İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2016 yılında hakkında açılan FETÖ soruşturması için konulan gizlilik kararının kaldırılarak ifadesinin alınması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
 
İYİ Parti lideri Akşener, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak hakkında 2016 yılında açılan FETÖ soruşturması için konulan gizlilik kararının kaldırılarak ifadesinin alınmasını talep etti.
 
Milletvekili olmadığı için dokunulmazlığının bulunmadığına dikkat çeken Akşener, verdiği dilekçede, "Türk siyasetinin şeffaflık ve temizlik ilkelerine sıkı sıkıya bağlanması için hakkımda yapılan soruşturmanın dosyası üzerindeki 'Gizlilik Kararının' ivedi olarak kaldırılmasını ve izah ettiğim hususların açıklığa kavuşturulması için ivedi olarak ifademe başvurulmasını talep ediyorum" dedi.
Yeniçağ'ın aktardığı habere göre Akşener, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçede şu ifadeleri kullandı:
 
"1994 yılında başlayan siyasi hayatımda sırası ile; 1995 yılında Doğru Yol Partisi’nden Milletvekili seçildim, 1996 yılında Türkiye’nin ilk kadın İçişleri Bakanı olarak görev yaptım, 1999 yılında Doğru Yol Partisi’nden Milletvekili seçildim, 2001 yılında Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanlığı yaptım, 2007 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nden Milletvekili seçildim, 2007 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili olarak görev yaptım, 2011 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nden Milletvekili seçildim, 2015 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nden Milletvekili seçildim, 2017 yılında İYİ Parti Kurucu Genel Başkanıyım, 2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adayı oldum.
 
'SİYASİ MÜCADELE VE DEMOKRASİ KAVGAMIZ İTHAMLAR VE İSNATLARLA AKAMETE UĞRATILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR'
Halen de dokunulmazlık zırhı ile kuşanmamış sade bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı kimliğim ile İYİ Parti Genel Başkanı görevime ve siyasi mücadeleme kararlılıkla devam ediyorum. 2015 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nde 'Olağanüstü Kurultay' talebimiz ile başlayan demokrasi mücadelemiz; Milliyetçi Hareket Partisi Yönetimi’nin tutumu ile hukuk mücadelesine dönüşmüş, Türk Siyasi Tarihini ve Bağımsız Türk Yargısını gölgeleyen aleyhimize kararlar ile bu mücadelemiz sona ermiştir. Bu süreçte; Türk siyasetinin de dönüşme hızı artmış, siyasi mücadele ve demokrasi kavgamız ithamlar ve isnatlarla akamete uğratılmaya çalışılmıştır.