Eskiler olmayan veya yapılmayacak işler için bu tabiri kullanırlar. Bir habere rastladım uzun yıllardır bisiklet kullanıcısı olarak. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum. Büyükşehir Belediye Başkanının bir cümlesine yer vermişler. İzmir Bisiklet Kenti Olmalı deniyor verilen haberde. Hâlâ -meli, -malı gibi gibi eklerle kurulan cümleler yok mu, işte bu en kötü olanı. İzmir nasıl bisiklet kenti olacak, birisi çıkıp söylesin. Çok katlı yüksek binaların cirit attığı bölgelerde, trafik keşmekeşe dönüşmüşken, benim gibi yıllarını bisiklete vermiş kişilerin inatla bu büyük şehirde bisiklet kullanımına rağmen nasıl başarılacak bu. Liman üst geçitlerinde bitirilmemiş bisiklet yolları, belediye otobüslerinin bile kimi zaman saygısız davrandığı bisiklet sürücülerinin işi bu kentte de gittikçe zorlaşıyor.

İzmir bisiklet kenti olmalı ibaresi bir temenni. Bunu söyleyenin bir Büyükşehir Belediye Başkanı olması çok daha hazin bir durumu özetliyor. Yetkinin, yaptırımını elinde olduğu bir yerde oturmak temenni edilmesini gerektirmez. Makam arabalarından inmemiş, bisikleti kendi kullanımı için yaygınlaştırmamış anlayışların temennilerinin ne kadarı gerçekleşebilir. Bisikleti çok seviyorum. Gerektiği hatta kimi zaman gerektiğinden fazla kullanıyorum. Sadece İzmir’in bisiklet kenti olma rüyasının gerçekleşmesi için bu kentin belediye başkanı olmak isterdim. Sözle, umut etmek için değil; gerçekleştirecek hızlı, kesin ve olumlu adımları atmak için… Yapılabilir mi? Neden yapılmasın. Yeter ki istensin, doğru ve beklenen çalışmalar artık başlasın. Kordon boyundaki bisiklet yolunun halini gördünüz mü? Aralarda koca koca taşlarla geçişleri olan, bisiklet binmeyi işkence haline dönüştüren bu yolun rehabilite edilmesi gerekmez mi? Bu kent hepimizin değil mi? Peki, Mustafa Kemal Bulvarındaki bisiklet yollarını halini gördünüz mü? Tramvay çalışması var diye toz toprak içinde, iş makinaları bu yolu kullanıyor kimi zaman tehlikeli biçimde.

Evet, değerli okurlar; bir dinle, bir oku; bin ah işit dedikleri bu olsa gerek. Havanda su dövmeye devam edilecek İzmir ve bisiklet konusunda. Bisiklet kullanıcılarına bireysel olarak sormak yerine STK’lar üzerinden fikir alınmaya çalışılacak. Sonrasında 4-5 yıl daha geçer ve seçim zamanı gelir. Yeni vaatler, yeni rüyalar, yeni havanda su dövmeler. Sadece bu yüzden siyasetin son bulmasını, etik ilkelere dayalı, doğru ve düzgün yöneticilerin ve yönetimlerin geleceği; bisikletin bir şehir içi ulaşım aracı veya bunun parçası olacağı günlerin özlemiyle…