gerekli ama yeterli olmayan koşuludur. Sandık, mutlaka olacak ama başka şeyler de olacak. Sandığı hangi toplumsal yapının önüne koyarsan sandıktan o çıkar. Aşiretin önüne koyarsan aşiret ağası çıkar, mollaların önüne koyarsan mollalar ve müritleri çıkar, gelişmiş ülkelerin önüne koyarsan belki demokrasi çıkar. Demokrasi zor bir şey. Sandık gerekli ama yetersiz. Demokrasinin yeterlilik, gereklilik şartı ise herkesin hak ve özgürlüklerinin; özellikle muhalefette kalanların ifade ve eleştiri özgürlükleri başta olmak kaydıyla herkesin temel hak ve özgürlüklerinin iktidara karşı da korunduğu bir rejimdir. Bu olmadığı takdirde istediğin kadar sandık koy o sandıktan çıkan şey demokrasi değildir. O sandıktan totalitarizm de, şeriat da, faşizm de çıkar” dedi.

BUGÜNLER DARBENİN ESERİ

1980 darbesinin bugünleri hazırlayan bir olay olduğunu dile getiren Kongar, “Kemalizm adına iş yapıyoruz diye Atatürk’ü kendilerine paravan yapan Kenan Evrencilerle Fethullah Gülenciler kol kola girip, Anayasaya mecburi din derslerini soktular. Türkiye’nin özgürlükçü Anayasası olan 1961 Anayasası’nın ortadan kaldırılarak şeriata dönük oluşumlara ve gelişmelere izin veren bir Anayasa oluşturuldu. Bunun temelinde de Kenan Evren, İhsan Doğramacı ve Fethullah Gülen vardı. Bu günlere öyle geldik” dedi. Etnik ve dinsel kaygıların öne çıktığı, ayrımcılık yapıldığı konusuna da cevap veren Kongar, Türkiye’de çoğulcu kimliklerin dışında kalan kimliklerin ezildiğini savundu. Kongar, söyleşi sonunda kitaplarını da imzaladı.