EGE MECLİSİ - Türkiye'de sürüngenlerin yaşamı üzerine yürüttüğü bilimsel çalışmalarla tanınan ve dünyanın en önemli bilim adamları arasında gösterilen Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen (54), uzun süredir mücadele ettiği kanser hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi.

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) çeşitli yerlerinde sürüngenlerin yaşamı üzerine araştırmalar yapan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen, uzun süredir kanser hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi'nde dün yaşamını yitirdi.

Yaklaşık 3 yıl önce çok büyük değer verdiği annesini kaybettikten sonra kansere yakalanan Prof. Dr. Göçmen'in ölümü, görev yaptığı üniversite olmak üzere zooloji bilim dünyasını yasa boğdu.

Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nden yapılan açıklamada, Prof. Dr. Göçmen'in cenazesinin bugün doğum yeri olan KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da İsmail Safa Camisi'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrası Lefkoşa Türk Mezarlığı'na defnedileceği belirtilerek "Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz" denildi.

Türkiye'nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ve KKTC'de kırsal, dağlık ve ormanlık alanlarda yürüttüğü bilimsel çalışmalarla bugüne kadar 60'ın üzerinde alt tür keşfi yapan Prof. Dr. Göçmen, yılandan kurbağaya, semenderden diğer bir çok sürüngene kadar yaptığı çalışmalar, yeni tür keşifleri ve bu canlıların korunması adına verdiği mücadelelerle Türkiye ve dünyanın en önemli bilim adamları arasında gösteriliyordu. Prof. Dr. Göçmen, yılan türlerinin zehirlerinin ilaç yapımında kullanılabilmesi için de çalışmalar yapıyordu.

KEŞFİNE ANNESİNİN ADINI DA VERMİŞTİ

Türkiye'de 'sürüngenlerin can dostu' olarak tanınan Prof. Dr. Göçmen, Muğla'nın Göcek bölgesinde yeni bir tür keşfi yapıp oteline döndükten sonra annesi Ülfet Göçmen'i kaybetmişti ve keşfettiği yeni alt tür semendere annesinin adından esinlenerek 'ulfatae' adını vermişti.

O dönem DHA'ya açıklamada bulunan Prof. Dr. Göçmen, "Dostlarım o süreci bilir, yıkılmıştım. O zamanki semender çalışmalarımız da bu süreçte sonuçlandı ve yaptığımız çalışmalar sonucunda Gökçeovacık ya da halk arasında 'ala' olarak da bilinen semenderimizin 2 ayrı taksonu temsil ettiğini ortaya çıkardık. Bu taksona, o çalışmayı yaparken kaybettiğim anacığımın adını vermeyi uygun gördük" diye konuşmuştu. (Mehmet ÇINAR/DHA)